Abdurrahman İRAZ

Abdurrahman İRAZ

Cezayir izlenimleri-4

Konstantin-Sekikde arası yaklaşık 200 kilometre ve biz ikindi namazını Konstantin’de kıldıktan sonra yola çıktık, akşam ezanı okununca Sekikde’ye girdik. Doğru sempozyumun yapıldığı Bin Ali camisine gittik. Akşam namazından önce son oturum yapıldığı için sempozyum tamamlanmış ve artık protokol konuşmaları ile görüş ve temenniler kısmına gelinmişti.

Hayreti mucip bir bazı şeyler oluyordu mikrofonu alan hocaların hepsi konuşmasının bir yerine Türkiye ve Risale-i Nur’a dair bir cümle yerleştiriyordu. Bu arada biz de arabamızdaki kitapların hepsini indirmiştik, üç gencin caminin ilk safından başlayarak Risale-i Nuru dağıttıklarını gördük.

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

Said beyin dediği gibi bir çok Arap ülkesinde Risale-i Nur’un alimler arasında yayıldığını görmüştük ve görüyoruz; fakat burada Risale-i Nur aracısız, direkt olarak halkın eline ulaşmıştı. Ve insanlar protokol konuşmalarını yaparken asıl hedef kitle ellerindeki kitapların mütalaasını yapıyorlardı.

Protokol konuşmaları sırasında Yemen’den sempozyuma tebliğ sunan nur talebesi Profesör Necip El-suvedi’nin okuduğu şiir taşı ağlatacak cinstendi. Necip Suvedi sempozyuma gelmeden bir gün önce Yemen’de başlayan Arap ülkeleri vakıflar okuma programına katılıyor başta İhsan Kasım ağabey olmak üzere bütün vakıflarla görüşüp bize selamlarını getirmişti. Birimiz şarktan birimiz garpta da olsak bir ve beraber olmuştuk.

Dilek ve temenniler, protokol konuşmaları ve daha sonra sempozyuma iştirak edenlere verilen plaket töreninden sonra gelecek seneye bir daha görüşmek üzere hatıra fotoğrafı çekildi.

Bir gün önce Konstantin-Cezayir uçak biletlerimizi kardeşlerimizle karayolu ile gitmek üzere iptal ettiğimiz için ertesi gün sabah 7’de yola çıkıyoruz. Sekikde Cezayir arası yaklaşık 550 km. Sekikde’den 230 km. sonra Setif şehrine ulaşıyoruz. Setif şehri Cezayir’in en temiz ve en düzenli şehri. Halkının hemen hepsi ticaretle uğraştığı için zengin bir şehir.

Orada Dünya İlim ve Kur’an İcazı Araştırma Cemiyeti’nin Cezayir genel koordinatörlüğü var. Biz Cezayir’e gitmeden birkaç gün önce kardeşlerimiz genel koordinatör El Üstad Rahimoni Mustafa ile tanışıyorlar ve ona Risale-i Nur’dan bazı eserler veriyorlar. Yolda geçerken kardeşlerimiz “uğrayalım” deyince “tamam” dedik.

Bu cemiyetin dünyanın her yerinde şubeleri var. Genel Koordinatör Mustafa bey bize dedi ki “bize en yakın nur cemaatini görüyoruz. Ve sizi kendimizden kabul ediyoruz. Nisan ayında yapacağımız sempozyuma da mutlaka katılmanızı istiyor ve bekliyoruz.” Bunun üzerine Said bey “zaman geçmedi mi, artık siz sempozyum düzenini belirlemişsinizdir” deyince, Mustafa bey “hayır sizin için her zaman düzen değişir” diye cevap verdi.

Setif’in en iyi lokantasında yenen öğle yemeğinden sonra yola devam ediyoruz. Çad’da tanışıp nurları okumaya başlayan Cezayirli Abdulhalim’den daha önce bahsetmiştim. Abdulhalim hoca akşam bizi mutlaka evinde misafir etmek istediğini söyleyince biz de tamam dedik ve o akşam yemeğinde birlikte olabileceğimizi kabul etmiştik. Setif’ten doğru Abdulhalim’in evine gittik. Abdulhalim hem üniversitede hoca hem de iyi bir iş adamı. Kayınpederi de şehrin tanınmış iş adamlarından. Evine gittiğimizde bizi kayınpederi ile karşıladı. Akşam yemeği ve namazından sonra medreseye doğru yola çıkıyoruz. Sekikde’de anlaştığımız üzere yoldan Prof. Said İyadiyi de alarak medreseye ulaşıyoruz.

