Mustafa ÖZCAN_
Peres ağzıyla konuşanlar
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Davos'taki meşhur konuşmasıyla Arap Birliği'nin Birleşik Arap Emirlikleri'nde gerçekleştirdiği dışişleri bakanları düzeyindeki toplantının sonuç bildirisi arasında bire bir benzerlik var. Sanki Şimon Peres'in Davos'taki sözlerini kayıt altına almış gibiler. Benzeri bir durum 1990 yılında Kahire'de yapılan Arap Birliği zirvesinde yaşanmıştı. Saddam'ın Kuveyt'ten çıkarılmasını görüşmek için toplanan Arap liderlerin sonuç bildirisini ABD'nin istediği doğrultuda kaleme aldığı hatta sonuç bildirisinin ısmarlama olduğu ileri sürülmüştü. Belki BAE'de yapılan Arap Birliği toplantısında da benzeri bir durum yaşandı. Her ne kadar sonuç bildirgesi İsrail'den gelmese de BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah Bin Zaid al-i Nahyan'ın 'Arap olmayanların içişlerimize karışması nahoştur ve yapıcı değildir' ifadeleri tamamen Şimon Peres'in Davos'taki sözlerinin Abu Dabi'de yankılanması olarak düşünülebilir. Peres'in, Mısır ve Ürdün'le barış yaptıklarını, Hüsnü Mübarek ve el Feth Lideri Mahmut Abbas'ın Hamas'ın ne olduğunu gayet iyi bildiklerini söyledikten sonra 'sana ne oluyor kardeşim' anlamına gelen (What's the matter with you) ifadelerini kullanması dikkat çekmişti. Halbuki ne İsrail ne de Araplar 'Yahu kardeşim sana ne oluyor da Suriye ile İsrail'i barıştırmaya çalışıyorsun, başka işin mi yok?' dememişlerdi. İşte Şimon Peres'in ifadelerine benzer ifadeler bir de BAE'de Arap dışişleri bakanları düzeyinde kullanılmıştır. Bu da reflekslerin aynı olduğunu gösteriyor. Abu Dabi'deki konuşmayı mercek altına alan Türk hariciyesine göre muhatap Türkiye değil, İran. Bilindiği gibi İran ile BAE arasında üç ada hususunda tarihi bir gerginlik ve ihtilaf var. BAE kendisine ait adaların İran tarafından işgal edildiğini ve geri iade edilmediğini söylüyor. İran ise bunun sürekli gündemde tutulması halinde savaş nedeni olabileceği uyarısında bulunmuştu. Gerçekten de öyle mi yoksa İran üzerinden 'Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle' misali Türkiye'ye de bir mesaj mı verildi?
*
Türkiye, bu sözleri üzerine almasa bile El Cezire yorumcuları kastedilen ülkelerden birisinin de Türkiye olduğunu açıklıkla ileri sürüyor. Gerçekten de bu kasıt doğru ise bu takdirde Şimon Peres'in Davos'taki sözleri Abu Dabi'de yankılanmıştır. Türk tarafı pek üzerine almasa da böyle bir serzenişe muhatap olma ihtimalinden dolayı da endişeye kapılmıştır. Bu endişe Abdullah Gül'ün Riyad ziyaretine de yansımıştır. Riyad'ta yapılan sohbet toplantısında 'Kral Abdullah, Türkiye'nin attığı adımları nasıl karşılıyor?' sorusuna Abdullah Gül şu karşılığı vermiştir." Sayın Kral'a, Türkiye için bazı bölge ülkelerinin, 'Arap ülkelerinin işine ne karışıyor?' şeklinde düşünebileceğini hatırlattım. Sonra da, Türkiye'nin bölgesindeki ateşten etkilenmemesinin mümkün olmadığına dikkatini çektim. Sayın Abdullah, Türkiye'nin bölgede etkin rol oynama çabasını olumlu karşıladıklarını belirtmiştir. Türkiye'nin önemli bir Müslüman ülke olduğuna vurgu yaptı..."
*
Zımni olarak Türkiye'ye yönelik olarak Abu Dabi'de böyle bir ifade kullanılırken Türkiye ile paralel hatta ve çizgide olan Katar da izlediği farklı politikalardan dolayı dışişleri bakanları toplantısına davet edilmemiştir, dışlanmıştır. Bunun üzerine Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamid Bin Casim Bin Cabir el Sani, Abu Dabi yerine atlamış Ankara'ya gelmiştir. Bu da aslında gerçekten de Abu Dabi'de dışlanan iki taraftan birinin Türkiye diğerinin de Katar olduğunu ortaya koymuştur. Mısır ve Mübarek rejimi de doğrudan Türkiye'yi hedef almasa ve bu tarz söylentileri reddetse de krizden hemen sonra Ebu'l Geyt'in Ankara'ya geldiği ortamla, ateşkes öncesi Hamas yetkililerinin 'Türkiye'nin ateşkes teklifini yeğliyoruz' ifadesinden sonra toplantı halinde oldukları Mısır İstihbaratı Başkanı Ömer Süleyman'ın 'İşte telefon Ankara'yı arayabilirsiniz?' şeklindeki keskin bir tercihe zorlayan ve zımnen 'Ya bizimlesiniz ya da Ankara ile' ifadelerini kullandığı ortam birbirinden çok farklıdır. Kriz sürecinde makas açılmasını ortaya koyar. Velhasıl Araplar Türkiye'nin son açılımlarından pek de memnun değiller. Sözleri ve tavırları bunu gösteriyor.
Milli Gazete
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.