Dursun SİVRİ
Olayların baş kahramanı ‘ağaç’
Dünyanın gözünü İstanbul’a çeviren bir kahraman var. Uzun süre gündemi meşgul etti.
Ayrışmaların, kutuplaşmaların, birleşmelerin ve buluşmaların odak noktası oldu.
Taraflarından bazı insanlar “mesele … değil anlamadın mı?” diyenler tarafların ayıkmasına vesile oldu.
Neden bahsedildiği malum… Bahsi geçen kahraman “Ağaç” veya “ağaçlar”…
Taksimde “Gezi Parkı” denilen yerden alınıp nakledilen birkaç ağacın hakkı ve hukuku ile başlayan olaylar hakkında ne kadar çok yazıldı, çizildi, konuşuldu. Sosyolojik, psikolojik, siyasi bilimsel analizler yapıldı. Konuşulan yazılanların envanterini çıkarsak ciltler dolusu yayınlar çıkar ortaya.
“Farkındalık şuurunun” gelişmesine katkı sağladı.
“Ağaç” bütün tarafların buluştuğu âdeta kutsal bir kavram ve kahramanı bir metaforu oldu.
“Ağaç” her türlü hayat anlayışında “farkındalık şuurunun” da göstergesi olarak haklı yerini aldı.
Ağaç çok güçlü tevhid delilleri anlamlarını taşıyor.
Ağaç deyip geçmeyelim. Risale-i Nur’da ağacın çok önemli yeri vardır.
Yaratılış sürecinin sırrını açıklayan “Levh-i Mahfuz, İmam-ı Mübin ve Kitab-ı Mübin” bahsinde ağcın başlangıcı çekirdekten ağaca, ağacın neticesi çekirdek olması ile derin sırları ders vermektedir.
Ağaç Cenab-ı Allah’ın (cc) isim ve sıfatlarının tecellisini ispatında konuyu akla yaklaştırmada anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Havas ilmi seviyesinde sayılan avamın anlamasının mümkün olmayacağı kutup derecesinde mâneviyat ulularının anlayıp ders verebileceği derin konuları sıradan insanların seviyesinde ders vermektedir.
“Ağaç” kahraman olmayı hak ediyor. Mazhar esma tecellilerini yansıtması, ayna olması bakımından hak ediyor. Çam ve incir çekirdeğinde koca bir ağacın programını yüklenmiş olması, filizlenmeden ağaca ağacın meyvesinin de yine çekirdek olma sürecinde Cenab-ı Hakk’ın; İlim, İrade, Kudret, Kelam, Sem, Basar, Hayat sıfatlarının tecellisinin akla yaklaştırılmasında özellikle üzerinde tahşidat yapılan misaller ağaçtan verilmektedir.
Bu yaklaşımın risale terminolojisindeki ifadesi “mânây-ı harfi” ve mânây-ı ismi” olarak geçiyor.
Konuya, yani ağaca “mânây-ı harfi” ile bakınca eserden sanatkâra çıkan yolun ispatında çok güzel örnekler verilmektedir ağaç üzerinden. Pozitif bilim mânay-ı ismiyle bakmaktadır.
Ağaç hakkında o kadar çok deyim ve var ki….Toprağın hıfz ve ihyanın arşı oluşu nebatatla görülüyor.
Kırıma ve dönüm noktası olmuştur
Kim ne derse desin konu ile ilgili ve ilgilenen her kesimler için çok önemli kırılma/dönüm noktası oldu adı geçen ağaçlar. Küresel çapta yansımaları oldu. Aynı ölçüde dersler çıkarılabilecek yönü de oldu şüphesiz.
“Her şeyin iyisine bak kaidesiyle” de bakılabilmeli.
Zahirde masumane bir gerekçe ile başlayan, güvenlik güçlerinin hesap ön göremediği zamansız müdahale bahane oldu. Sonradan esen rüzgârdan çoklar yelkenlerini şişirip durumdan vazife çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu.
Daha sonra küresel bir planın eş zamanlı başlatılıp işletildiği anlaşılan hadiselerden dersler ve mesajlar çıkarıldı. Kimileri “Mesaj alındı” dedi kimileri “Ne mesajı?” diye tecahül arif yaptı.
