Nurullah HALİLOĞLU
Seçimler ve siyaset
Demokrasinin gereği olarak memleketimizde seçim mevsimi yaşanmaktadır. Birçok siyasi parti, vatandaşın oyunu almak için var güçleriyle çalışmaktadırlar. Demokratik kurallar içinde işleyen bir seçim atmosferinden elbette ülkemiz ve insanlarımız kazançlı çıkacaktır.
Bu seçim atmosferinde, insanlarımız arasında meydana gelebilen aşırılıklar asıl korkmamız gereken durumlardır. Bu sebeple birer Müslüman olarak, asrımızın Kuran tefsiri Risale-i Nurlardan aldığımız bilgi ve terbiyeye binaen dikkat etmemiz gereken bazı durumları nazarlara vermek istiyorum.
Bediüzzaman Said Nursi, hep siyasetin dine, millete ve vatana hizmetkâr edileni tasvip etmiş, insanı birbirine düşman eden ve tarafgirlik nazarıyla melek gibi olan bir muhalifini şeytan, şeytan gibi bir taraftarını da melek gibi gösteren bir siyasetten Allaha sığınmıştır. Ayrıca dinin siyasete alet edilmesini men etmiş, bir kısım insanların dindarlık kisvesiyle siyaset yapmasının dine zarar vereceğini, çünkü dinin kimsenin tekelinde olmaması gerektiğini, dinin umumun mal-ı mübareki olduğunu ifade buyurmuşlardır.
Dinin siyasete alet edilmesi kadar, dinsizliğin de siyasete alet edilmesini tehlikeli gören Bediüzzaman, talebelerini, Demokrat ve hürriyetçi olanlardan yana ehven-i şer düsturuyla tavır almalarını tavsiye etmiş ve iman ve Kuran hizmeti adına siyasete girilmesini uygun görmemiştir. Çünkü o günümüz siyasetinin yalana revaç verdiğini görmüş ve menfaat üzerine dönen siyasetin canavar mesabesinde tehlikeli olduğunu ifade etmiştir.
Yine Risalelerin bir çok yerinde, siyasetin kalpleri ifsat ve akılları geveze ettiği üzerinde durulmuştur. Bütün bunlar siyaset konusunda nasıl davranmamız gerektiği hakkında bize bir fikir vermektedir. Demokratik bir idari sistemin gereği olarak siyasetten tamamen vazgeçmemiz elbette mümkün değildir. O halde ne yapmamız gerekir?..
Bir kere, bizler siyasi oluşumlar içinde ehven olanı destekleyeceğiz. Ehven olan siyaset, dinsizliğe hizmet etmeyen, dini siyasete alet etmeyen, ırkçılık yapmayan, demokrat ve hürriyetçi olanları desteklemektir. Tabi bu kurallar konusunda özellikle ülkemizde kafa karışıklığı olabilir. Çünkü siyasete yapılan askerî müdaheleler ülkemizdeki siyasetin kimyasını bozmaktadır. Ayrıca bazen siyasetçiler seçmenden oy alabilmek için kendilerini olduğundan farklı gösterebilmektedirler.
Netice olarak, siyasetin en tehlikeli olanı siyasî tarafgirlikte aşırı gitmektir diye düşünüyorum. Bir insanın desteklediği siyasi oluşumu tamamen masum görmesi doğru olmadığı gibi, diğerlerine karşı hasmane tavır takınması da doğru değildir. Siyasette ifrat ve tefritten kaçınmalıdır. Çünkü şimdi desteklediğimiz bazı şahısların ilerde başka oluşumlara kaydığını görebiliriz.
Dikkat çekmek istediğim diğer bir konu da, iman ve Kuran hizmetinde bulunmayı hayatının vazgeçilmezi haline getirenlerin siyasete karşı duruşlarıdır. Böyle insanlar elbette ehven olarak bir siyasi oluşumu destekleyebilirler. Ama hiçbir zaman siyasi kimlikleri hizmetinde bulundukları kudsi davanın önüne geçmemeli. Yani insanlar bizleri her şeyden önce samimi bir Müslüman olarak görmeli. Bizler önce siyasetçi sonra Müslüman pozisyonuna girmemeliyiz.
Hasılı siyasette insaflı olmak lazım. Her şey bizim istediğimiz gibi olmayabilir. Bizlerin insanları insafsızca tenkit etmeye hakkını kendimizde görmemiz doğru değildir. Bizim vazifemiz Allah rızası için ehven gördüğümüz siyasi partiye oyumuzu vermemizdir. Memleketi düzeltmek, insanları düzeltmek Allahın görevidir. Rabbimiz bizi hesaba çektiğinde, hangi siyasi partiye oy verdiğimizden ziyade, nefis ve şeytanlarla yaptığımız mücadele ve layıkıyla kulluk görevimizi yapıp yapmadığımız konusunda bizi hesaba çekecektir.
Seçimlerin dinimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Rabb-i Rahimden diliyorum
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.