Ediz SÖZÜER
Evrim, ateizm ve yaratılış hakkında önemli tespitler
Evrim, ateizm ve yaratılış hakkında bir yaratıcının varlığını kabul eden bir bilim yaklaşımının fikrî alt yapısının temel taşlarından sayılacak kadar önemli tespitlere yer vereceğiz. Bundan önce kısaca orta öğretim ders müfredatından evrim teorisinin çıkartılması hakkında ne düşündüğümüzü ifade edeceğiz.
Biz evrim benzeri teorilerin tamamen ve herhangi bir açıklama yapılmadan ders müfredatından çıkartılmasını uygun bulmuyoruz. Her ne kadar resmî açıklamada “evrim teorisinin binlerce teoriden biri olduğu”, (bu kesinlikle gerçeği yansıtmıyor) “bu tercihin dinî nedenle verilmediği” ve “yüksek öğretim programlarında yer verileceği” gibi tatmin etmekten uzak ve gerçekçi sayamayacağımız ifadelere yer verilse de, ortaöğretim seviyesindeki bir gencin bu meseleleri sorgulamak için yaşının gayet müsait ve hatta tam da zamanı bir dönem olduğunu düşünüyoruz. (çünkü ilerleyen yaşlarda hayatın akışı içinde varoluşla ile ilgili konulara zaman ayırmasının çok daha güçtür) Bir teori yok sayılmakla yok olmaz. Ve karşıt yaklaşımları ortadan kaldırarak tarafsız hiç olunmaz. (tarafsız eğitim iddiasında bulunulduğu için bunu dile getiriyoruz)
Eğer “Siz de diğer bir ideolojik yaklaşımla, ateistik değil, dinî bir propaganda yapıyorsunuz ve bilimsel temellerin değil, dinî değerlerin üzerinde eğitimi şekillendirmek istiyorsunuz" gibi bir itiraza ve tepkiye mahal vermemek ve bu kapıyı ardına kadar kapatmak (hatta itirazcıların suratlarına çarpmak) istiyorsanız;
Akla kapı açmalı, iradeyi ellerden almamalı, hakikatleri dikte etmemeli, sağlam bir mantık kurgusuyla ortaya koyulan deliller neticesinde yapılan tespitleri ve çözümlemeleri, çıkarımları ve bu yönde sahip olunan kanaatleri ve kabulleri takdim etmelisiniz........diyoruz ve bu meseleyi burada kısa kesip sadedimizi dönüyoruz.
(“Medresetüzzehra eğitim yaklaşımı”nın bilim felsefesini oluşturmaya ve yaratıcının varlığına dair diğer bilimsel yaklaşımlara alternatif olacak bilimsel model, yorum ve kabul görecek ilmî yaklaşımlar üretmeye katkıda bulunarak, yaratıcının varlığını kabul eden bir eğitim yaklaşımının bilim dünyasına nasıl takdim edileceği hakkında ciddî çözümlemeler ve felsefî altyapısı niteliğinde incelemeler ortaya koyan eğitim programımızdan haberdar olmayanlar için, aşağıda adresleri yer alan yazılarımızın bulunduğu ve Risale-i Nur Eğitim Programı’mıza ait internet sitemizi kaynak olarak gösteriyoruz.)
Evrim, canlıların "meydana geliş ve işleyiş mekanizmaları" noktasında (kurgusal nitelik arz eden ve bilimsel bir teoriden çok bir bilim kurgu hikayesi niteliğindeki) alternatif bir teoridir. Mekanizmanın ise şu veya bu olması, meydana gelen canlının bir yaratıcısının olup olmaması veya tesadüfen oluşup oluşmadığı konusunda bağımsız bir değişkendir. Yani yaratıcı, canlıları yaratırken evrim mekanizmasını kullanarak yaratmış da olabilir. Öncelikle bunu ortaya koymak gerekiyor.
“Canlılar, tabiattaki maddî sebeplerle ve evrim mekanizmalarıyla yapılıyor ve işletiliyor” demek başka bir şey; “canlıları tabiattaki maddî sebepler ve evrim mekanizmaları yapıyor ve işletiyor” demek bambaşka bir şey.
Bununla birlikte, biz elbette canlıların oluşumunun, bir yaratıcı olmadan, tesadüfen ve birbirlerinden türedikleri manasında ortaya koyulan ateistik evrimi reddediyoruz. Ancak tevhid inancı, mekanizmaların mahiyetinin ne olduğuyla değil işleteninin kim olduğuyla ilgilenen ve böyle yaklaşımları direk olarak muhatap almayan üst bir modeldir.
