Şahin DOĞAN
Nurculuğa ‘içerden’ bakınca görünenler
Merkezde Risale-i Nur isimli eşsiz bir külliyat, bir Kur’an tefsiri. Sadece lafızların tefsiri değil mefhûmların tefsiri. Yalnızca manayı nakleden bir tefsir değil temessül eden bir tefsir. Muhataplarının akıllarını ikna, kalplerini işba eden bir tefsir. Kendisini mukabil tutabilen her gönle tatmin duygusu aşılayan ve kendisinden başka bir esere muhtaç ettirmeyen dopdolu bir tefsir.
Yüzeysel nazarlara karşı kendisini kapatan, derin nazarlara karşı ise sonuna kadar açan bir tefsir. Liyakatle birlikte sadakat isteyen bir tefsir. Bütün tariklerden matlup olan neticeyi lâyık, sâdık, ehil olanlara verebilen bir tefsir. Geçmişin kelami, irfani, beyani bütün mûktesabatını satırlarının arasında eriterek taliplerinin sadırlarına akıtan bir tefsir. Akıl ile nakli muvazenede tutan bir tefsir.
Ve bu tefsirin çevresinde halelenen Nurcular isimli bir topluluk. Kişi-merkezli değil kitap-merkezli bir topluluk. Hedefi takva, ibadet, ubudiyet, marifet olan nurlu ve onurlu bir topluluk. Günahlara karşı her daim tetikte, masivaya karşı manalı bir istiğna içerisinde olan bir topluluk. Mesleği “haliliye”, meşrebi “hıllet” olan bir topluluk.
Her gün bir başka ders halkasında imanını tazeleme gayreti içerisinde olan bir topluluk. Hususi ve umumi mütalaayı şiar edinmiş bir topluluk. İbadetteki halaveti hiçbir dünyevi lezzete tercih etmeyen ûkba ufuklu bir topluluk. Her adımında Allah’ın rızasını arayan bir topluluk. Bütün tereddütlerden sıyrılmış sadece imana odaklanmış bir topluluk.
Gayesi dışındaki her şeyi “malayani” görerek sadece ona ayarlanmış müteyakkız bir topluluk. Kandil gecelerini ve Ramazan ayının son on gününü -halden anlamayan nadanın “bid’at” demesine aldırmayarak- ta sabahlara kadar ibadetle, tefekkürle, istiğfarla, münacatla, tilavet-i Kur’an ile geçirmeye çalışan ve böylece ibadet aşkından bihuş olmuş bir topluluk.
En küçük bir sünneti bile ihmal etmeyerek adetini ibadete çevirmeye çalışan bir topluluk. Tesbihatsız bir namazı “kâmil namaz” olarak görmeyen ve elinden geldiğince tesbihatlarını hakkıyla yapmaya özen gösteren bir topluluk. Bazı insanların dünyevi işlerden aldığı hazzı uhrevi işlerden alan bir topluluk. Hayatı boyunca en küçük bir lezzetinden bile fedakarlık göstermemiş olanların asla anlayamayacağı ve kavrayamayacağı bazı meşru lezzetlerini bile “kutsi hizmet” hatırına feda eden bir topluluk.
Maksada hizmet etmeyen her şeyden alakasını kesen, gaybe yakinen iman eden, imani hakikatleri ilmelyakin içinde bir hakkelyakin ile müşahede eden, ahad haberlere bile mütevatir gibi hürmet edip baş tacı eden bir topluluk. Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’in itikat esaslarına sımsıkı bağlı ve “şaz” bütün yorumlara karşı mesafeli duran bir topluluk. Muhabbet fedaisi olduğu için husumete vakit bulamayan bir topluluk. İstikameti kerametten evla gören bir topluluk. Hakikatin dengesini korumayı mukaddes bir vazife olarak gören bir topluluk.
En çok kitap okuyan, kitap okumanın ne demek olduğunu çok iyi bilen ve uygulayan bir topluluk. Kitap ile, kitap kokusu ile, bir köşede usulca oturup kitabını eline alarak onunla derin halvet dakikaları yaşayan bir topluluk. Kitap ile hemdert, hemdost, hemhal olan bir topluluk. Günlük kitap okuma alışkanlığının tadına varmış bir topluluk. Her hal ve şartta “mani-i her kemal” olan ümitsizlikten kaçıp ümide doğru yelken açan bir topluluk. “Kadere iman eden kederden kurtulur” ilkesine yürekten inanmış bir topluluk.
İç dünyaları dağınıklıktan ve derbederlikten uzak, sistemli, istifli, düzenli bir topluluk. En büyük hileyi hilesizlikte bilen bir topluluk. Farklılıkları tehlike değil zenginlik gören bir topluluk. Deizm, ateizm, mealizm, historizm, terörizm gibi dehlizlere asla düşmeyen, merkezdeki eşsiz külliyattan aldıkları güçle bu gibi dehlizlere karşı Allah’ın izniyle kendilerini haklı olarak hudutsuz bir emniyet içerisinde gören bir topluluk.
Yaşamsal, varoluşsal bütün soru ve sorunların hal çarelerini merkezdeki bu külliyatta bulan ve bunu merak eden herkese -akl-ı selim olmak şartıyla- gösterebilen bir topluluk. “Müspet hareket” prensibi sayesinde her türlü aşırılığa karşı dengeli duran ve mana-yı harfi perspektifi ile yüzlerce düğümü çözen bir topluluk…
Evet, Nurculuğa ‘içerden’ bakınca görünenler bunlar. ‘Dışarıdan’ bakan birilerinin bunları görmemesi/görememesi mezkûr vasıfların olmadığı manasına gelmez. Çünkü nazarınız yanlış ise oradan size görünecek olan manzaranın doğru olmasını beklemeyin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.