Koro:
"Gökyüzünde kara kara bulutlar
Başımıza nerden geldiniz?"

Ya da bu içeri "tam kapanma" hali neyin nesi?
...

Vicdanın Ziya'sıyla bakarsak:

"Hâşâ, kulluna zulmetmez Hüdası,
Herkesin çektiği kendi cezası" olmakla birlikte daim'ce biliriz ki;

"Ne de olsa kışın sonu bahardır, bu da gelir bu da gecer ağlama."

Ağlamak da, gülmek de insan içindir. Zahmetin kederininde, rahmet sevincinin üzerimizde dogrudan ve  dolaylı etkileri vardır. Halil'ce söylersek; "Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir" aslında.

Zamanın harikası hakikat ehli şunu der: "Evet, kâinattaki herşey, her hâdise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat (doğrudan güzel) denilir veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr (dolaylı güzel) denilir."

O sebepten sevinç doğrudan, keder neticesi itibariyle guzeldir. Bahar doğrudan, kış neticeleri itibariyle; yağmur dogrudan kara bulutlar neticesi itibariyle; gündüz doğrudan gece neticesi itibariyle; doğuş doğrudan sancılar neticesi itibariyle güzeldir.

Hemencik anın kasvetine, katılığına takılmayalım, dolaylı olarak bir sonraki halin saffetine, rametine bakalım.

Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş derler. Sen sana düşeni yap, gerisi gelir. Yüreğinde inancının sıcaklığını soğutma, aklın ışıltısını köreltme, ümidin ufkunu karartma, sabrın kuvvetini zayıflatma, yaşama sevincini soldurma, niyetini, orucunu bozma, bozdurma.

Bak ne söyler mana alemine elyak Sezai nefes: 

"Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır."
 
Buna inan! Hani o misal; kış sonrası bahar gibi, gece sonrası gündüz gibi, bulutlu hava sonrası,
rahmet gibi, doğum sancısı sonrası hayat gibi, askerlik sonrası teskere gibi, imtihan sonrası mükâfat gibi, oruç sonrası iftar gibi, ramazan sonrası bayram gibi gelir biiznillah.

Hülasa, Fazıl zatın "nakarat"ıyla;

"Çoğu gitti azı kaldı" ile teselli bulurken Mevlana'nın irfaniyle "Bak güzel günler yola cıkmış geliyorlar" deyu  ümidlenelim.

Güzel günlerin arefesindeyiz. Hikmet'in lisaniyle "güzel günler göreceğiz cocuklar" müjdesiyle, Kemal'in cemaliyle "hadi gülümse"yelim hele...

Selam ve muhabbetle.