Misafir Kalem
Unutulmuş insanlar ülkesi...
Dünyanın gözleri önünde yaşanılan trajedinin altındaki imza yaklaşık 600 bin kimliksiz imza!..Bu insanların doğru dürüst bir kimlikleri yok...
Sınırı geçtiklerinden az sonra karşılaştıkları Birleşmiş Milletler yetkilileri beyanlarına göre bir isim yazıyor ve bileklerine bir numara takıyorlar... Artık o numara onların adları!...
Somali boşalıyor...
Bu ülkede 1991 yılında yaşanılan büyük kuraklık ve açlık dalgasından sonra bir türlü oturmayan taşlar, yüzbinleri ülkelerinin dışına taşıyor...
Kenya-Somali sınırındaki Dadaab Mülteci Kampı’ndaki gözlenimlerim, insanlığın tutunamayanları kolay unuttuğu yönünde... 200 ile 800 kilometre yolu yürüyerek gelen insanların tercih ettikleri yaşamda elektrik yok, su yok, tuvalet yok... Bunların olmadığı bir dünyada TV, radyo veya internetten söz etmenin bir anlamı olabilir mi... Bu insanlar, olmayanların dünyasına adım atarken bir şeyden kaçıyorlar... Kaçtıkları o “şeyin” korkunçluğunu varın düşünün...
Onlar, bir çadırı, dünyanın Türkiye gibi yardımsever ülkelerinin kendilerine aktardıkları sınırlı miktardaki yiyeceği tercih ediyorlar...
Çocukları ölüyor... Kampın özel bir çocuk mezarlığı var!...
Belli ki gözleri, dünya nimetlerinden çok daha fazla yararlanan ulusların kendilerine uzatacakları elde ama sanırım boşuna bekliyorlar...
1991 yılından bu yana dünyanın sergilediği tutum, bugün Kenya’ya akın eden binlerce insanın da unutulacağı yönünde...
Kemaleddin Ahmad, babası 1991 yılında Kenya’ya kaçmış bir Somalili... Anlattıkları bir ulus için korkunç denilebilecek kaderi aktarıyor...
“1991 yılında buraya geldik ve buraya yerleşmek zorunda kaldık.Ailem 83 kişiden oluşuyor. Buradanbaşka bir dünya bilmiyorduk...Ben okudum, bir ara Amerika’ya kadar uzandım... Şimdi burada yardım grupları için mihmandarlık yapıyor insanımın daha düzgünyaşaması için çaba gösteriyorum. Somali sorunu çözümlenmeden burada hiçbir şey düzelemez...Aksine buradaki sorunlar her geçen gün biraz daha artar...”
Bu nedenle...
Başbakan R.Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu’na çok ağır bir iş düşüyor...
Somalili Müslümanlar’ın korkunç kaderi karşısında bugüne kadar sessiz kalan Körfez’in zengin petrol emirliklerini harekete geçirmek...
Çünkü Somali sorunu Türkiye’nin tek başına altından kalkabileceği bir sorun olmanın çok ötesinde bir yapı gösteriyor... Buraya acil olarak 1.5 milyar dolarlık bir insani yardım gerekiyor ama bunun ötesinde bugün mülteci olan insanların yarın evlerine dönmelerinin ve Somali’de istikrarın kalıcı olarak sağlanmasının da yollarının açılması gerekiyor...
Bu ancak, uluslararası bir planla mümkün...
İslam Konferansı’nın liderliğinde Müslüman dünyasının bir defa, Birleşmiş Milletler’i beklemeden derhal harekete geçmesi gerekiyor... Çünkü burada gördüğüm, Birleşmiş Milletler’in bu coğrafyada sınıfta kaldığı yönünde...
Kamplarında kaldığımız İnsani Yardım Vakfı’nın çalışmaları bile BM’nin çok ötesine geçmiş durumda...
AID isimli gönüllü doktor grubumuz, Türk bayrağı altında kurduğu sahra çadırında her gün yüzlerce çocuğa çare olmaya çalışıyor...
Türk gönüllüler kampların her tarafında yoğun bir çalışma içindeler...
“Selamünaleyküm”ün ardından söylenen “Türk’üm” sözcüğü sihirli bir kelime gibi... Muhafazakar Somalili Türk insanına bütün kalbini açıyor...
Yabancıya kapalı dünyasını bir tek Türk ile paylaşıyor... Bu nedenle Başbakan Erdoğan’ın Mogadişu ziyareti hem yerinde hem de çok büyük anlam ifade ediyor...
Mogadişu’dan doğacak bir umut
Dadaab için kurtuluş olur mu...
Umudum o yönde...
Ardan Zentürk-Star
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.