Nasıl bir öğretmen?
RAB kelimesi Cenabı-ı Hakkın isimlerinden
.
RAB; Eğiten yetiştiren terbiye eden anlamındadır.
Öğretmen de; eğiten, öğreten, yetiştiren, terbiye eden insandır. Öğretmen bir anlamıyla Allahın RAB isminin tecellisinin tezahürüdür. Evde anne-baba, okulda eğitmen, camide hoca, sanayide usta öğretendir, öğretmendir.
Peki, öğretmen nasıl olmalı?
Öğretmenlerimiz;
Hangi eğitim-öğretim metodlarını kullanıyor?
Eğitim öğretim için yeterli kriterlere sahip mi? Bu kriterler nelerdir?
Öğretmenden beklentilerimiz nelerdir? Bizim ve çocuklarımızın beklentilerini karşılayabiliyor mu?
İdealimizdeki, hayalimizdeki öğretmen modeli nasıl?
Öğretmen hangi donanımlara sahip olmalı?
Öğretmenin hayat felsefesi nasıl olmalı?
Dünyaya bakış açısı ne?
Öğretmen işini severek mi yapıyor yoksa mecburiyetten mi? gibi pek çok soru gelir aklımıza.
Öğretmenle ilgili tarama yaparken iki tane yaşanmış hayat hikâyesi çıktı karşıma. Yaşamın tâ içinden olan, her gün karşılaştığımız, birinden umutla geleceğe bakarken, diğerinden hayal kırıklığına uğrayıp bazen "seni yetiştirene de.." dedirten öğretmen profili.
Yeni öğretmenliğe başlamanın heyecanıyla her gün sınıfa eğitici kitaplar taşırken, birkaç yıl sonra çevredeki olumsuz gelişmelerden çok bunalıp sıkılan, ben bu işi yapmamalıyım, bu iş bana göre değil deyip öğretmenliği bile bırakma cesareti gösterebilecek kadar vakur.
Diğeri aynı olumsuz çevrede yaşamasına rağmen, bu meslek kadınlara uygun, evde olsam ne yapacağım, bana ne olaylardan, ben işime gider gelir, paramı alırım diyebilecek kadar duyarsız bir öğretmen.
Öğretmenlerimizin hatırlandığı böyle güzel günlerde, sizlerinde hafızalarında yer bırakan öğretmenleriniz bir film şeridi gibi geçer. Bunların kimisi iyi, kimisi kötü...
Eminim ki, her insanın hayatında unutmadığı bir öğretmen vardır. Ben de Lise 1. Sınıftaki Coğrafya öğretmenimi hiç unutmam. Verilen anlatma konusunu genelde ben çalışırdım ve öğretmenimiz her derste Hamide kalk anlat derdi. Ben konuyu anlattıktan sonra, sen avukat ol, bu kız avukat olmalı derdi. Ben avukat olmadım ama şu anda insanlara ve topluma faydalı çok sevdiğim mesleği yapıyorum.
Cumartesi günü telefonda ne yapıyorsun diye soran arkadaşıma, Risale Haber için öğretmenle ilgili yazı hazırlıyorum dediğimde hemen bir hatırasını anlatıverdi.
Benim ortaokulda bir matematik öğretmenim vardı. Bana dersi o kadar çok sevdirmişti ki her gün saatlerce matematik olsun isterdim. Nihayet 1992'de liseyi bitirdim. Ama Matematik öğretmenimi hiç unutmadım ve hep çocuklarıma anlattım. Her öğretmenler gününde kendisini ararım. Her aradığımda da mutlu olur ve duygulanır.
Aslında onlar bu mutluluğu fazlasıyla hak ediyor. Çünkü;
-Bir öğretmen istikbale hükmeden insandır. (Henry Adams)
-Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. (Socrates)
-Heykeltıraş mermer için ne ise; öğretmen de çocuk için odur,(Addison)
Bütün insanları onlar yetiştiriyor. Bizi idare edenlerden tutun da bindiğimiz otobüsün şoförüne kadar..
Okul çağında üç tane çocuğum var. Onlara, öğretmeninizin nasıl biri olmasını istiyorsunuz diye sordum?
Gelen cevaplar:
Güler yüzlü olmalı, sempatik olmalı, örnek olmalı, hoşgörülü olmalı, fedakâr olmalı, yardım sever olmalı, sevgi-şefkat göstermeli, karşılık beklememeli, anne-baba gibi olmalı, problemlerimizle ilgilenmeli, ayrım yapmamalı.
