Kırkıncı Hoca’ya ithaf edilmiştir. Bu şiir onun ne kadar estetik ve yerinde bir tesbitle çerçeveletip odasına astığı şiirdir.

Yahya Kemal Beyatlı / Ezan-ı Muhammedi

Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedî.
Kâfi değil sadâna Cihân-ı Muhammedî.

Sultan Selîm-i Evvel'i râm etmeyip ecel,
Fethetmeliydi âlemi Şan-ı Muhammedî.

(Keşke Yavuz Sultan Selim bütün alemi fethetseydi de bu ezan her yerde Muhammed’in şanını yansıtsaydı.)

Gök nûra garkolur nice yüzbin minareden
Şehbâl açınca Rûh-u Revan-ı Muhammedî

Ervah cümleten görür Allah-ü Ekber'i
Akseyleyince arşa Lisan-ı Muhammedî

(Bütün ruhlar ezan okununca bu lisan-ı Muhammediyi görür ve dinlerler.)

Üsküp'te kabr-i madere olsun bu nev gazel
Bir tuhfe-i bedii-i beyanı Muhammedi

(Ezan aynı zamanda Cenab-ı Nebinin çok estetik bedii bir beyanıdır, Muhammedin beyanının bir estetik hediyesidir.)

Türkçe ezanın tartışıldığı bir ortamda Yahya Kemal’in bu olağanüstü tahassüslerle dolu olan şiirini yayınlamayı bir vicdani borç telakki ettim. Büyük şaire yapılan bühtanı da denk gelen bir zamanda telafi etmiş oluyoruz. Ezanı Türkçe okutan çevrelere bir cevaptır bu eser yazıldığında.