Hüseyin EREN
Sussan olmuyor, konuşsan olmuyor
Sabah, Zübeyir Ağabeyin 'Malumatın olsa da sus' deyişini okumuş, bugün bunu uygulayacağım diye kendime telkinde bulunarak çıkmıştım evden.
Nafile, daha ilk mecliste yenildim. Malum 'Bana yazdırıldı' mevzusu açıldı. Gel de sus! Konuştuk da ne oldu?
Yeni tanıştığımız kişi ile ayrılırken; meseleyi tam izah edememenin endişesi ve ezikliği içindeyken, muhtemelen o da tam anlamamanın benzer endişesi içindeydi. Konuşmakla anlaşıyor göründük fakat anlaşamadık!
Aynı gün öğleden sonra. Gaybı Allah bilir; “Bediüzzaman kıyamet için tarih veriyor” gibi kes-yapıştır-hüküm ver zihniyeti ile karşılaştım. Yine susayım dedim olmadı, konuştum olmadı.
Ne olacak bu halimiz? Şimdilerde 'Mutlak vekil' tartışmaları başladı.
Daha yeni doludan kurtulalım derken yeni bir kasırganın kıpırtıları ile mi karşı karşıyız? Oyun içinde oyun mu; yoksa kolay oyuna gelecek kadar zayıf mı düşünce dünyamız, manevi bünyemiz?
“Mutlak Vekil” tartışmalarına cevap vermek adına sanal dünyada kopan fırtına ile Risale eser külliyatını gölgelediğimizin farkında mıyız? Kör kuyuya atılan taşı kırk akıllı, kırk günde çıkarabilir mi? Çıkmayacaksa bırakın atanla beraber orada kalsın! Nafile çabanın kime ne faydası var?
Sussan kabullenmiş oluyorsun, konuşsan gürültü alevleniyor. Bu gürültüde hakikat kendini nasıl duyuracak?
17 Aralıkta elbise içinde saklı yapı kendini belli etti; 15 Temmuz’da üryan oldu, üryan oluşu dünya gördü. Durum devlete ve hukuka intikal etmişken, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmanın anlamı var mı?
Rehber-i Ekmel Resul-ü Ekrem (A.S.M.) çok mu konuşurdu? Uzun nutuklar atar mıydı? Susması ne idi, konuşması ne idi? Hali ile ne söylerdi?
Zihnimizde, kalbimizde, idrakimizde bu ve benzer sorular geziyor ve cevap arıyor mu? Yoksa falancaları yüceltmek, falancaları alçaltmak adına konuşma üstüne konuşma yapıyor bir de bunu teville kutsiyet mi atfediyoruz?
Sanki hakikate erdik de sıra onun “vekiline” geldi? “Mutlak Hakikat”e ihata edecek bir akıl ve kalp var mı? Kendi hakikatimizi keşfetsek ve o hakikatin vekili gibi davransak yetecek sanki.
Evet, sussan olmuyor konuşsan olmuyor.
Aklını kullanan susmasını ve konuşmasını bilir. O bilenden olmak istedim başaramadım, yarından ümit varım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.