Cumhurbaşkanı güzel bir iş yaptı. Çok çok önemli bir tabuyu yıktı. Bu onun tek başına başarabileceği bir iş değildi elbet. Onu oraya taşıyan ve sonuna kadar arkasında ona destek olan bu milletin gücüydü. Sonuçta bu millet için önemli bir dönüm noktası yaşanmış oldu. Bu milleti bu başarısından dolayı Cumhurbaşkanı ile birlikte tebrik ediyoruz.

Taşların yerli yerine oturması gerekiyor. Gelişmiş demokrasi için bu gerekli. Kanun hakimiyetinin sağlanması, ardından kanunların ve yasaların demokrasiye uydurulması dikkatle takip edilmesi gereken uzun bir süreçtir.

Bunun için de en uygun kriter -bugün için- AB kriterleridir. 

Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması ile ilgili yasanın onaylanması ile sanırım bu anlamda bir taş daha yerine oturtulmuş oldu.
Bu yasa ile ne yapıldı?

Özetle görmek istersek:
2008 yılında Avrupa Birliği Komisyonu tarafından yayımlanan Katılım Ortaklığı Belgesinde yer verilen ve kısa vadeli öncelikler arasında bulunması sebebiyle 2009 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesinde yarar görülen 'Askeri mahkemelerin yetkisinin askeri personelin askerlikle ilgili görevlerine hasredilmesi' maddesi gereği yerine getirilmiş oldu.

Yani:
"Barış zamanında asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle işlemesi durumunda, asker olmayan kişilere ilişkin soruşturmalar Cumhuriyet savcıları, kovuşturmalar ise adli yargı mahkemeleri tarafından yapılır" maddesi yasalaşmış oldu.

Çok yalın bir ifade ile bu yasadan şunu anlıyoruz. Nasıl ki, bir memur vazife dışında vazifesini ilgilendirmeyen bir suçu işlediğinde (adam öldürmek gibi, gasp gibi, dolandırcılık gibi) bu suçu ile ilgili olarak kendi idaresi değilde sivil mahkemeler işlem yapıyorsa aynı şekilde askerlerin de -hangi rütbede olursa olsun- görevleri dışında işledikleri suçlardan dolayı askeri mahkemeler değil de artık sivil mahkemeler bakmış olacak.

Gayet makul ve mantıklı bir yaklaşım. Anayasanın eşitlik ilkesine de uyan bir yönü var. Bu kadar makul ve mantıklı bir kanunun yasalaşmasında bu kadar sıkıntı çıkarılmasını anlamak mümkün değil.

Aslında vatandaş memnun. Bu yasanın onaylanmasından sonra kiminle konuşsanız gayet memnun, kimsenin karşı çıktığını görmedim. Sadece bu meselede en garip davranış biçimi Ana Muhalefet Partisinden geldi. Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine gittiler. Hastalıklı bir durum. Oysa “Seksen sonrası ihtilal yapanlara yargı yolu açılsın” diyen de kendileri.

İş ciddiye binince mi dank etti. Bir çok kesimin “hükümet yapamaz geri adım atar” anlayışından hareketle CHP de “nasılsa başaramazlar o halde esip gürlemekte sakınca yok” diye mi düşündü?

Dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili olarak da sürekli tekrar etmelerine rağmen iş ciddiye binse tüyeceklerinden eminim. Başbakan şöyle bir blöf yapsa inanın yutacak ve tabana kuvvet, “erkekliğin onda dokuzu tüymek, onda biri de toz olmaktır” kaidesince arkalarına bakmadan kaçacaklardır.

Nereye kadar?... Anayasa Mahkemesine kadar. Başka kaçacak yer de kalmadı. Pardon bir de Anıtkabir’e gidebilirler.  Orada ağıt yakmaları da mümkün. Yardımcı olmak için bir iki bukle biz yazalım mı ne dersiniz?

Mesela:
Aldık sazı ele:

Tıngır mıngır, tıngır mıngır
Tıngır mıngır, tıngır mıngır

Atam bilsen biz ne günlere kaldııııık
İktidarı onlara kaptırdık kendimiz muhalefette kaldııık
Her gün bir kanun, her gün bir yasa artık kevgire döndüüüük
İhtilal sonrası iktidar oluyorduk ondan da olduuuuk..

Tıngır mıngır, tıngır mıngır
Tıngır mıngır, tıngır mıngır

Partileri kapatmak ne mümküüün
Demokrasi geldi millet keyfine düşküüüün..
Herkes ihtilale karşı CHP ise şaşkıııın
İhtilal dönemi geçti on yılı aşkıııın

Tıngır mıngır, tıngır mıngır
Tıngır mıngır, tıngır mıngır