Himmet UÇ
Sanatçılar ve mekanlar
Bloomsday, Joyce‘in Ulysees romanını yazdığı Dublin şehrinde her yıl yapılan kutlamalara verilen isimdir. Dramatizasyonlar ve kültürel etkinlikler yapılır, şehrin muhtelif semtlerinde romancının hayatını geçirdiği mekanlarda oturulur, kitaptan bölümler okunur. Dünyada bu romanı en çok Japonlar okuduğundan bu güne gelmek için her yıl Japonya’dan hatırı sayılır miktarda insanlar gelir ve Joyce’in mekanlarında dolaşır, romanın ve temaların dünyasına girerler. Şehirdeki Joyce Müzesi ve Kulesinde bir grup insan kitabı okur ve hakkında konuşurlar. Her yıl Haziran ayı içinde yapılır Bloomsday.
Rus yazarı Puşkin için anmalar düzenlenir, hatta Dostoyevski bu anmalardan birinde “Puşkin Üzerine Konuşma” isimli söylevini verir ve büyük takdir toplar. Hugo’nun ölümü Fransa’da milli matem olarak kabul edildi. Büyük Alman şairi Goethe Mevlana’ya hayranlığı yüzünden Farsça öğrenmiş bir de divan yazmış. Ünlü ressam Rembrand Mevlana’nın bir tablosunu yapmış, İranlı Mevlana Cami “Peygamber değil ama kitabı var” demiş. Fransız şairi Maurice Barres “Mevlana ışığından bir kez nurlanan başka nur istemez“ demiş. Batıda ve doğuda yüzlerce şair ve sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Onun yaşadığı mekanlar her yıl Konya’da ziyaret edilir. Bediüzzaman dünyayı Mevlana kadar etkilememiş midir, üstelik o hep itibar görmüş, Bediüzzaman ise hem deccal hem de süfyan komitelerinin ölümünden sonra bile saldırılarına maruz kalmıştır. Hazine üstünde yatıp değerini bilmemek gibidir, bu ülke aydınlarının ona karşı tutumu. Ama ne yazık ki bu büyük öğretinin tesiri altına girmek değil de biz hala olun neden Türk değil veya niye Kürt diye tartışmalar yapmaktayız. Onun Kürtlüğü Hz. Meryem’in dünyaya gelişi gibi bir Mekri Rabbanidir, onu aşamayan ondan istifade edemez.
Leonardo’nun Avrupa’da gördüğü itibar ve aldığı hediyeler ve kendine ihsan edilenler kitap olacak kadar çoktur. Sadece Fransa kralı ona iki yılda bir ikibin ekü öder. Büyük hükümdarlar ve krallar onun ziyaretine gelirler. Hz. İsa hayranıdır. Çocuk İsa diye ünlü tabloları vardır. Meryem’e müjde isimli tablosu önemlidir. Yaptıklarının büyük kısmı mukaddes ve kutlu mekanlar ve insanlar üzerinedir. İnsan anatomisi üzerine ölüler üzerinde diseksionlar yapar. Bediüzzaman da sanki diseksionlar yapmış gibi Anadomik verilere göre insanın yaratılışındaki güzelliğe dikkati çeker, Şam’daki hutbesinde.
Baudelaire’nin ölümü Fransız edebiyatı için yas olarak ilan edilir. Müzikli Dram ustası olarak bilinen Wagner’in gördüğü itibar kitaplara sığmaz. Fransız ressamı Delakroix’in ölümünden sonra evi müzeye çevrildi. Fransız kadın romancısı George Sand’ın evi ve mezarı müzedir.
