Tâhirî Mutlu: Hapishanede Üstad’ın kapısını dinlerdim
Bugün Tâhirî Mutlu ağabeyimizin 39. vefat yıldönümüdür. Tâhirî Ağabey 3 Nisan 1977 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti. Eyüp Kabristanı’na defnedildi. Tâhirî ağabeyimizi rahmetle, şükranla, minnetle ve dualarla anıyoruz...
Ömer Özcan’ın haberi
RİSALEHABER- 3 Nisan 1977 tarihinde vefat eden Tahiri Mutlu Ağabeyi birebir kendi ifadelerinden, 1943 Denizli hapishanesinde yaşanan bazı hatıralardan arz ediyoruz:
1943 DENİZLİ HAPİSHANESİNDE İLK GÜN
Ve hapse girdik... İlk işimiz, akşam namazını kılmak oldu orada… Bazı kardeşler, sabahtan akşama kadar abdestini tutabilenler kılmışlardı. Olmayanlar zaruri bekledi. Otuz iki kişi bizi bir koğuşa verdiler. Bir yer bölünmüş orada. Hapishane aynı tayyare biçiminde... İki tarafı mevkuf, hafif ceza; arkası, kuyruğu ağır ceza; önü gardiyan, müdür vs... Biz orada âdeta üst üste yattık!
Sabahleyin ezan, namaz, ezkâr olarak Salât-ı Nariye, hatim… 32 kişiyiz... Herkes okuyabildiği kadar okurdu... Santral Sabri Hoca âlimdi, o duasını yapardı...
Bizim için, ‘Bunlar toplu isyan edecekler, şöyle adamlar, böyle adamlar…’ Diye aleyhimizde propaganda yapmışlar. Mahpuslar bakıyor bunlar ezan okuyorlar, namaz kılıyorlar, yiyorlar, yatıyorlar... ‘Bunlardan ne zarar gelecek!’ diyorlar. Sonra, ‘Biz de Müslüman’ız, biz de namaz kılalım’ demeye başladılar. Biz koğuşumuzda diz dize duruyorduk. ‘Sizin odanız var mı?’ dedik. ‘Var’ dediler. ‘Bizde imam çok, siz hazırlanın, size beş vakit kıldırsınlar’ dedik. Onlar da başladılar elhamdülillah namaz kılmaya. ‘Efendim, biz Kur’an okuyacağız…’ ‘Buyurun, hemen!’ dedik. O idamlıklar falan çoğu beraat etti çıktı bu halde elhamdülillâh. Günden güne ilerliyordu...
Bizi oraya o zamanın reisicumhuru göndermiş. 1943’te, onun plânı varmış hakikaten... Fakat Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle biz girdikten beş-on gün sonra ‘Turancılar’ diye bir şey çıktı, onlar girdi, bizi unuttular! Kendi kendilerine uğraşmaya başladılar...
ÜSTAD MAHKEMEDE: ‘BEN NAMAZ KILACAĞIM’ DEDİ VE ÇIKTI...
Nihayet mahkeme başladı... Bizi bahçelerden götürüyorlardı. Hemen adliyenin önüne çıkıyoruz… Bizi Hemen içeri sokuyorlar, halka göstermiyorlardı, korkuyorlardı. Altmış beş kişiyi böyle ikişer ikişer...
Mahkemede akşam namazı gireli hayli müddet oldu. Hz. Üstad yerinden kalktı: ‘Ben namaz kılacağım’ dedi. ‘Efendim, kaza…’ Üstad: ‘Olmaz!’ dedi, doğruldu ve gitti. Hâkim, mübaşire: ‘Git namaz kıldır, getir’ dedi.
Bediüzzaman ve talebelerinin yattığı, 1943 yıllarındaki Denizli Hapishanesi
GECE ÜSTAD’IN KAPISINA GİDER MUHRİK SESİYLE OKUDUĞU EZKÂRI DİNLERDİM
En çok hoşuma giden, Hz. Üstad gece kalkar, ezkârını okurdu. Hapishanede çatı bir olduğundan, ses gelirdi. Üstad biraz sesli okurdu. Ben de giderdim kapının önüne, demir kapının önüne, orada yanında gibiymişim gibi… Yani ben dinlerdim! Çok muhrik bir sesi vardı, çok fevkalâde idi. Ondan çok istifade ederdim elhamdülillah... (Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-1)
www.RisaleHaber.com
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.