Kısacası, yaratılışın alternatifi evrim değildir. Yaratılış modeli, eşya ve canlıların (ve canlıların işleyişlerinin ve mekanizmalarının) kim tarafından yapıldığı ve işletildiği sorusuna, evrim ise nasıl ve hangi mekanizmalarla işlediğine cevap verir.
Evrim teorisi temelde, aynen tabiat kanunları gibi ortada görünen bir oluşumun işleyiş kaidesini, mekanizmasını, sistemini (kendi kurgusal kabulleriyle) tarif eder sadece ve o faaliyetin gerçek bir açıklaması olma özelliğini taşımaz ve canlı oluşumlarının gerçek etki sahibi sebebi ve işleyicisi hakkında bilgi vermez. Ancak biri kendi felsefi kabulü olan ateizm ve tesadüfü, evrim kılıfı içinde sunar ve bunu dinsizliğe alet edip, bilimsel olarak kesin bir gerçek olarak takdim ederse işte orada itiraz ederiz.
Bunun dışında evrim, tevhid noktasında muhatabımız veya alternatif açıklamamız değildir ki, Risale-i Nur'da tesadüf, tabiat ve maddi sebepler ve temel olarak ateizm muhatap ve hedef alınmış ve eşya oluşumları izahları noktasında karşıt alternatifler olarak görülmüştür ama evrimden bahis bile edilmemiş ve çürütülme çabasına girilmemiştir. Çünkü zaten bu işin tesadüfen olamayacağı gösterildiğinde, ateizme alet olarak kullanılan evrim, esprisini kaybedecektir.
“Tevhid noktasında muhatabiyetimiz yoktur” ifadesi, bir yaratıcının varlığı hakikatine rekabet ve rakiplik ve alternatiflik manasında yani karşıt bir yaklaşım anlamında muhatap saymıyoruz demektir ve Kur’an’ın da böyle yaklaşımlarla bir derdi ve savaşı yoktur, bu noktadaki her türlü inceleme ve tespit sahasını bizlere bırakmıştır manasındadır. Yoksa bilimsel yaklaşımların değerlendirilmesi noktasında değildir ki, zaten bu ifadeyi tashih ve izah eden çözümlemelerimiz hem yazımız içinde, hem de aşağıda kaynak olarak verdiğimiz “Evrim ve Kur’ân mucizeleri üzerine bilimsel bulgular hakkında” isimli yazımızda mevcuttur.
Meselenin özü şudur: Kur’ân’ın esas maksadı, yaratıcıyı ve sanatkârı ders vermek ve eşyanın intizamından onun varlığına delil getirmektir. Bu noktaya intikal etmek önemlidir. Kur’ân’ın ilgilendiği bakış açısı budur. Gerisi maksada zarar vermeyen teferruatlar hükmündedir.
Öyle olmuş ya da böyle olmuş, bu bilimin sahasıdır. Kur’ân, bu konuda tamamen serbest bir alan bırakıyor. “Siz araştırın, bunu siz öğrenin” diyor ve buna hararetle teşvik de ediyor. Ama süreci ve işleyiş şekilleri ne olursa olsun, nasıl bir tarzda meydana gelirse gelsin, şu intizama muhakkak dikkat etmemizi, o vesileyle yaratıcının varlığına ulaşmamızı istiyor. Çünkü intizam değişmiyor, ortada duruyor. Önemli olan da bunu fark etmemiz. Kur’ân da bu intizamı ders veriyor. Evrim mi, bilim mi, tabiat mı, çoklu evrenler mi, yoksa yaratıcı mı? Böyle bir ikileme, böyle bir ayrıma, aralarında tercihte bulunmaya gerek yok ki. Hepsi bir arada çalışıyor zaten! Mekanizma tek! Bir uçağı termodinamik kanunundan ayıramazsınız, ayrı düşünemezsiniz. Bizim itiraz ettiğimiz nokta, neden o uçağın mühendisinin hesaba katılmadığıdır. Bütün derdimiz budur.
Bir televizyonun kullanım klavuzunu ve eskiden yeniye tüm modellerin "evriminin" şemasını içeren bir tanıtım broşürünü bulan birinin "artık televizyonların yapılışını açıklamak için bir elektronik mühendisine üretici bir fabrikaya ihtiyacımız kalmadı" demesi ne derece hakikatten uzak bir safsata ise; işleyiş kaideleri ve oluşum mekanizmaları yerindeki evrim mekanizmalarının da yaratıcıya olan ihtiyacı ortadan kaldırdığı düşüncesi bu misalden kat be kat daha büyük ve uydurma bir safsatadır ve bir bilim yalanıdır.
