Nihayet Türk’lerle Kürt’lerin aklı başına geldi. Nihayet Türk’lerle Kürt’ler, birbirlerine: “Biz Müslümanız, neden birbirimizi kırıyoruz?” diyebildiler. Nihayet, Türk’lerle, Kürt’ler ırkçılık davasının, kan davasının, kabile savaşlarının İslam öncesi cahiliye devrinin birer pisliği olduğunu anladılar.

Düşündüler, taşındılar, barış görüşmelerini başlattılar. Bu milletin evlatlarına yakışan da bu idi. Çünkü bu millet Müslümandı. Çünkü bu milletin dini İslamiyet idi.

İslam, savaş değil barış demekti. İslam, düşmanlık değil, kardeşlik demekti. İslam, “benim olsun” demek değil, “bizim olsun” demekti. İslam, kendin için istediğini başkası için de istemek, demekti. İslam dil hürriyeti, din hürriyeti demekti. İslam, hürmet, merhamet, adalet, eşitlik, muhabbet ve nimetleri paylaşmak demekti. İslam, kendini başkalarından üstün görmek değil, üstünlüğün takvada olduğunu bilmekti.

“En hayırlı olan barıştır.” “Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulun.” diyordu Kur’an. “Üç günden fazla Müslümanın Müslüman’a küs durması haramdır.” “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.” “Birbirine düşman kesilmiş iki kişinin arasını bulmak, namaz kadar, oruç kadar sevap getiren bir ibadettir” diyordu Hz. Peygamber.

Bu görüşmeleri başlatan Sayın Başbakan ve ekibine, dualarıyla, davetleriyle tarafları bu işe zorlayan sayın sivil toplum örgütlerine, sayın kanaat önderlerine, bu sürece kuvvet veren muhterem milletimize, bu ve benzeri girişimlerin bütün kahramanlarına sevgiler, saygılar ve bin teşekkürler sunuyorum. Vehbi Karakaş’a da teşekkür ediyorum. Çünkü o da hep sohbetlerinde, konferanslarında, kitaplarında ve makalelerinde hep barışı, kardeşliği haykırdı ve hep bu sürece kuvvet verdi. Hatırlayacaksınız, Karakaş’ın yayınladığı en son makalesinin başlığı: “İmralı sürecine Müslümanca bakış ve ebedî çözüm”dü.

Ebedî çözüme doğru güzel bir ilerleyiş var. Bu ilerleyiş sekteye uğramamalıdır. Bu hayırlı bir iştir. Hayırlı işlerin çok zararlı manileri vardır. Biz bu manilerden olmayacağız.

Tarih, ırk yüzünden Müslüman’lar arasına ayrılık fitnesini atanları, sürdürenleri, anarşi ve terörden beslenenleri, çanak tutanları lanetle anacaktır. Bu fitneyi bastırmaya çalışanları, anarşi ve terörün belini kıranları, her şeye rağmen barış operasyonunu başlatanları ve sürdürenleri de hep rahmetle ve minnetle anacaktır.

Bu günler dünden güzel olduğu gibi, yarınlar da bu günlerden daha güzel olacak. Müjdeler verilmiştir. İstikbal İslam’ın ve Müslüman’ların olacaktır. “Ölümlü yalan gidecek, Ölümsüz Gerçek gelecek.”Herkes hakiki kemalini, cemalini, huzurunu, güvenini, saadetini, sadakatini ve medeniyetini bulacak inşallah.

“İnsana sadakat yakışır görse de ikrah

Doğruların yardımcısıdır, Hazret-i Allah!”