Muhammed Numan ÖZEL
Nur talebelerinin imtihanı
“Din bir imtihan bir tecrübedir”[1] ve bu imtihan herkes için geçerli olup çeşit çeşittir. Yani, şu dünya hayatında herkes derecesine göre bir imtihana tâbidir. İstisnası yoktur.
İnsana birtakım sorumluluklar yükleyen Allah, her insanın mesuliyetinin kendisini bağladığını, kendisine ancak salih amellerinin[2] yarar sağlayacağını, hesap gününde hiç kimsenin bir başkasının günahını yüklenmeyeceğini[3] veya insanın bir başkasının affına yetkisi olmadığını affın sadece Allah’a mahsus olduğunu[4] belirtmiştir.
Bir tesbitimi burada bir kez daha nazara vermek istiyorum: Herkes gibi, şüphesiz Nur Risâlelerini okuyanların da çetin imtihanları var. Çünkü, imtihan insanın kabiliyeti nisbetindedir. Bu cihetten bakınca ehl-i ilim olan nur talebelerinin imtihanları elbette çetin olacaktır. Mufassal Tarihçe-i Hayata bakıldığında nurculuğun ve nur talebelerinin nice nice imtihanlardan, badirelerden, çemberlerden geçtiklerini görüyoruz. Bu cihetle de Mufassal, nurculuğun mazisini bilmek için okunması elmzem bir eserdir. Dava şuurunun tesisi için bir vesiledir. Mazisini bilmeyen kimsenin elindekilerin kadr u kıymetini bilmesi de pek mümkün değildir. Bu sebeple miras genellikle çar çur edilir çünkü emeksiz sahip olunmuştur.
Bu nokta-i nazarlardan sonra, aynı risâleleri okuyan kimselerin de geçmişte ve günümüzde hem mesleki hem de meşrebi hem de içtimai olarak keşmekeşleri olacaktır. Çünkü insan basit bir mahluk değildir. Sahabe efendilerimiz, sütliman bir hayat yaşamamış ki nur talebeleri sütliman bir hayat yaşasın. Zaten ahirete mahsus olan sütliman bir hayatı dünyada talep etmek “âhiret meyvelerini dünyada fâni bir surette yemek demektir.”[5]
İnsanlık imtihana tabidir. Risaleleri okuyanlar talib-i hakikat oldukları için onların da imtihanı iddiasıyla sınamak olacaktır. Sırr-ı teklif ve imtihanın çetrefilli hali işte burada devreye girecektir. Zira, bir kimsenin iman ve hidayet dairesine girmesiyle, o kimse için imtihan bitmiyor. Söz konusu imtihan, şüphesiz herkes için derecesi ve iddiasına göre âhir ömre kadar devam edip gider.
RİSALE-İ NUR KÜLLİYATI BİR BÜTÜNDÜR, BUR KISMINI KABUL BİR KISMINI REDDETMEK MUMKUN DEĞİLDİR!
Kafa patlatırcasına düşünmek ve tefekkür etmek, bütün benliğimizle okumak, kitaba ve manaya teveccüh etmek, her üç Said devresini mütalâa etmek, sadece bir devri alıp ötekilerini reddetmemek, Külliyat'ın tamamını bu nazarla okuyup müzakere, istişare, münazara ve muhakemelerde bulunmak, dava içinde hem hal olmuş kimselerle kaliteli zaman geçirmek, nihayetinde müdellel ve muhakkik olmak, tekemmülatımızı tamamlamaya elzemdir.
İÇTİMAİ MESELELERDE HİS DEĞİL AKIL VE MUHAKEME ESASTIR!