Yazımın ilk bölümünde bahsettiğim “Hişam” kardeşimiz Cezayirli, iletişim fakültesi ikinci sınıfında okuyor. Daha önce Cezayir hizmetlerinden sorumlu Abdulkadir Kavun kardeş zamanında nurları tanıdı. Evi Cezayir’e 25-30 km uzaklıkta bir köyde olduğu için medresede kalıyor. Her eve lazım. Şaka gibi oldu ama gerçektende Hişam gibi biri her dersaneye lazım. Organizatörlüğü, nurlara vukufiyeti, samimiyet ve sadakatı Türkçe konuşması ile muhabbetimizi hemen celb etti.

Biz daha Sekikde’de iken Cezayir’deki bütün Nur Talebelerini arayıp akşam dersaneye gelmelerini söylüyor. Cezayir’de sistem şöyle; haftada iki gece ders olur biri Araplara diğeri Türklere. Tabiî ki diğer günlerde de medresede bir araya geliniyor. O günlerde de özel mütalaalar ve sorulu cevaplı tanıtım sohbetleri yapılıyor. İşte Hişam kardeşimiz Cezayirli nur talebelerini organize ediyor. Ayrıca her hafta sivil toplum kuruluşlarını, gazetecileri, üniversite hocalarını, öğrencileri, uzak köylerden arkadaşlarını devamlı arayıp derse davet ediyormuş. Her zaman herkesle ilgilenirmiş.

Biz dersaneye varınca dersanenin dolu olduğunu yatsı namazının kılınmış tesbihat yapıldığını gördük fakat tesbihatı yapan küçük bir çocuk sesi geliyordu. Ellerimizde çantalarımız ders salonunun bir üstüne çıkarken dayanamayıp başımı uzatıp sesin sahibine baktım. 8 yaşında Abdunnur isminde Cezayirli bir kardeşimiz tesbihatla birlikte Risale-i Nur’dan bir çok pasajlar ezberlemiş okuyor. Bütün ailesi Risale-i Nuru okuyup hizmetlerde kendilerine yer edinme gayreti içindedirler.

Medrese giriş kat, garaj, ders salonu, mutfak, medrese sakinlerinin kaldığı odalar ve sosyal tesisler ile misafir odaları olmak üzere 4 kattan oluşuyor. Ders akşamları cemaate yemek veriliyor yemekten sonra ders yapılıyor. Türkler dersten sonra evlerine gidiyor fakat Arapların çoğu ders sonrası dersanede kalıyor. Zira köylerden geldikleri için o saten sonra vasıta bulamıyorlar.

İlk akşamımızı Cezayirli kardeşlerimizle sohbet ve muhabbetle geçirdik, gerçekten homojen ve canlı bir cemaat gördük Cezayir’de. Böyle güzel bir cemaatin müdebbirliği 1986 doğumlu, Akhisar’da rahmetli Şahin hocanın lisesinden mezun olduktan sonra 2007’de Selçuk üniversitesinden mezun olup Mısır’da Arapçayı öğrenen Gaziantepli kardeşimiz Mustafa Gaziye verilmiş.

Bu arada daha önce bahsettiğim Nurullah kardeşimiz üç gündür bizimle. Meğer hep böyleymiş. Eşi Amina Manaa hanımefendi ile Nurullah kardeşimiz üniversitede okurlarken tanışıyorlar. Amina kardeşimiz de eğitimci bir aileden geldiği için –babası üniversitede öğretim üyesi- ve Risale-i Nur’un mahiyetini de anladığı için Nurullah kardeşimize hem tahammül ediyor hem de evin bir çok işini yükleniyor. Muhammed Yusuf isminde dünyalar güzeli bir de çocukları var. Ben Amina hanım kardeşimize teşekkür ediyorum. Sabrı, tahammülü ve cemaat sevgisi için. İnşallah yakın bir zamanda “Amina kardeşimiz, Cezayir’de bayanlar arasında ders okumayı başlattı” müjdesini bekliyoruz.

Saadet ve muhabbetle kalınız.

(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 Yorum