Nurullah HALİLOĞLU
İman hizmeti yüce bir vazife
Dünyanın bizi fazla ilgilendirmeyen o kadar çok ahvali bizi meşgul ediyor ki, asıl bizi ilgilendiren meselelerimize eğilmemize fırsat kalmamaktadır çoğu zaman. Bu durum asrımız insanlarına musallat olan bir hastalıktır. Her şeyden haberdar olmakla kazandığımızı sanıyoruz. Oysa zihnimize yerleşen her önemsiz mesele bizleri düşünmemiz gereken güzelliklerden mahrum bırakmaktadır.
İslam’ın insanları insan eden güzellikleri bizi bekliyor. Bizler bu dünyaya imtihan için geldiğimizi ve yaptığımız her işten sorumlu tutulacağımızı biliyoruz. Dünya hayatının bir gün son bulacağını ve bizim için asıl meselenin ölümden sonraki hayatta işimize yarayacak ameller işlememiz olduğunu da biliyoruz.
Hayatın önemli gerçeklerini bize öğreten ve asrımızın İslâmı en güzel bir şekilde anlatan eserleri olan Risale-i Nurları tanımak ve istifade etmek nimetine sahip olmuşsak, bunu büyük bir şükür nedeni olarak bilmemiz gerekir. Çünkü zamanın keşmekeşinden selametli bir şekilde çıkmanın yolunu en güzel bir şekilde Nur Risaleleri göstermektedir.
Eğer gerçekten Risaleleri anlamışsak, dünyanın insanı fazlasıyla meşgul eden meselelerinin bizleri tesir altına almasına engel olabilmemiz gerekir. Bizler ibadetlerimizi, bilhassa da namazlarımızı en güzel bir şekilde eda edebilmeli ve bu durum bizlere her zaman Rabbimizi hatırlatmalıdır.
Biliyoruz ki iman bu hayatın en büyük meselesidir. İmandan sonra yapılması gereken en önemli iş namazları dosdoğru kılmaktır. Bu gerçek ortada iken kafalarını siyasetle bozan bir kısım ehl-i iman, siyasetlerine bir anlam kazandırmak için yaptıkları siyasî faaliyetlere “cihat” ismini vermektedirler. Zahiren debdebeli olan bu durum iman hakikatlerini iyi öğrenip hayata geçirmeyen bir kısım safdilleri cezb edebilmektedir ne yazık ki…
Fitnenin başını alıp gittiği bir zamanda dünyaya ait işlere fazla zaman ayırmanın doğru olmadığını söyleyebiliriz sanırım. Yüz elimiz olsa da, bizler bunları iman hizmeti için kullanmalıyız. Dünyanın işlerine, dünyanın siyasetine zaten yeterince zaman harcayan insanlar bulunmaktadır. Çok ihtiyaç duyulan iman hizmetine ise nefis ve şeytanın hilelerinden dolayı zaman ayıran azdır. Üstelik bu alanda çok insana ihtiyaç vardır.
Hasılı Risale-i Nur gibi zamanın ehemmiyetli bir Kur’an tefsirini tanıyan insan kendisine başka meşguliyet aramamalı. Hele siyaset dairesinden uzak durmalı iman ve Kur’an hizmetkârları. Siyasilerin bin bir suratlerini bizler savunmak ve te’vil etmek mecburiyetinde değiliz. Bu konuda bir şey söylememiz gerekirse, doğru yapanı tebrik, yanlış yapanı usulü dairesinde tenkit etmemiz gerekir. Hele siyasî tarafgirlik yapmak, birinin sürekli yanlışlarını söyleyip doğrularını görmemek, birinin de sürekli iyi taraflarını görüp hatalarını görmezlikten gelmek elbette vicdanî bir yaklaşım tarzı değildir.
Hasılı elimizdeki elmaslar değerindeki Risalelerin değerini bilelim. İman ve Kur’an hizmetiyle hayatımıza hayat verelim ve akılları geveze, kalpleri ifsat eden siyaset dairesi ile aramıza mesafe koyalım. İçine ise hiç girmeye heveslenmeyelim. Vazifemiz, ihtiyacı olan herkese iman hakikatleri kavuşturmak olmalı. İhsan-ı İlahî olarak omzumuza yüklenmiş iman ve Kur’an hizmetinin hakkını vermezsek, bu değerli nimet elimizden kaçıp gidecektir. Doğru olan, herkesin üzerine vazife olanını hakkıyla yapmasıdır…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.