İçtimai hayatın öznesi de nesnesi de insandır. Bu sebeple içtimaî bir meselede ferdî nazar ile değil, belki meşveretin getirdiği külli bir aklın semeresiyle basiret, feraset ve isabet yönüne itimat etmek sûretiyle ancak manevî mesuliyetten kurtulmak mümkün olabiliyor. Aksi halde, isabet kaydetmek zor olacağı gibi, zekâveti yüksek, nura sadâkati zayıf şahısların tesirinde kalmak, yahut nüfuzu geniş ve cerbezesi kuvvetli şahısların boyunduruğu altına girmek ve hatt-ı müstakim olan "siyasetteki muktesid meslek”ten ayrı düşmek, yahut inhiraf etmek tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilir ki, buna çok defa şahit oluyoruz.
Ahirzamanın getirdiği bir şey ki zekâveti önde maneviyatı midesi kadar geride olan çok insan var içimizde. Okudukları belli ama bunları kendince, indi ve şahsi yorumlamalarıyla hem kendini hem de çok insanları peşine takıp helakete sebep oluyorlar.
“Nev'-i insanın yüzde sekseni ehl-i tahkik değildir ki, hakikata nüfuz etsin ve hakikatı hakikat tanıyıp kabul etsin.
Belki surete, hüsn-ü zanna binaen, makbul ve mutemed insanlardan işittikleri mesaili takliden kabul ederler.
Hattâ kuvvetli bir hakikatı, zaîf bir adamın elinde zaîf görür ve kıymetsiz bir mes'eleyi, kıymetdar bir adamın elinde görse, kıymetdar telakki eder.” [6]
Yani bir nevi şahsi anlayışını, felsefesini ilahlaştırıp kendini lâyüs’el görüp her şeyi enaniyetinin artmasına gafletinin kalınlaşmasına basamaklar yapıyor. Allah muhafaza…
Bu sebeple kim olursa olsun duyulan bir şeyi direk tasdik etmemesi gerekiyor insanın. Ve his ve hevesle değil sağduyuyla hareket etmesi elzemdir. Hassaten bir nur talebesi içtimai meselelerde Risale-i Nur külliyatının lahikalarını esas tutarak hareket etmesi lazımdır. Bu lahikalar ihtiyaca binaen kaleme alınmıştır. Keyfi kalem oynatmak için değil.
Nurlarla alakası yok denecek kadar az veya zayıf kimselerin hevai fikir ve sözlerine itina ile yaklaşmak ve kâle almamak elzemdir. Çünkü bunların bu iğvaları yarardan çok zarar ve vesvese vermektedir.
Bazen hizmetteki bazı sorunlar, meslek veya meşrep olarak Risale-i Nur hizmetiyle alakadar olmayan kimselerin cerbezeli, hevaya, hisse hitap eden sözlerine aldanmak ve o sözleri Nurculuğa aşılamaya çalışmaktan kaynaklanmaktadır. Unutulmamalı ki, cerbezeli sözler caziptir insanın his ve hevesine hitap eder.
BOYKOTA DEVAM!
Evet, boykot İslami bir vecibe değildir. Çünkü insana yapılan zulüm ve işkenceler, soykırımlar, eziyetler bir insanlık suçudur. Buna ses çıkartmak da insanlık borcudur.
İsrail mallarını ve onlara destek veren yerli firmaların mallarını boykota devam…
Selam ve dua ile.
[1] Emirdağ Lahikası-2 (33) – Sözler (341)
[2] amel-i sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Kastamonu Lahikası (148)
[3] Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Günah yükü ağır gelen kimse onun taşınması için yardım çağrısında bulunsa -çağrılan yakını bile olsa- o yükten hiçbir şeyi başkası üzerine alamaz. Sen ancak, görmedikleri halde rablerinden korkanları ve namazı özenle kılanları uyarabilirsin. Kim arınırsa sadece kendi yararına arınmış olur. Her şeyin sonu Allah’a varır. Fussilet s. 18. Ayet meali
[4] Buhârî, Îmân, 11; Müslim, Hudûd, 41; Tirmizî, Hudûd, 12; Nesâî, Bey’a, 9.
⁵ Fihrist Risalesi (26)
6 Mektubat (370)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.