İsmail BERK
‘Sizin vazifeniz devam ediyor’
Vazife, insana ait sorumluluk tarifesidir. Bir taahhüttür. Karşılıklı rızaya dayalı veya zorunluluk arz eden görevler bütünüdür. Vazifemizi yapmak bizi vebalden ve kusurdan kurtarır. Aksi halde ucu ihanete ve suiistimale varan bir çok yanlış kapıya sürükler.
Bu gün, risale mensuplarına tevdi edilen, “Genç Saidlere” seslenen Üstadın bir mektubunda geçen vazifeler üzerinde duracağız. Daha doğrusu bir giriş yapacağız.
Önce hakiki vazifemizi hatırlayarak onu tamamlayan ve Üstadın tadat ettiği vazifelere geçelim.
“İnsanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.” (23.Söz)
Bu hakikati perçinleyen diğer ifade:
“İnsanın vazife-i fıtriyesi, taallümle tekemmüldür, dua ile ubûdiyettir.”
Buna göre vazifelerimizi inşa edeceğimiz üç temel husus: (1) İman, (2) dua ile ubudiyet, (3) taallümle tekemmül.
Bu çerçeveden bakıldığında Risale-i Nur mensupları için bu hususu tamamlayan vazifeler serisi görmekteyiz.
“…sizin vazifeniz…” diye devam eden Barla Lahikası’nda bir mektup var. Önümüzdeki yüzyılın talebelik sorumluluğunu Risale-i Nur mensuplarına hatırlatan bir emirname.
Buyurun,mektubun ortasından okuyalım:
“...vazifem bitmiş gibi bana geliyor. Sizin vazifeniz devam ediyor. Ve inşâallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil ve tahşiye ile ve neşr ve talim ile, belki Yirmibeşinci ve Otuzikinci mektubları te'lif ile ve Dokuzuncu Şua'ın Dokuz Makamını tekmil ile ve Risale-i Nur'u tanzim ve tertib ve tefsir ve tashih ile devam edecek…”
Yukarıdaki mektup ışığında Risale Akademi’nin 15 Vazife Konferansı, önümüzdeki yılların gündemi olabilecek usul, esas, yaklaşım ve çerçeve müzakeresini başlatıyor.
Ruh-u asliyi hassasiyetle sürdürmenin gereği olarak müzakere ve mütalaa zeminlerinde müdavele-i efkar yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz?
Böylece, öncelikli vazifelerimiz kendiliğinden ve yeniden takdim/tehir olacaktır. Hayatımız yeniden konumlanacaktır.
Öncelik risale ise gerisi kendi sırasını ve zamanını düzenleyecektir.
Yeniden vazife almaya ve vazifeleri taksim edip iş bölümü içinde teşrik-i mesaiye/işbirliğine ve risale okumalarını derinleştirmeye “Hepimiz hoş geldik.”
Akademik zeminde müzakerenin zihni inkişaf ve kalbi inşirah kazandıracağı bir iklimde vazife şuuruna davet eden Üstadın bu mektubundan herkes hissesini almalı.
Üç iğneyi üç yüz iğne yapmanın sırrı ancak ihlas ve şahs-ı manevi ile tahakkuk edecektir. Bu şekilde yeni yüzyılın baharını müjdeleyen Risale-i Nur’un ilmi tahkik süreçleri çağın yankısı olacaktır.
Beşeriyet uyanıp aklını ortak şuurla çalıştırdıkça ve medeniyet havzasından beslendikçe meşru hayatın lezzet tarifleri dünyanın huzur ve selametini yeniden inşa edecektir.
İşte 15 vazifeyi yerine getirme ciddiyeti, nur talebelerinin ve Risale-i Nur’a ilgi duyanların yol haritasını teşkil edecektir.
Üstadın tadat ettiği vazifeler için ayrı ayrı;
Ne yapılacak?
Nasıl yapılacak?
Neden yapılacak?
15 vazifenin irtibat noktaları/kesişme alanları nasıl belirlenecek?
Kimler yapacak? Kimlerle büyüyecek?
15 vazife, bildiklerimizin ve yaptıklarımızın dışında çağın yeni ihtiyaçları ve algıları için önümüze nasıl bir sorumluluk koyuyor?
İhtisas içinde bir ihlas, iş bölümü içinde bir işbirliği, ihtiyaçlara göre tecdit ve tefekkür zarureti göz önüne alınarak “Genç Saidleri” iş başına nasıl çekeceğiz?
Risale-i Nur’u dünyaya mal edecek bir gayreti sistemli bir hale getirecek şekilde 15 Vazife’den birisi ile fıtratımızı en doğru bir şekilde nasıl buluşturacağız?
Uykularımıza girecek böylesi bir düşünme refleksine ve yeniden okuma disiplinine hazır mıyız?
Ayrıca 15 Vazife, hedef kitleye göre ayrı ayrı muhtevanın tarifini, izahını, tekmilini ve talimini istemez mi?
Herkes her şeyi anlatma hakkına sahip mi,yoksa ihtisas başlayacak mı?
Mesela hüve nüktesinin şerhi yapılacaksa, şarihlerde aranacak vasıflar, şerh etme usulleri belirlenecek. Şerhin farklı türleri işin içine girdiğinde kendi içinde şerh kurulunun alt disiplinler kurması gerekir. Ayrıca bilimin son keşif ve bilgileri ile konu arasında yeni irtibatlar kurması sağlanmalı ki, yeni kuşak güncel bir şerhle risalenin damak zevkini tatsın. Dimağ tazeliğini yaşasın.
Yine Hüve Nüktesi üzerinden gidecek olursak, izah edecek uzmanlarda aranacak asgari vasıflar/yeterlilikler nelerdir? İzah etme dereceleri/seviyeleri farklı olacağına göre her öğrenme kademesi için ayrı ayrı izahçılar yetişmesi gerekir. Nasıl ki, matematiği ilk, orta ve lise ile üniversite programında ayrı ayrı seviyede hocalar anlatıyorsa, risalenin anlatım ve izahında da hedef kitleye göre böylesi bir düzenleme şarttır.
Diğer vazife başlıkları da kendi içinde ayrı ayrı ve bütün olarak birbirinin mütemmimi olacak sistemli bir şekilde çalışılması zarureti hepimizin malumudur.
Risaleyi değiştirmeden sonuna kadar kendimizi değiştirip geliştirmenin ve taallümle tekemmülün şahikasına şahs-ı manevi ile varmanın ahdı ve azmi risalenin hukuku açısından asli bir vecibedir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.