Mehmet ALTAN
12 Eylül’e vicdani ret
Henüz öğle olmamıştı... Ama... Haber trafiğinden başım dönmüş, not defterimin sayfaları çoktan dolmuştu. Başbakan’ın devasa bir heyetle Atina’ya uçuşu, havaalanındaki değerlendirmeleri...
...CHP’nin anayasa değişiklik paketinin “esastan iptal” istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu, Baykal’ın “tek seçici” olarak kendi başına dans etmesi ve çoktan gına getirdiğim CHP haberleri, Yargıtay’ın Cihaner davası ile ilgili tutumu, Zirve Yayınevi Davası, IMF’nin gelişi, İspanya sonrasında Portekiz’in de kamu çalışanlarının maaşlarında indirime gitmesi ve yüksek politika konuşulduğu için kimsenin dönüp bakmadığı Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindeki özel maden ocağında meydana gelen göçük...
***
Bu arada...
Yüksek Seçim Kurulu, Referandum Kanunu’nu “seçim kanunu” kabul etti ve Anayasa’daki “seçim kanunu değişikliğinin bir yıl içindeki seçimlerde uygulanamayacağı” ilkesine dayanarak 120 gün sonraya tarih saptadı.
Türkiye, şayet Anayasa Mahkemesi CHP’nin isteği doğrultusunda anayasa değişim paketini iptal etmez ise, tarihi bir tesadüfle, 12 Eylül Anayasası’nda, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmalarına olanak sağlayan düzenlemeyi de içeren değişikliği yine 12 Eylül günü oylayacak.
***
Şayet 12 Eylül’de referanduma gidilirse...
Türkiye kısmen 30 yıllık geçmişiyle de yüzleşecek.
Çünkü halkoylamasına sunulan pakette, Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştiren önemli hükümlerin yanı sıra Anayasa’nın geçici 15’inci maddesinin kaldırılması da bulunuyor.
Bu madde, “12 Eylül darbesini gerçekleştiren Milli Güvenlik Konseyi, bu Konseyin yönetiminde kurulmuş hükümetlerin üyeleri ve dönemin Danışma Meclisi’nin kararlarını uygulayan her kademedeki uygulayıcılar” hakkında dava açılamayacağını belirtiyordu.
Halkoylamasından “evet” kararı çıkması halinde geçici 15’inci madde de kalkmış olacağından, bu madde kapsamına giren kişilerin yargılanması da mümkün olacak.
Ancak bazı hukukçular, geçici 15’inci maddenin kaldırılmasının bu madde kapsamındaki kişilerin yargılanmasının önünü açmayacağını, ayrı bir düzenleme yapılmadıkça bu kişilerin yargılanamayacağını savunuyor.
Ne var ki HSYK kararıyla, aynen Van Savcısı Ferhat Sarıkaya gibi, 12 Eylül ve Kenan Evren hakkında dava açtığı için meslekten men edilen ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla avukatlığa geri dönebilen Sacit Kayasu’nun zamanı aşımının önünü kesen iddianamesi var...
***
YSK’nın belirlediği tarihin bir başka özelliği de Ramazan Bayramı’nın hemen sonrasına denk düşmesi.
Bu nedenle siyasi partiler referanduma ilişkin propagandalarını ağırlıklı olarak Ramazan ayı süresince yapacak. Bayram tatilinin sona ermesinden sonraki ilk günde de otuz yıldır devam eden “askeri vesayet” rejimiyle “kısmen” hesaplaşmak için sandıklara gideceğiz...
Kısmen diyorum, bin bir engelle yolu kesilmeye çalışılan anayasa değişim paketine rağmen 12 Eylül rejimi aslında hala tüm mevzuatıyla lök gibi durmakta... Tabii 12 Eylül rejimi dışında, “temel hak ve özgürlükler” konusunda da nal toplamaktayız...
Örnek mi?
Örneğin, bugün 15 Mayıs Dünya Vicdani Ret Günü...
Vicdani ret ne?
İnanç, din ve vicdanla ilgili nedenlerden ötürü askerlik yapmayı tamamıyla reddetmek.
***
Türkiye’nin de imzasının bulunduğu uluslararası sözleşmelerle vicdani ret hakkı, temel hak olarak güvenceye alınmış olmasına rağmen uygulanamıyor.
Uygulanma bir yana, Türkiye’deki vicdani retçiler hem aşağılanıyorlar, hem yargılanıyorlar.
Bütün gelişmiş ülkelerde “vicdani ret” sıradan demokratik bir hak...
Bizde ise insanın hayatını karartan bir tercih...
Vicdani reddin 1990’dan beri Türkiye’de tartışıldığını, vicdani retçilerin sayısının 65’e yükseldiğini, son olarak vicdani retçi İsmail Saygı ve Halil Savda’nın tutuklandığını biliyoruz.
***
Referanduma kadar ulaşırsak...
12 Eylül tarihi, 12 Eylül rejimini tümüyle reddedeceğimiz bir sonraki durağın ilk adımı olsun.
30 yıl oldu halen 12 Eylül’deyiz...
Ve Dünya Vicdani Ret Günü’nde, bu temel hak ve özgürlükten yoksun bir ülkeyiz.
“Alice Harikalar Diyarında” masalındaki, durmak için koşmak zorunda kalınan ülkeye benziyoruz...
Koşuyor gibiyiz ama “12 Eylül’ü vicdanen ret” açısından yerimizde saymaktayız...
Star
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.