Bazı musibetler zuhur ettiğinde kendini en güçlü görenlerin en güçsüz kaldıklarını hissettikleri olur. Buna benzer sosyal hadiseler tek kelime ile “musibettir”. Diğer büyük afetler gibi…
Demokrasi sadece seçim değildir
“Demokrasi sadece sandıktan ibaret olmadığı” realitesi anlaşıldı. Evet seçim demokrasinin gerek şartıdır yeter şartı değildir. Bu böyle biline. İçini siyaset bilimciler doldursun.
Demokrasi dinamik bir süreçtir. Seçimlerde raftan indirilip, seçim sonrası rafa kaldırılan bir dosya değildir. Kesintisiz işlemesi gereken bir süreçtir. Her daim talepler ve eğilimler dikkate alınması gerektiği anlaşılmış oldu.
Resmi ideolojinin model gençliği
Mevcut eğitim sisteminin kurgusundan çıkan ürün /sonuç ve (Şekil-A)’da görüldüğü gibi insani değerlerden yoksun vahşi bir tablodur. Çoğunluğu tahsilli, varlıklı toplumun (sözde) seçkin tabakasından. Eğer istikbal bunlara emanet ise vay halimize…
Gerçek sosyal yapının kimyası sağlam
Diğer taraftan toplumun temel değerlerini taşıyan büyük ekseriyeti var ki, mevcut eğitim sisteminin yan ürünü imalat hatası sayılır. İyi ki, çoğunluğunun değerleri ile örtüşmüyor. Demek oluyor ki, ekonomiyi düzeltmek yetmiyor. Sağlam değerler üzerine inşa edilmesi gereken bir medeniyet meselesidir konu…
Mevcut sosyolojik yapı, gönüllü kültür kuruluşları ve dini cemaatlerin, bilhassa Risale-i Nur orijinli hizmet gruplarının hamiyeti ve himmeti ile oluşan sağlam bir yapıdır.
İktidar sanki zembille gelmiş gibi bir algıya neden olmuştur. Kamuoyu araştırmalarının istatistiklerine dayanarak zımni olarak davranışlarına yansıyan örtülü aşırı özgüven yansıması tepkilerin etkenlerinden olduğu değerlendirilebilir.
Her dönemin beyaz Türkleri, esmerleri ve zencileri bir realitedir. Fakat beyaz Türkler dışındakiler “oh oldu!”gibi kısa vadeli duygusal düşünmemiş. Dik duruşun yanında yer lama asaletini göstermiştir.
İktidarın son zamanlar dışlama olarak algılanan mesafeli duruşunu gözden geçirmesine vesile olacağını düşünüyoruz. Bürokraside uygulanan yeni dışlayıcı yaklaşımların yanlışlığı inşallah anlaşılmıştır.
Dini cemaatlerin siyasete eklemlenmesi ne kadar yanlış ise iktidarın oportinist şöven duygularla ayrımcı uygulamaları uzun vadede telafi edilemez sonuçlar doğurabilir.
Son olaylarda dini cemaatlerin etkili olduğu kitlelerle tüm toplum kesimleri büyük tehlikeyi görmüş ve desteğini açıkça izhar etmiştir.
Fitne planı geniş toplumsal karşılık bulamadığı için oyun bozulmuştur.
Karar verici ve sorumluluk makamında olanlar derinlemesine ve kapsamlı bir “Gözden geçirme ve öz değerlendirme” yapmalıdır.
İstikbalin teminatı olan gençlik profili üzerinde kafa yorulmalı. Tablet bilgisayarın yanında mânevi donanım için daha yapılacak çok işler var.
Kader yönü ve olayların görünmeyen yönü
Zahiri sebepler yanında kaderin payını dikkate almak lazım. “Beşer zulmeder kader adalet eder.”
Ayasofya için Sultanahmet mazeretine kader tokadı sarfı nazar edilecek bir değerlendirme değildir.
“Mesele namaz kılacak yer meselesi değil… Daha anlaşılmadı mı?” İnşallah anlaşılır…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.