(M-teorisini, çoklu evrenleri ve yerçekimi kanununu yaratıcı yerine koymaya çalışan Stephen Hawking şöyle demiştir: “Tanrı olabilir ama bilim bir yaratıcı olmadan da evrene açıklık getirebilir. Nasıl ki Darwinizm biyolojideki yaratıcı ihtiyacını sona erdirdi, yeni fizik teorileri de evrenin oluşumu konusunda yaratıcının rolünü gereksiz kılmıştır.”)
Yıllarca evrimin canlıların oluşumunu açıklamak için geliştirilmiş bir teori olduğu telkin edilmiştir. Burada evrimi iki kısma ayırmalıyız. Birisi, evrimi sadece canlı oluşumunun bir mekanizması olarak takdim eden yaklaşım ve gerçek etki edici sebep olarak sunmayan yaklaşım. Bu durumdaki bir takdimle muhatabiyetimiz yoktur. Çünkü işleyiş ve mekanizmalar, asıl sebep ve işletenin yerinde olamaz ve yerine geçemez. Diğeri ise, evrim mekanizmalarının da ne ile çalıştığı sorusuna karşın “elbette tesadüfle” diye cevap vererek (veya vermeye mecbur kalarak) evrime dayalı mekanizmaların (kendi kendine, maddi sebeplerle oluşup, yaratıcı gibi bir açıklamaya muhtaç olunmadan) canlıların gerçek açıklaması olarak kabulünün bilimsel bir gerçek olarak benimsenmesi gerektiğini dava edenlerdir. İşte bu kısım ise kategorik olarak temelden hatalı bir yaklaşımdır.
Bu konunun detayı ve gerek evrimin gerek tabiat kanunlarının eşya ve canlıların oluşumunda gerçek bir etki edici sebep ve açıklama olamayacakları hakkındaki önemli tespitleri aşağıdaki iki yazıdan bulabilirsiniz.
Bu konuda tavsiye ettiğimiz kaynak yazımızın adresi: https://risaleinuregitimprogrami.com/2015/10/29/evrim-ve-kuran-mucizeleri-uzerine-bilimsel-bulgular-hakkinda/
Diğer bir yazımız: https://risaleinuregitimprogrami.com/2016/12/29/tabiat-kanunlarina-yaklasim-mesnevi-i-nuriye-muzakereleri/
Konunun tüm detaylarıyla analizi ve tevhid (yaratılış) modelinin sağlam bir mantık kurgusuyla ve bilim zemininde, delilleriyle akademik olarak ispatı içinse Tabiat Risalesi Açılımları kitabımızın tamamını (dikkatle okunmak şartıyla) mükemmel bir kaynak olarak gösteriyoruz.
https://risaleinuregitimprogrami.com/2015/10/25/tabiat-risalesi-acilimlari-gorselinteraktif-kitap/
Son olarak “tesadüfen oluşum” kavramı hakkında ikinci kısım ateistik evrimi savunanlara hitaben önemli bir not:
Denilirse ki: “Fakat bilimsel teorilerde ve açıklamalarda canlılığın tesadüfen olduğu söylenmiyor. Her şey belli kavramlar ve mekanizmalara dayandırılıyor.” Eğer bu yönde bir itiraz olursa, buna karşı cevabımız şu olacaktır: İsmi veya öne sürülen mekanizması ne olursa olsun; ister tabiat, ister evrim, ister mutasyon.. Bunlar bilerek, planlayarak, tercih ederek iş yapma özelliğine sahip ve şuurlu bir varlığı olan maddî nesneler değildir ki; bunlarla izah etmek, tesadüf dışı bir izah olsun. Maddî sebeplerin ise cansız olmaları nedeniyle yine aynı şekilde şuursuz, iradesiz, bilgisiz, plansız hareket eden şeyler oldukları malumdur. Meselemiz bu kadar nettir. Kaldı ki, canlılığın tesadüfen ve kendiliğinden oluştuğu ifadesini açıkça kullanan ve araya başka bir vasıta koymaya bile ihtiyaç hissetmeyen birçok görüş sahibi de mevcuttur. Fakat ne kadar zorlarsanız zorlayın, hayalî kurgulara gerçekliğin rengini veremezsiniz... Süreçler veya maddî sebepler ya da mekanizmalar denilen şeylerin ortaya çıkan neticeleri yapma kabiliyetinden yoksunlukları, başka haricî ve gerçek bir etki edici sebebi aratır ve o cahil, şuursuz, iradesiz maddelere ve hatta ortaya çıkan hadisenin sırf bir tarifi olmaktan başkaca maddî bir vücudu olmayan tabiat kanunlarına veya evrimsel süreçlere dayandırılması; elbette rastgelelik, kendiliğindenlik ve tesadüfîlikden başkaca bir anlam taşımayacaktır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.