İbrahim KAYGUSUZ
Fark ve cesaret
Ahmet Hakan haklı, Said Nursi çok farklı ve cesur şeyler söyledi.
Bundan dolayı bir zamanlar Said Nursi’nin adını söylemek yürek isterdi.
Şimdilerde devletin zirvesinden akademisyenlere kadar herkes onun adını iftiharla zikrediyor.
Halbuki onun adını zikrettiği için veya yazdığı cesur şeyleri okuduğu için hayatı kararan nice mazlum ve mutazarrır insanlar, nice isimsiz kahramanlar ve şanlı yiğitler bu âlemden geçti.
Bunların kimler olduğunu bütün nur talebeleri çok iyi bilir.
Hayatlarını zindanlarda geçiren her bir nur talebesi zulmün karşısında bir dalgakıran oldu ve Said Nursi’nin cesur söylemlerini dünya gündemine taşıdı.
Bütün o ağabeylerin kahramanlık destanları ve aziz hatıraları önünde kemal-i hürmetle eğilmek gerekir.
Bu anlamda camianın dışında bazı yiğitleri de zikretmek gerekir: Mehmet Akif, Eşref Edip, Osman Yüksel, Cemil Meriç, Şerif Mardin…
Mehmet Akif en karanlık dönemlerde “Victor Hugolar, Shakspeare'ler, Descartes'lar edebiyatta ve felsefede Bediüzzaman'in bir talebesi olabilirler” demişti.
Eşref Edip iftiharla “İstanbul’un köşklerinde anlatmaya cesaret edemediklerimizi Said Nursi Barla’nın dağlarında âleme ilan ediyor” demişti. Aynı kahraman insan bini bulan Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad dergilerinin tüm sayılarını Said Nursi’ye açmıştı.
Ellerinde demir asa, ayaklarında çarık Hint adasını keşfe çıkan Cemil Meriç, marksizmin ve kafatasçılığın korkunç dalgaları arasında Said Nursi limanında nasıl demirlediğini yüreklilikle anlatmıştı.
Osman Yüksel Serdengeçti Said Nursi’ye şöyle seslenmişti: “Musa ol Hakka Yüksel, tecelli et de Tur’a; Zulmet yıkılsın gitsin, cihan Gark olsun Nur’a”
Şerif Mardin, bilimi din kabul eden ve pozitivizmi hayatın merkezine oturtan modernist elitin Said Nursi algısını altüst ettmişti. Mardin, bilim camiasının Said Nursi paradigmasını doğru zeminlerde yeniden inşa etmişti.
Evet Said Nursi cesur ve farklı söylemleri olan bir insan. Bundan dolayı kendi zamanında çok az anlaşıldı.
Bir örnek vereceğim.
Sene 1892. Said Nursi on beş yaşında ve Tillo’nun Kubbe-i Hâsiye türbesinde inzivadadır. Firuzâbâdî’nin Kâmûs-u Muhît lügatını ezberleyen Bediüzzaman’ın yemeğini günlük olarak küçük kardeşi Mehmet getirmektedir. Bediüzzaman birgün kardeşinin getirdiği ekmeği çorbanın suyuna batırarak yer ve tanelerini karıncalara verir.
Hareketin sebebini soran kardeşine Bediüzzaman şu muhteşem cevabı verir: “Bunlarda hayat-ı içtimaiyeye mâlikiyet ve fevkalade vazifeşinaslık ve çalışma bulunduğunu müşâhede ettim. Cumhuriyetperverliklerine mükâfeten kendilerine muavenet etmek istiyorum.” (Tarihçe-i Hayat)
Olayın yaşandığı tarihler, toplumun “Cumhuriyet” kavramına çok uzak olduğu tarihlerdi. Osmanlı demokrasisi naif dönemine bile girmemişti. Devlet Tanzimat ve I. Meşrutiyet’in dalgalı adımları ile yol almaktaydı. II. Meşrutiyet 16 sene sonra ilan edilecek, Türkiye ise ismindeki “Cumhuriyet” kavramı ile 31 sene sonra tanışacaktı!
Onu cumhuriyet düşmanı ve mürteci olarak görenler utanmalıdır.
Said Nursi ufku ve vizyonu geniş bir insandır. O dünyada yaşanan dinamik süreçleri okuyan parlak bir zekâ ve yıkılan imparatorluklar, dirilen militarist ve faşist devletler zemininde bugünün globalleşen dünyasını sezen bir beyindir.
Keskin nazarı ile istikbale ait keşifler yapan ve dip dalgaların yönünü iyi kestiren Said Nursi’nin kuvvet-i ilim ve nazar-ı akılla (Barla L.) yaptığı kavramsal analizleri tefsir edin elinize Ermeni, Kürt, Alevi ve Avrupa meselesinden din, laiklik, hukuk ve eğitime kadar bütün sıkıntıların reçetesi geçecektir.
Bunların tamamı cesurca söylenmiş farklı söylemlerdir. Sultan Abdülhamid’e, Said Halim’e, Prens Sabahaddin’e, Mustafa Kemal’e ve Adnan Menderes’e yazdıklarına bakın cesaretin ne olduğunu görürsünüz!
Said Nursi ile âşık atabilmek için Tunceli’de söylenenler ile Afyon’da da söylenenler birbirini nakzetmemeli ve Alevi Çalıştayı’nda söylenenler meclis kürsüsünde de tekrarlanmalıdır. Eğer Balyoz seminerinde atılan naralar ile mahkemedeki cümleler birbirini nakzediyorsa daha çok işimiz var demektir!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.