Dostoyevski demek Saint Petersburg demek, romancı bu şehirle bütünleşmiş. Onun evi bir müze, müzeyi tanıtmak için yazılar yazılmış. “Bu müze Dostoyevski'nin roman hayranı iseniz burayı görmek zorunluluktur. Acaba insanlık tarihine Bediüzzaman mı yoksa Dosto mu büyük faydaları olmuş kişilerdir. Onun kim olduğu başkalarının yazarlarına düşünürlerine gösterdiği itibardan anlıyorum. Dosto Karamazof‘da “Zihnimi kurcalayan Tanrı inancını burada anlattım” diyor. Anlattığı da dünyanın büyük romanlarından olan eserde bir iki forma, öbür yanı entirika, karmaşa.
Orhan Kemal’in oğlu babasının evini müzeye çevirmiş, Ahmet Ümit anlatıyor. “Namık Kemal’in mezarına bir ziyaret için bir bilimsel toplantıda birçok insanı kışkırttım da bir küçük minibüs ile Bolayıra ünlü şairin mezarına gittik, gazetelere telefon ettim, bir futbolcunun ayakkabısı yırtılsa haber olur, bir büyük şairinki olmaz. Ne garip değil mi. Tecer’in kızına babasının Kadıköy’deki evini müze yapmasını söyledim, gariban o kadar zengin değil ki, devlet parasını ödese belki ama nerde. Kültür bakanımız ne yapar, muhafazakarların bir kültür görüşü yok, beni en çok tahrib eden de bu ya. Solun var, milliyetçilerin var, onların da olmadı ya, nerde elli yıldır beklenen muhafazakar iktidarın kültür adamları? Bakanlar içinde kültürlü ve entelektüel bir adam yok, sayın Erdoğan belki derd eder kendine…
Goethe’nin bütün dünyada enstitüleri var. Alman kültürü onun şapkasının altına sığınmış, hatta İstanbul’da da var. Hz. Muhammed için de bir şiir yazmış. Evi müze haline dönüştürülmüş. Almanya‘da yaşadığı mekanlar insanlar tarafından büyük ilgi ile izleniyor.
Muhammed'in Terennümü
sevinç sevinç berrak
ve yıldız yıldız parlak
bir dağ pınarı
üstünde beyaz bulutların
ve kuytusunda bir yeşil yamacın
Aziz ruhlar sallamış beşiğini
veda edip çocuk tazeliğiyle bulutlara
raks eder gibi iner mermer kayalara
haykırır sevincini semalara
dağ geçitlerinde
önüne katar renk renk çakılları
ve bağrına basar kardeş pınarları
çiçeklenir ayak bastığı yerler
ve nefesiyle yeşerir çimenler
yoldaşı olur şimdi ırmaklar
ovaları doldurur gümüş ışıklar
bir ses yükselir pınarlardan
"kardeş ayırma bizi yanından,
bekliyor Yaradan.
yoksa bizi çölün kumları yutacak
güneş kanımızı kurutacak
kardeş,
dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını
hepimizi alıp koynuna
eriştir bizi yüce Rabbına
ezelî Deryâ'nın yanına."
peki, der, dağ pınarı
kendinde toplar bütün pınarları
ve haşmetle kabarır göğsü, kolları
ülkeler açılır uğradığı yerlerde
yeni şehirler doğar ayaklarının altında.
kulelerin alev zirvelerini
ve haşmetli mermer saraylarını
bırakıp arkasında
yürür mukadder yolunda
dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak
ihtişamının şahitleri
kullarını Rabbine ulaştırarak
karışır İlâhî ummana coşarak!
Paris’in içinde sanatçıların, büyük yazarların mezarlarının ve coğrafyalarının, heykellerinin dünyası var. Bu kültürel Fransa’dır. Neden Bediüzzaman’ın yaşadığı evleri organize etmeye yüreğiniz yetmiyor? Gelin batılı olalım gerçekten, kültür sanat ve dine, ilme merak saran batılılar gibi, yoksa başkası değil. İstanbul deyince akla Yahya Kemal, Nedim, Şeyh Galip gelir, Bediüzzaman niye gelmesin o da orayı yeryüzü cenneti görür. Zola, Hugo daha niceleri demek Paris demek, Bediüzzaman demek ya ne demek?
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.