Serdar BİLGİN
İkram-ı İlahi
Annemin bir sözünü dua niyetine paylaşarak sözlerime girizgâh yapmak istiyorum.
“Sen benim hatırımı saydın; Allah da senin hatırını saysın.”
-Hatırı sayılmak, hatır saymak- Allah’ın bizlere ikramıdır. Bu ikram, herhangi bir karşılık beklemeden yapılan bir davranışın samimi bir teşekküre ya da duaya tebdilidir. Hakkın hatırını saymaktır. Üzerimizde hakkı olanların Allah rızası için hakkını ve hatırını saymaktır. Misafirhane-i dünyada üzerimizde hakları olanları sayabiliriz. Annelerimiz, babalarımız, şehitlerimiz, gazilerimiz, öğretmenlerimiz… Ya Allah’ın üzerimizdeki hakkı ve hatırı? Vehhâb ismi tam bu noktada bizlere bir yön veriyor.
Vehhâb ismi “karşılık beklemeden bolca nimet veren, ihsan eden, bağışlayan, cömert” anlamlarını karşılıyor. Bu isim vesilesi ile karşılık beklemeden bolca ikramlarda bulunan misafirperver bir ev sahibinin biz misafirlerini ağırladığına şahit oluruz. Bütün ırmakların, pınarların, çayların, büyük nehirlerin, bir Rahman-ı Zülcelali Ve'l-İkram'ın hazine-i rahmetinden çıktığına ve aktığına şahit oluruz. Ev sahibi bu şahitlik vesilesi ile biz misafirlerine şefkatini ve merhametini gösterir, bizlere kıymetli olduğumuzu hissettirir, sevgisini sevgimize düşürür. Yüreğimize tohumu düşen çiçek, kâinatta filizlenir ve kâinat bir çiçek bahçesine, bir Halil İbrahim sofrasına tebdil eder. Saadet-i ebediye saraylarında hadsiz rahmeti ve keremi bulunan ve her bahar ve yazı birer sofra yapan ve nimetlerle dolduran bir Rahman-ı Rahîm-i Zülcelali Ve'l-ikram'ın ziyafetlerinin kurulduğu sofraya oturur, ihsanlarının sergilendiği serginin ziyaretçisi oluruz.
Malumunuz misafirhane-i dünyada yolcuyuz. Bu misafirhane-i dünyada gördüğümüz her şey ikram-ı ilahidir ve bu ikramların her biri bu ismin yansımasıdır. Ay’ın ışığını Güneş’ten emanet alması gibi bizler de ışığımızı ev sahibinden emanet aldık. Ben benim değildir; ev benim değildir. Ev, ikram-ı ilahidir. Hayat, ikram-ı ilahidir. Kâinat, ikram-ı ilahidir. Tutan elimiz, gören gözümüz; kafamızdan hayata düşen fikrimiz, yüreğimizden saza düşen türkümüz ikram-ı ilahidir. Bahçemizde açan gül, yağmurdan sonra gökyüzünü saran gökkuşağı ikram-ı ilahidir. Said Nursi de Risale-i Nur da ikram-ı ilahidir.
Buraya kadar kısa, öz, genel bir çerçeve çizmeye çalıştık. Şimdi de ismin insana bakan ciheti ile izah etmeye çalışalım. Vehhâb isminin insana tecellisi, “Allah’ın rızasını gözetme, başkalarına karşılıksız iyilik ve ihsanda bulunma” hali olarak karşımıza çıkar. Bu hal ihlastır ve dünyevi menfaatin Allah rızasına inkılabıdır. Hakikatin devrimidir. Samimiyetin şahikasıdır. Karşılıksız, cömertçe ikram edilmiş nimetler karşısında ev sahibine minnettar olmaktır. Hiçbir karşılık beklemeksizin yalnızca Allah rızası için iyilik ve ihsanda bulunmaktır.
Şimdi bir kervan hayal edelim. Mâzinin derelerinden gelip, vücut ve hayat sahrâsında misafir olup, istikbalin yüksek dağlarına ve müzeyyen bağlarına müteveccihen kafile kafile müteselsilen yürüyen bir kervan düşünelim. Bu kervan, bir gece bir handa konaklıyor ve kervandakiler han sahibinin hiçbir karşılık beklemeyen ikramlarını görüyor. İkramların ardı arkası kesilmiyor. Han sahibi Güneş veriyor kervanın yolunu aydınlatıyor; kervandakilerin çantalarına yolluk, ceplerine para, yüreklerine sevgi koyuyor. Peki bu han sahibi sevilmez mi?
Ey kervandaki ahali! Şu kasrın meliki, bu şeylerin izharıyla, kendini sizlere tanıttırmak istiyor. Siz de onu tanıyınız. Hem bu tezyinatıyla kendini size sevdirmek istiyor. Siz dahi takdir ve istihsanla kendinizi ona sevdiriniz. Hem şu ihsanatıyla size muhabbetini gösteriyor. Siz dahi ona muhabbet ediniz. Hem bu in'amlar ve ikramlarla, size şefkat ve rahmetini gösteriyor. Siz dahi ona şükürle hürmet ediniz. Yüksek ve alçak bütün ecramı sizin istifadenize tahsis etmekle sizlere bu kadar îzaz ve ikramlarda bulunan Cenâb-ı Hakka ibadet ediniz ve sizlere yaptığı keramete karşı liyakatinizi izhar ediniz! Hiçbir karşılık beklemeden sizlere bolca ikramlarda bulunan han sahibinin hatırını sayınız. Zira Hakkın hatırı âlidir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.