Ruhları topladığında Halîk, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim’ diye sordu. Hep bir ağızdan, ‘evet, sen bizim Rabbimizsin’ dediler.

İnsan yaratıldığında, melekler bir soru sordular Rabb’e.. ‘Acaba biz yeterince ibadet edemiyor muyuz’ telaşı gibi bir durumu yansıtıyordu. Cevap, yüce hikmeti anlatıyordu... Şüphesiz, bilinmeyenin anahtarları yalnız Rabbin elindeydi.

Bu soru, meleklerin başta ‘bozgunculuk’ olarak düşündükleri bir muazzam ispatı içerecek uzun bir süreci gösterecekti.

Melekler, cevaba karşı eğildiler. Ancak şeytan direndi, bu duruma kendine özel bir cevap üretmeyi denedi.
İnsana secde etmeleri istendiğinde ise, şeytan dışında ruhlar emre uydular. Şeytan farklı bir cevap için yine kendini zorladı.

Yanlış bir cevaptı. Ancak ısrarlıydı. İspat etmesi istendi. İlk söyledikleri ateş ve toprak üzerineydi. Yetersiz görüldü. Başka gerekçeler istendi. Bunun üzerine süre ve imkân istedi. Hepsi verildi.

Hakk'ın sorusu ve şeytanın cevabı ile imtihan, ateşle toprağın kavgası başlamadı mı?

Ruhları maddeye düşüren, Âdem peygamberi gurbete düşüren, cenneti geciktiren yasak meyve?

Âdemin asıl imtihanı sorunun cevabını tekrar aramak değil mi? Dünyanın yaratılması, dönüştürülmesi, altı gün, hep bu sorunun ispatının dâhilinde değil midir?

Şeytanla eşit şartlarda, hikmet atmosferinde bir yarışa tabi tutulmanın bir amacı da, bu ispat toprağında ve ateş altında, insana ve şeytana imkân ve fırsat verilmesi değil mi?

‘Ben kimim’ demek, aslında Rabb'e (cc) ‘Sen kimsin’ ya da ‘Sen bizim Rabbimiz değil misin?’ demek değil mi?

Ayna içinde ayna olmak, topraktan cam çıkarmak, sonra onda kendini görmek, insanın eline verilen bir fırsat değil mi?

Bunun cevabı için değil mi bunca gelip geçmeler.

Ebubekir’le (ra) Ebu Cehil’i ayıran kor bu değil mi?

İbrahim peygamberle Firavun'un atıldıkları aynı ateş değil mi? Birini yakan, birini serinleten ve emin kılan?

Hz. Muhammed’i (asm) insanların zirvesi yapan verdiği cevaplar değil mi? Uğruna kâinatın yaratıldığı bu güzellik (asm), Rabb’e Onu en güzel anlatan cevap O (asm) değil mi?

İnsanların sevgilisi yapan, bu soruya verdiği kesin cevap değil mi?

Dünyanın nefesini kesen bu cevabın susması olmayacak mı?

Sorular ve cevaplar üzerinde varlığımız, vesselam.