M. Maruf ÖZÜLKÜ
Milletin dile geldiği gün...
Onlara göre millet onlara mahkumdu.
Onlar seçecek...
Onlar beğenecek...
Ve karar verecekti.
Vatandaşı kendi haline bırakırsan ya mürteci olurdu...
Ya da başka türlü muhalif...
"Halkçı"ydılar, halka rağmen.
Halk o kadar bunalmıştı ki tek partiden.
O kadar sıkılmıştı ki keyfi idareden.
İlk fırsatta demokratik biçimde bunu ifade etti.
Bundan altmış yıl önce takvimler bugünü gösterdiği gündü.
Millet, "Yeter artık" demeye başladı.
Tepesine çöken uğruya ilk şamarı vurdu.
Milletin iktidarı devletin iktidarını çok rahatsız etti.
Halk belini doğrulttukça onların keyfi kaçıyordu.
Maddi manevi kalkınma başlamıştı.
Ama derin planlar da peşisıra hazırlanıyordu.
Demokrat iktidarı meşru yoldan deviremeyeceklerini anladıkça çileden çıkıyorlardı.
Kirli propagandalar, tuzaklar, cunta faaliyetleri arttı.
Tahkikat Komisyonları onlar için bardağı taşıran son damlaydı.
Hesap vermek aklanmak onlar için çıkılmaz yoldu.
O zaman da bugünlerde olduğu gibi isyan ettiler.
"Bu bize yapılan bir saldırıdır, komplodur" dediler.
İsmet Paşa, Mecliste Başbakan Adnan Menderes'e hitaben "Seni ben bile kurtaramam" dedi.
Menderes'in suçu Ezan-ı Muhammediye idi, hürriyetçilik idi, kalkınma idi.
Bu halkı sevmek kalkındırmak "halkçı"lara göre affedilemez bir cürüm idi.
Necip Fazıl'ın ifadesiyle:
"Millete kastedenin
Adı: Milli kahraman."
Millet ile halkçıların kavgası, bitmedi bitmeyecek.
Yarım asır sonraki meşgalelerine bakın:
Halkın anayasa konusunda karar vermesini tehlike sayıp mahkemeye sığınıyorlar.
Liderlerinin kaset skandalını siyasi entrika malzemesi yapıyorlar.
Olağanüstü fedakarlık yapmış da sonra hakkı yenilmiş adam imiş gibi kapısında şamata yapıyorlar.
Görüntülerin yalan iftira montaj olduğunu söylemek ihkak-ı hak dava etmek yerine, "kim bu kasedi yayınladı da bizi zor durumda bıraktı" diye tepki gösteriyorlar.
Millet de o gün bugündür bunu unutmadı.
Bir daha onları ve takipçilerini başa getirmedi.
Menderes çizgisine duyulan minnet-sevgi ise, anıtmezarlarda ifadesini buldu.
Hayır dualar, Fatihalar, Yasinler hediye edilerek bu pekiştiriliyor.
Kim Menderes kokusunu taşıdıysa millet onu baştacı yaptı.
Kim demokrat ağızla konuşsa onu sevindirdi.
Çizgideymiş gibi görünüp başka numara çevirenlere de yüz vermedi.
Bugün 14 Mayıs 2010.
Halkın, hakça ve halkça sesini yükselttiği o günün yıldönümü.
Allahü Ekber sadasının semayı yeniden şenlendirdiği...
Cumhuriyetin demokrasiyle tanıştığı...
Köylünün Kızılay'da serbest dolaşmaya başladığı...
Devletin jandarma ve vergi müstahsilinden ibaret olmadığının farkedildiği...
Türkiye'nin Kıbrıs ve AB meselesine vakıf olmaya başladığı...
Yeni dönemin miladıdır.
14 Mayıs, halkın prangalarından kurtulduğu halk düşmanlarının ise bağlanmaya başladığı tarihsel dönüşümün işaretidir.
Ey okuyucu!
Ey halkım!
14 Mayıs bayramın kutlu olsun.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.