Hüseyin EREN
Bayramiyye
Bayram bayram ola hakikate vuslat ola, ol vuslatlar yakın ola.
Fert ve ümmetin ferec ve fütuhatına muştulayan bayramlar; beklenilisi bayramlar.
Gönül kandilleri kırık ve fersiz, ufuk ne getirir ki?
Zihin tarlaları yağma, gül bayramlar nasıl açar?
Gönül gülden uzak, bülbül gülden ırak, kalp kalbe kırgın; bayram kime?
Latifeler tatilde, akıl esarette; vuslat hakikatini kim, nasıl keşfedecek?
Göz gönül hizasında, gönül göz hizasında; bayram iki hiza arasında.
Nizalar bitmedikçe bayram ve vuslat aynı hizaya gelir mi?
Aynı niyazla buluşan gönüllere bütün mekânlar bayram, bütün zamanlar vuslat…
Fikirde birlik, idealde birliktelik, mefkûrede erime, hedefte vuslat; bayram içre bayram…
Farklılık zenginliği vuslat yol çeşnisi, bayram coşku senfonisi…
Gönlü güldüren, zihni zevklendiren, hisleri ulvileştiren hakikat zenginliği; hakiki zenginlik, tükenmez bayram, bitmez vuslat…
Zevki zevklere itibarsızlık gerçek itibar, dünyaya ihtiyaçsızlık doyuran dünya, kanaate kanaat tükenmez hazine… Ol vuslata ihtiyaç şedit ihtiyaç.
İhtiyaçlarla örülmüş, firaklarla çevrilmiş, aczle yoğrulmuş, fakrle giydirilmiş bir biçare ne ister? Kendini bilmek, kendini görmek; onu nereye götürür, hangi vuslata taşır?
Sabır oruçlar, aç yolculuklar, acı arayışlardan sonra bayram ve de vuslat…
Her daim yolculuk bayram; vuslatsız fakat vuslata doğru…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.