Hepsinin aklındaki aynı öğretmen modeli var. Bir anne olarak idealimdeki öğretmen nasıl olmalıdır? diye kendi kendime de sordum. Benim idealimdeki öğretmen modeli ile çocuklarınki bire bir örtüşüyor. Çocukların cevaplarına ilave olarak;
İdeal öğretmen;
Çocuklarla empati kurmalı, yetişkin muamelesi yapıp, çocuk davranışı beklemelidir.
Bilgi ve mesaj yüklü olmalıdır.
Dersi derste öğretmelidir.
Teknolojiye, teknolojik gelişmelere açık olmalıdır. Bilgisayar, internet kullanabilmeli, öğrencelerini de teşvik etmelidir.
Kendini geliştirmeli, kendisini başarıya götürecek yeni alanlar keşfetmelidir.
Yeni eğitim sistemine uyum sağlayabilecek donanımlara sahip olmalıdır.
Yaşamın her anında etkili olmalıdır.
İnsan beşer, şaşar diye bir söz vardır. Sonuçta öğretmen de insandır. Muhakkak ki hataları, eksiklikleri olacaktır. Önemli olan kendisindeki eksikliklerini görüp giderebilmesidir.
İdeal bir öğretmen nasıl olmalıdır konusu ile ilgili yaptığım araştırma; yer ve imkânların sınırlı olduğu saadet asrına götürdü. Günümüzde birkaç senede bir eğitim sistemi değişirken Peygamber Efendimizin (asm) evrensel boyut taşıyan 1400 sene önceki eğitim-öğretim metotları ve uygulamaları hala güncelliğini taşımaktadır.
Efendimizin uyguladığı eğitimdeki yöntem ve metotlarını özetlersek:
Efendimiz sahabelere yazdırdığı yazıları tekrarlatması, öğretirken bıkkınlık verdirmemesi, basit ve kolay konulardan zor konulara doğru öğretim metodunu uygulaması,
Konunun dışında gereksiz sorular sorulmasına mani olurken, konu ile ilgili tüm soruları cevaplandırması,
Yetkili, tecrübeli kişilerden ders alınmasını sağlarken, dil öğrenmeye de teşvik etmesi, ör: Zeyd b. Sabite İbranice öğrenmesine tavsiye etmesi gibi,
İlim öğrenmenin yaşı yoktur diyerek yer yaştaki kişilere ders vermesi,
Derse gelen talebelerin gelmeyenlere işlenen konuları anlatmasını istemesi,
Anlattığı konuları pekiştirmesi ve imtihan etmesi,
Sahabelerin zorlandıkları konularda not tutturarak çalışmalarını tavsiye etmesi,
Anlattığı konularda sözleri, yaşama şekli ve davranışları ile örnek olması
Jest, mimik ve güler yüzüyle dersi canlı tutması,
Ayrıntıları girmeden konuyu açık ve net açıklaması, az ve öz konuşması,
Kıssalardan örnekler vererek konunun kolay anlaşılması,
Konuşurken net, kolay anlaşılır, akıcı bir üslupla anlatması,
Gayesinin ilme yaymak ve marifetullah olması,
Hayat içi eğitimi (yaşamın her anında), yaygın eğitimi (yaş ve cinsiyet grubuna özel), ferdi eğitimi (birebir eğitim), canlı eğitimi (göstererek) uygulaması,
Peygamberimizin talebelerini sadece ilmî konularda değil ibadet, ahlaki ve ruhi konularda da eğitim vermesi.
Zamanımızın büyük âlimlerinden Bediüzzaman hazretleri de yukarıdaki belirtilen eğitim modelini eserlerinde şöyle yansıtmıştır.
İnsanların aklını takılan soruları cevaplayarak ikna etmiş, kalplerini tatmin etmiş, nefislerini sakinleştirmiştir. Problem gibi görülen ilmi konuları, delillerle izah ederek ispatlamış ve yüklü mesajlar vermiştir.
Artık günümüzde akıl, mantık ve vicdanlarını tatmin etmiş ve bunu his ve duyguları ile yaşayan öğretmenlerimize ihtiyaç vardır.
Umuyorum ki bu gibi öğretmenler, benim çocuklarım kadar diğer öğrenci ve velilerin de yaşam ihtiyaçlarını karşılayacaktır.
Bu duygu ve düşünceler ile değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü nü kutlar, hayatta olanlara sağlık, vefat edenlere rahmet dilerim.