Hayrettin KARAMAN
Toplumun başına dert olan insanlar
Gemiden yazan okuyucum yukarıdaki başlığı attığı sorusuna şöyle devam ediyor:
"Hemen her yerleşim yerinde en az bir tane de olsa 'kötü' insan vardır. Hırsızlık yapan, mala cana zarar veren, bıçak çekip para isteyen, insanların da aman başıma bela almayayım diye isteneni vermek zorunda kaldığı, bahçesine, ağacına, aracına, malına, canına, ev halkından birine kötülük geleceğini bildikleri için para, içki talebini çeviremedikleri, topluma korku, endişe ve zarardan başka bir şey vermeyen bu insanların ancak ölümüyle o mahallenin/beldenin rahatlayabileceğini düşünerek onun ölümünü arzu etmek ya da öldüğünü duyunca sevinmek ne kadar doğrudur?"
Peygamberimiz (s.a.) "Ölüm kimileri için bir feraha erme, dertten ve kederden kurtulmadır, kimileri için de başkalarını feraha erdirmedir, rahatlatmadır" buyuruyor. Soruda tasvir edilen "kötü insanlar" işte bu ikinci gruba girerler, onlar ölünce rahatsızlık ve zarar verdikleri insanlar onlardan kurtulurlar, güvenliğe kavuşur rahat bir nefes alır, rahata ererler. Bu insanların, kötülerin ölümüne sevinmeleri de tabîîdir.
Müminlere tavsiye dilen bir dua şekli de şudur: "Rabbim, hayat hakkımda hayırlı olduğu sürece beni yaşat, yaşamak hakkımda hayırlı olmadığında emanetini al!"
İnsan kendisi için bile, hayatı hayırlı, faydalı, dünya ve ahiret saadetini kazandırıcı olmadığında "ölümü istediğine" göre, bir başkası için de bunu temenni etmesi sakıncalı olmaz.
Müminler, aralarındaki kötüleri ıslah etmek, zararlarını engellemek için ellerinden geleni yapmakla yükümlüdürler. Bunun da en iyi tedbiri eğitim çevresini iyileştirmek, çocuklarımızın örnek alacakları, etkilenecekleri iyilerin ve iyi davranışların sayısını arttırmaktır.
Her şeye rağmen kötüler olmuştur, olacaktır, onların kötülük ve zararlarını asgariye indirmek için zarar görenleri, mağdurları yalnız bırakmamak, kötüler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar devlet ve sivil toplum olarak onların değil, mağdurların yanında yer almak gerekiyor.
Kötü olmak ve kötülük yapmakta toplumun etkisi mutlaka vardır; ama suçu ve kusuru tamamen topluma yükleyip kötüleri masum ve mecbur göstermenin de din, hukuk ve ahlakta yeri yoktur. Herkes yaptığı kötülükten cezayı hak edecek kadar sorumludur.
Yeni Şafak
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.