M. Maruf ÖZÜLKÜ

M. Maruf ÖZÜLKÜ

Bir sabah sol tarafımızdan kalkmazsak...

Bir asır sonra, kimlik, kültür ve potansiyel varlığımızı tartışıyoruz. 
Sorunlar, krizler, iç çatışmalar ve savaş tamtamaları, kafamıza kafamıza vuruyor.
Bu kafayla, bu parametrelerle, bu paradigmayla bir yere gidemezsin diyor, cümle hadisat.
Düşün, konuş, tartış ve "beş numara kep giy" diyor amiyâne tabirle.

Sen ey Anadolu'ya sıkışmış Kahraman Sancaktar!
Daha fazla kabuğuna çekilip yaşayamazsın. 
O ulvi ruha sahip çık. 
Senin, rahata keyfe harcayacak zamanın yok.
Sen, ümmetin ümidi, mazlumların gözlerindeki ışık, zalimin yüreğine saplanan korkusun.
Zaman değişti, şartlar imkanlar farklılaştı alet-edevat gelişti ama senin varlık sebebin değişmedi. 
Vazifen gündemden düşmedi.

"Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın."

***

Sen dar zihinlerin kısır kavgaların küçük hesapların adamı değilsin dostum.
Sen, büyük, asil, kahraman bir şahsiyetsin.
Sen ki, taşıdığın koca bayrakla bütün bir beşeriyyete ders ve davette bulunuyorsun.
Fasid dairelerin, dar meşreplerin, meczup mizaçların adamı olamazsın.
Kavmiyet kavgalarından mutluluk duyacak ya da nefsani arzularla, lokal maksatlarla yürüyecek adam olamazsın.

"Sen bir devsin yükü ağırdır devin
Kalk ayağa dimdik, doğrul ve sevin!.."

Sen ümmeti selamete götüren geminin hizmetkârısın.
Sen "Gül ü gülzar ı Risalet" Fahr-i Kainat'ın (a.s.m) rayihasını taşıyan bir alperensin.
Senin derdin büyük. 
Derdi büyük olanın hamiyeti de, şefkati de büyüktür.

***

Bir asır önce müstevlilerin menhus ve el-hannas kalemleriyle çizdiği haritaları, boyunlarımıza taktıkları sebeb-i niza' olan hüviyetleri yırtıp atalım artık.

Muhabbetle kardeşcesine sarılalım birbirimize ve yakılmak istenen ateşleri söndürelim.

Ümmetin garip ve yetim evlatları olarak, dün olduğu gibi bugün de Malazgirt-Çanakkale çizgisinde muvahhit ve mücahit olalım.

Çöplüğe dökelim planları, stratejileri, harp maketlerini ve silah mukavelerini.

Ümmeti, tüm renkleriyle dilleriyle hususi zevkleriyle bağrımıza basalım.

Tek tipçi, kaba modelist ya da ben merkezli kuramcı anlayışları reddedelim net bir tavırla.

Anadolu, İlayı Kelimetullah çizgisinde Ortadoğu ile kolkola girsin. Çağırın Bitlisli İdris'i.
Gelsin bize yine yol göstersin.

Bediüzzaman'a kulak verelim bize intibah versin.
Ve çevirelim ma'küs hadisat çemberini...

Geçelim efendim hızla geçelim.
Yeter bu bocalamalar...
Bu endişeli bakışlar...
Bu mütereddit, ikircikli tavırlar...

***

Mesele, bir sabah uyanıp herşeyi yeni baştan düşünmek.

Mesele, gözümüzü, gönlümüzü talihimizi perdeleyen manileri def etmektir.

Mesele, hissimize fikrimize ve zikrimize istila olan şeytani virüslerden kurtulmaktır.

Bir gayret, bir sebat, belki de büyük bir fütühata, ferece alıp götürecek bizi.

Sesimiz, çağrımız, ümidimiz kimedir?..
Ben, sen, o, biz; hepimiz...

"Çık nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum