Risale-i Nur’dan bir cümle: Dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme!

Risale-i Nur’dan bir cümle: Dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme!

"Yalnız dünyevi, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme..." İzah eder misiniz? Bu pişmanlığı duyanlara neler demek lazım?

"Ey insan! Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp hüzne düşme. Yalnız dünyevî, ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyûma aittir. Masarıf ve levazımatını o tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve ona aittir. Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi ne kadar kıymettar olduğunu ve ne kadar güzel faydalar verdiğini ve o sefine sahibi Zâtın ne kadar Kerîm ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netâiç, bir cihetle senin defter-i a'mâline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihyâ eder." (Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam.)

Hayatın gayesi, sadece, bu dünyada rahatça yaşamak, dünya nimetlerinden istifade etmek değildir. Bunlar hayatın “dünyevî, ehemmiyetsiz meyveleri”dir. İnsan bu dünyaya uhrevî bir ticaret için gelmiştir.

Bu ticaret Altıncı Söz’e konu olan şu ayet-i kerimede haber verilmektedir: “Allah, mü’minlerden nefislerini ve mallarını cennet karşılığında satın aldı.” (Tevbe, 9/111)

Bu büyük ticareti yapan, hem kendi varlığını hem de sahip olduğu sair imkânları hak yolunda kullanan bir insanın dünyada çektiği sıkıntılar, padişahın lütfuna mazhar olduğu müjdesinin sevinciyle yola çıkan bir kimsenin, saraya varıncaya kadar çektiği zahmet ve sıkıntılara benzer.

Hayatın dünyaya ve nefse bakan ciheti ve lezzetleri fânidir, anidir, çok ehemmiyetsizdir ve çabuk söner. Hayatı sadece dünyanın adi ve basit faydalarına hizmet eden bir vecihle görmek, hayatı çok adi ve basit bir derekeye indirir. İnsanın dünyada çekmiş olduğu meşakkatler ve sıkıntılar, hayattan aldığı cüz’î ve fani lezzetlere mukabil gelmediği için onu çok üzer ve bin pişman eder. İnsan hayatın ehemmiyetsiz ve fani meyvelerine bakıp da pişmanlık göstermemelidir. Zira hayatın asıl ve yüksek gayesi, san’atkârına bakan cihetidir. İnsan ona bakmalı ve ona yönelmelidir ki, hayatın kıymetini anlasın ve ona göre hareket etsin.

İşte insan, hayatın bu yüksek gayesini terk edip, sadece geçici meyvelerine hasr-ı nazar ederse, hayatın ağır yüküne mukabil bu cüz’î ve fani lezzetler mukabele edemez. Tıpkı çok çalıştığı hâlde ücretini alamayan bir işçi gibi, bir müddet sonra çalışmaktan sıkılır ve kendini atalet döşeğine atar. İnsan da hayatın hakiki gayesine hizmeti terk edip, dünyevî, cüz’î meyvelerine yönelirse, sonu pişmanlık ve atalettir.

Münkir, kâinatı manasız, gayesiz ve tesadüfün oyuncağı olarak gördüğü için, her şey ona azaplı ve sıkıntılı olarak yansır. Mümin ise her şeyin Allah’ın tedbir ve dizgininde ve onun kudret elinde olduğunu, her şeyin hikmetli ve manalı olduğunu bildiği için, her şey ona sevimli gelir ve huzur verir.

Mahlukata iman nazarı ile bakmayanlar, mevcudatın yapmış oldukları fıtrî ibadetleri göremez, onlarda tecelli eden esmayı okuyamazlar. Tahkiki bir iman sahibi, her şeyin arkasında Allah’ın sonsuz kudretini ve mutlak tasarrufunu güneş gibi görür, bütün mevcudatın hâl ve kâl dili ile yapmış oldukları ibadetleri anlar.

“Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” (Hakikat Çekirdekleri: 50.)

"Çirkin gören çirkin düşünür, çirkin düşünen de hayattan elem ve azap duyar." Hayata ve hadiselere iman ve ibadet gözlüğü ile bakılırsa, her şeyin sırrı ve hakikati çözülür, onların arkasındaki güzellikler ve hikmetler tezahür eder.

Öyle ise en mühim iş, kalp ve nazarın nasıl ve ne ile terbiye edildiğidir. Zaten insanın diğer cihazları kalb ve nazara bakar, kalb ve nazarda ne varsa hükmü de ona göre olur.

İnsanın dünya hayatından pişman olmasının temelinde, iman ve tevekkül zafiyeti ile birlikte hadiselerin iç yüzünü ve ilahi hikmetlerini görememek yatıyor.

Sorularla Risale

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.