İsmail BERK
Gazze’de baba olmak
Sahur düşünceleri, İsrail’in kara harekatı düzenlediği Gazze ile mahzunlaştı. Hüznün bulutları içinde sarmaladı kendini. İşte avuçta kalanlar…
Baba olmak, hem de Gazze’de..
Gazze, gaz kokulu.. Bomba yüklü bir memleket.. Abluka altında sarılı bir ceset gibi olmak.. Müslüman kardeşlerden gelmeyen haber, dönmeyen devran ve sormayan haller altında bir ümitle sadece Allah’a ait olma..
Ve Gazze’de baba olmak..
Hüznüne katık yaptığı saklı düşüncelerle duygularını sürgüne gönderip yapayalnız evin yükü, sorumluluğu altında ve çevrenin endişelerine koşamamak..
Ve Gazze’de baba olmak..
İşsiz.. Gelirsiz.. Pişmeyen yemeğin, kaynamayan kazanın içine konacak bir şeyler telaşında olan sessiz, sadakat abidesi olup eşine bile bir şeyler söyleyememek... Yutkunup kalmak.. Dışarda siren sesleri, içerde çocuk çığlıkları altında..
Gazze’de baba olmak..
***
Genç kız, abla rolünde, daha 15 yaşında.. Ardında annesine yardım ettiği üç kardeşine abla.. Gençlik hayalleri, önceki senelerde Gazze sokaklarında parçalanan cesetle karşılaştığında gitmiş elinden.. Avucunda ölüm var.. Babasına yine mahzun mahzun bakıyor. Yutkunuyor.. Kız çocuğu, babasına şefkat edecek kadar suskun ve şefkatli.. Şefkat bekleyecek yaşta iken..
Baba bunu da anlıyor. Genzi doluyor.. Ağlamamak üzere içine akıtıyor.. Çocuklarına mı ağlıyor? Elbette, ama sadece onlara değil.. Gördüğü bütün çocuklar, misket oynayacakları yerde misket bombaları ile tanıştılar, derin çığlıklar altında komşu duvarını aşan çaresiz dul ve yetim, kimsesiz komşuları var.. Sorumluluk çemberine dahil olduğu bir kuşatma var...
***
Ağlayan bebeğin maması yok.. Anne sütten kesilmiş.. Anne, korku duvarını aşmış bir mücahide amma çocuk ağlıyor..
Baba ne düşünür?..
Ölüm en hafifi..
Bir de yaşlı var evde..
Gazze sokakları bomboşken onun yüreği dolu baba..
Cihada hazır.. Amma çağın cihadı farklı..
***
Yaşlı baba, yerinde hareketsiz, gözleri dolu, tebessümle cesaret veriyor oğluna, baba yüklü torunlarının babasına.. ”Korkmayın. Allah bizimle beraberdir" haykırışı.. Bütün nefesini sermaye yapıp haykırarak tekrarlıyor.. Bombaları böyle kovuyor Gazze’den.. Yüksek ruhun iman seciyesi ile..
Korkan yok aslında..
İzzetli duruşun ve direnişin ağırlığı altında çaresiz bir baba.. Sadece cephe savaşı değil ki kükresin..
***
İmanla kuşanmış bir beldede, Deccalın çocukları ile kuşatılmış bir kudsi diyarda baba olmak, aile olmak, ümmet olmak, mümin olmak, zamanlar üstü bir hakikat ruhuna giden şehadet yolculuğu.. Çağın silahı çok farklı ve her an ölüyorsun.. Cephe yok.. Mert düşman yok.. Deccal sofrasında ağırlanan süfyanla işbirliği yapmış ihanet şebekeleri kolkola bu işgalde..
Babasız çocuklara Gazze’de yetim denmeli mi, yoksa onlar hep baba gibi mi büyüdüler? Çocuksuz babalara Gazze’de bekar denmeli mi, yoksa onlar hep evi, aileyi sarıp sarmaladılar mı?
Onlar mücahit, onlar kahraman..
***
Bir şafak söker karanlığı Gazze’de..
Bir zorbayı büker Mücahitler Gazze’de..
Gazze yanar, kalbimizle ateşe koşarken..
Adımlar, ruh yüklü imanla cennetle coşarken..
***
Felek birahm, dostlar zebun, mümin kardeş ülkeler ölü toprağı, haz va naz peşindeler.. İktidar ve şehvet düşkünleri.. Aymaz ve ayırmaz haldeler..
Baba, küçücük evde, sıkışık bir odada, yaz sıcağında, evin dar koridorunda bunları düşünürken nasıl paylaşabilir ki..?
Baba, “korkuyorum” diyen küçük çocuğuna ne diyeceğini kestiremiyor. O anda düşünceler sarmalında, onurlu bir cihadın köklü düşünceleri ile doluyken.. Birazdan çıkıp belki de bir daha göremeyeceği bu tablodan kopup, onları sonsuza dek Allah’a bırakıp, mukaddes mücadeleye karışacakken..
***
Çocukları şehadet şerbeti içen Gazzeli babayı düşündüm.. Babaları düşündüm.. Eşi yaralı iken çocuklarına koşmak ve yardım etmekte.. Evin işini yürüten babaları düşündüm.. Yaşlı babasına koşan babaları düşündüm.. Babasız babaları düşündüm.. Evlatların hepsi şehit olmuş evlatsız babaları düşündüm..
Bir o kadar anneleri düşünmeye çalıştım.. Evlatları düşündüm... Kardeşleri düşündüm... Anne olmak, evlat olmak, kardeş olmak veya büyük anne-baba olmak.. Ve genişleyen çemberde Gazzeli olmak.. Gazze’de doğmak, Deccalı kefeniyle boğmak.. Ölmüşken dirilmek.. İman cephesinde hayatını inancına katık yapmak.. Sabırla ve imanla direnmek, mazlum kalmak ve ümmetin kapalı kilitlerini ve kapılarını açmaya çalışmak..
Kudüs olmadan, alınmadan Deccal ve İslam topraklarındaki Süfyan kolkola bu zulme devam edecekler hesaplarına göre.. Bu hesabın defterine dürecek Rabbimize sığınmak ve maddi manevi cihad donanımı ile şuur bedesteninde karargah kurmak..
Selahaddin-i Eyyübi’yi o kadar hasretle bekliyoruz ki... Sadece maddi kılıçların yetmediği çağı keşfederek ve manevi cihat zeminini tahkim ederek aşılır bu musibet, bela ve giran/giryan hal..
***
Allah, İslam alemine, Müslümanlara akıl ve iz’an versin.. Kendi putlarını yıkamayanlar, Deccal putunu nasıl yıkacak?
İslam Birliğine götüren akılların ve kalplerin birliği olmadan, dirlik nasıl olacak?
Ve bu ızdırabı, sadaka olmayı, ümmetin fedaisi olma bedelini Gazzeli çocuk, çocukla baba, baba ile anne ödüyor..
Ramazan hürmetine bizi affet Allah’ım… Sorumsuzluğumuzu tebdil eyle.. Şuur ver.. Birlik ver..
Gazze’de baba olmak.. Baba evden çıktı az once.. Bir daha döner mi?.. Buluşma mı? Artık cennette.. Ağlamayanlara söylenecek bir şey yok.. Gözyaşı Gazze’nin değil bizim vicdanımız..
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.