Bir kış günü kahvede; arkadaşlar sohbet ediyormuş. Biri demiş ki, 'arkadaşlar dikkat edelim üşütmeyelim.' Diğeri hemen cevaplamış 'nereden çıkarıyorsun üşüttüğümüzü!'

Arkadaşı demiş ki 'baksana İstanbul'a kar yağmış!'

Eski adamların dediği gibi karakış ayını yaşıyoruz. Bu yüzden 'sırtımızı pek, karnımızı tok tutmalıyız.'

Üstadımız Kastamonu Lahikası'nda (1936- 1943) şöyle diyor:

"Sıhhatimi soruyorsunuz... Buranın çok şiddetli kışı ve odamın çok soğuğu ve üç hazin gurbetin tesiri ve üç asabi hastalığın sıkıntısı ve bütün bütün (bütünüyle) yalnızlık ile kabili tahammül olmayacak çok zahmetlere maruz olduğum halde, Halık'ıma hadsiz şükür ederim ki, her derdin en kudsi dermanı olan imanı ve imanı bilkaderden, (kazaya rıza ilacını) imdadıma gönderdi; tam sabır içinde şükrettirdi."

"... yeminle itiraf ediyoruz ki; biz Nur'un hizmetinde çalıştıkça; hem maişetçe, hem istirahatı kalbçe bir genişlik, bir ferah, zahir bir surette hissediyoruz."

"Madem Risale-i Nur bu zamanın bir mürşididir, talebelerine bir virdi ekber olabilir diye kaleme aldım. (Hizbül Kur'an ve Münacatül Kur'an)

"Üstadımız dedi ki: 'ben hastalığımı muayene ettirmem, ben hekimlere muhtaç değilim; hekim Cenabı Hak'tır. Risale-i Nur'un şahsı manevisinden gelen şifa duası, öyle yüzbin doktora mukabil gelir diye biz de tasdik ettik." (Dileriz dıştaki zahiriler yanlış anlamaz.)

1. Lem'a Hz. Yunus (as) ve Hz. Eyyüb (as)’ın Kur'an'i münacatıyla başlar. Bu münacaatlar Kur'an ayetleridir. 'Kur'an mü'minlere hidayet ve şifa kaynağıdır.'

Üstad Büyük Cevşen'i her 5-7 günde bitirirmiş, abiler öyle anlatıyor. Pekçok Nurcular günde, haftada bir ortaklaşa bitiriyorlar. Özel okumayla beraber en etkili ve sevaplısı böyle olsa gerek.

Nakşibendi kardeşlerin 7 günde okuduğu, Şahı Nakşibendin Evradı Kudsiye'si büyük Cevşen'in içinde ve 2. sırada. Çeşitli Sözler içinde, Sekine için 'kalp kuvveti ve beden hıfzı için' vurgusu vardır. İyi niyetle tecrübeye değer doğrusu!

Üstad çok yerde; "Cevşen ve Sekine belki 20 kere beni ölümden kurtardı" diye yazmıştır.

Sonra Hz. Osman'ın düzenleyip, Hz Ali'nin rivayet ettiği, Münacatül Kur'an'ın üstüne yeryüzünde dua olamaz. Üstad, ayetlerin sarih dualarından derlendiğini vurgular.

Tahmidiye ve Yasin doğrudan şifa verici. Tahiri abi ve Üstad bunu vurgular.

Geldik en önemli ve acil hastalığımıza. Depresyon, sıkılganlık ve kronik yorgunluğun çaresine.

Üstad Hizbün Nuriye/Hülasatül Hülasa için aynen şöyle diyor: "Sıkıntı, yorgunluk ve usançta… arasıra mütefekkirane okunsa güzel olur, imana kuvvet verir."

Abdulkadiri Geylani'nin "Tazarru ve Niyazı"nı atlamayalım. Üstadın çocuklukta dostu ve abisi sanki.

İkinci en önemli duamız Bedi anlamında Celcelutiye. Vahiyle gelen en meşhur dua. Hakkında en az iki yüceltici hadis var.

Üstadın Üstadlar zincirinin en dibinde ve başında bulunan Haydarı kerrar, sahibi Zülfikar, bilcümle seyyid şerif, imam ve aktabların başı İmam Ali keremalllahi veche (ra) yazdı bu duayı. Bu yüzden şu söz göklerde yankılanıp durur: "Ali gibi yiğit, Zülfikar gibi kılıç bulunmaz."

Haaza min fadli rabbi. Başımızda Üstad ve müzahir Hz. Ali ve Gavsı Azam Abdulkadir-i Geylanidir (ra) 

“Ey ehli iman! Bu müthiş düşmanlarınıza karşı zırhınız; Kur'an tezgahında yapılan takvadır. Ve siperiniz Resuli Ekrem Aleyhissalatü Veselamın Sünneti Seniyyesidir. Ve silahınız; istiaze, istiğfar ve hıfzı İlahiye ilticaadır.” (13.Lem'a)

Hizmette ve sağlıcakla kalın. Aman üşütmeyelim!