Ergenekon Operasyonu gittikçe boyutlanıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında dün gerçekleştirilen on ikinci dalga operasyon, darbeci örgütün üzerine kararlılıkla gidildiğini bir kere daha göstermiş oldu.

Soruşturma, on ikinci dalgada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı ile kimi rektörlere uzandı…

12 ili kapsayan operasyonun gözaltı listesinde 50 civarında isim yer alıyor.

ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'ın evi arandı…

Cumhuriyet yazarı Prof. Erol Manisalı gözaltındakiler arasında…

Ergenekon Operasyonu, üniversiteleri de içine alacak şekilde genişliyor.

Aralarında eski rektörler Fatih Hilmioğlu, Ferit Bernay ve Mustafa Yurtkuran'ın da bulunduğu beş rektör gözaltına alındı.

*

Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın gözaltına alınması on ikinci dalganın en çarpıcı resmiydi.

Haberal, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e çok yakın bir isim olarak biliniyor.

Nitekim…

Demirel, dün havaalanına kadar gidip Haberal'ı uğurladı; kendisine “en baba desteği” vermiş oldu.

Mehmet Haberal, yedi yıl önce dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e yönelik “siyasi kumpas” bağlamında çokça tartışılmış bir isimdi.

O dönemde -Haberal'a ait- Başkent Üniversitesi'nde tedavi gören Ecevit'in sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine Rahşan Ecevit, Bülent Bey'i adeta hastaneden kaçırmıştı!

Prof. Haberal'ın Başbakan Ecevit için “iş göremez” raporu hazırlattığına yönelik iddialar Ankara kulislerini sarsmıştı.

Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş'in Bülent Ecevit'e karşı yeni bir siyasi yapılanmaya giriştiği söz konusu dönemde; 'Ecevit Karşıtı' o çizgi, Mesut Yılmaz'la birlikte hareket ediyordu ve Doğan Grubu'nun tam desteğini almış durumdaydı.

*

Darbeci Ergenekon yapılanması her geçen gün biraz daha deşifre ediliyor. Süreç, hız kesmiyor.

Ankara'daki devlet kurumları Ergenekon örgütünün üzerine kararlı bir biçimde gidiyor.

“On birinci dalga”nın ardından “Artık on ikinci dalga diye bir şey olmaz” diye iddialı yorumlar yapanlar bir kez daha yanıldılar.

Ergenekon sürecinin anlamını ve gidişatını doğru okuyamayanlar, Ergenekon'daki büyük resmin farkında olmayanlar; daha önce de “Ergenekon'da son dalgayı gördük. on birinci dalga falan olmayacak” diye yazmışlardı…

Hatta, geçen yaz “Ergenekon'da Tolon ve Eruygur'dan sonrası olmayacak” kehanetinde bulunan meslektaşlarımız bile vardı.

*

On ikinci dalganın ardından, ulusalcı-laikçi çevreler Ergenekon soruşturması hakkında kamuoyunu yanıltabilmek amacıyla kirli propagandalarını sürdürdüler.

Ergenekon soruşturması, asla siyasi bir operasyon değildir.

Operasyonun ardında hükümet yok…

AKP iktidarının pozisyonu burada “Soruşturmaya engel olmamakla” sınırlıdır.

Süreci “Hükümetin muhalifleri susturmaya çalışması” veya “Demokratik haklarını kullananların cezalandırılması” diye niteleyenler gözbağcılık yapıyorlar.

Ergenekon örgütünün üzerine gidilmesi, Türkiye'nin yaşadığı darbeler sürecinin -derin mahiyetinin- gün ışığına çıkarılabilmesiyle eş anlamlıdır.

Darbeci Ergenekon yapılanmasının bütünüyle -tepeden tırnağa- deşifre edilmesi, 'engellenmesi mümkün olmayan' bir süreçtir.
Yeni Şafak