Necip Fazıl’da Ana Baba İmagosu

Ana baba imagosu, din, metafizik, tabiat, toplum, aile, devlet gibi kurumlara karşı nasıl bir duruş sergiler sanatçılar ve genel olarak düşünürler onu netleştiren bir psikanalitik kavramdır. Ana imagosu bütün sevgileri içine alan bir büyük ve muhit psikanalitik kavramdır. Baba imagosu da insana hükmeden, insanların onun hakim şapkası altında durduğu bütün kurumsal ve kültürel değerleri ifade eder. Ana baba imagosunun zengin olduğu toplumlarda, dengeli olduğu cemiyetlerde her şey düzenlidir. Onların bozulduğu toplumlarda yıkılmalar, bunalımlar, çözülmeler hüküm sürer. Türk edebiyatında şahısların dünya görüşlerine göre ana baba imagoları değişir. Namık Kemal de başka, Yahya Kemal de başka, Halide Edip de başka, Nazım Hikmet de daha başkadır.

Necip Fazıl’ın kişisel dünyasındaki ana baba imagosu ile, hitap ettiği toplumun ana baba imagosu farklıdır. O hem kendi imagosunu hazırlar, pekiştirir, hem de toplumun ana baba imagosunu perkitmeye, güçlendirmeye çalışır. Toplumun ana baba imogosunda odak nokta kalptir. Necip Fazıl yaşadığı cemiyetin kalbi üzerindeki tahribattan ruhen irkilir. Medeniyetin sonucunun bunalım olduğunu söyleyen Freud gibi değilse de, bizde bunalımı yönetenler çıkarmış, her şeyimizle oynamışlar. Özellikle aklımız ve kalbimizle… İlgilerimizi değiştirdiklerini, bizi kalpsiz yaptıklarını anlatır…

Rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler
Güneş diye kalpdeki güneşi söndürdüler
Bilmediler kalpdedir kalpdedir asıl feza
Kalpdedir, ölümsüzlük kefili kutsi imza

Sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirecek not;
Bizdedir ve bizdedir Arş’a giden astronot
Ve mekandan arınmış ve zamandan ilerde
Fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde

Bizimkiler ışığa gem vurur da binerler
Yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler…

(324-1972)

Necip Fazıl bazen Namık Kemal gibi eleştiriler yapar, klasik anlamda yöneticilere ulülemr diyen geleneksel baba imagosu yerine yurdun olumsuzluklarını sayar, ideali işaret eder, hali eleştirir. Burada baba imagosu menfidir, şair gözlemleri ile böyle bir yönetim erkini, sosyal ve diğer yapılarını beğenmez.

Ve Gelir

Bu yurda her bela içinden gelir;
Hepleri hep hiçin hiçinden gelir
Gelemez bir ithal malıdır akıl
Kafdağından, Çinden, Maçinden gelir;
Dünküne eş bugün küfür yobazı
Bütün derdi festen, lapçinden gelir

( 323-1964)

Ana baba imagosunun kalpten önce bir dayanağı vardır, Allah. Dünyada hangi fikir adamı ve feylesof Allah’a inanmışsa iyimserdir, yıkıcı efkarı yoktur. Hangi bilim adamı O’na inanmazsa hem sevgisizlik ve kötümserlik yayar, hem kendini mahveder, Niçe gibi, Marks gibi, Demokritos gibi, Holbach gibi. Almanların dört büyük Frederikleri vardır, bunların hepsi Allah’a ve ahirete inanırlar, Alman romantizmini ve teknik ilerlemesini bunlar geliştirmiş ve yaymışlardır çekirdek onların fikirleridir. Bize yeni bir idare ihsan eden zevat, toplumun bütün değerlerini yıkmış, sonra onun adını bir rejim koymuş, bilememiş ki bu böyle gitmez.

Necip Fazıl, bu imagoların kaynağı olan Allah itikadı konusunda 1964 de yazdığı şiirinde bu büyük anlayışsızlığı eleştirir.

Allah vardır ! dersin sorarlar niçin?
Sonra tokat, puta niçinden gelir
Benim nur mayama pislik atanlar
Şeytan senin büyük elçinden gelir!

(323-1964)

İman bahsinde kötü uygulamalar yapılmıştır. Bir toplumda din ve iman gibi temel değerler inkar ve aşındırılmaya uğratılıyorsa orada elbetteki ana baba imagosu müsbet olmaz.

Çırpınır

Dinle kulağını ver de mezara !
Ölüler evlattan yana çırpınır
Nesiller arası korkunç manzara
Domuz yavrulayan ana çırpınır.

Kalpten kazıdılar iman sırrını
Hergünün bugünden beter yarını
Acı rüzgarlara vermiş bağrını
Türk Bayrağı yana yana çırpınır

(319-1969)

Necip Fazıl imagonun bir şubesi olan tarih konusunda hassastır. Ne yazık ki yaşadığı dönemde tarih itibar görmez, anlatılan tarih de vak vak hikayesidir, veya kutuplara kaçmış bir fenerdir, buz denizlerinde başıboş çakar.

Biricik selamet yolu tarihte
Sormayın. Görmeyin. Geçinden gelir
Genç Osman ‘ı lif lif yolan o güruh
Kahbe devşirmenin piçinden gelir
Birgün bu gidişle çatlarsa yürek,
Dile vurdukları perçinden gelir

(323-1964)

Necip Fazıl ‘ın işaret ettiği konular Bediüzzaman da koca koca bahislerdir. Allah inancı Kur’an ve Risale-i Nur’un temel meselesidir, çok çeşitli yönlerden inkar fikri orada vuzuhla anlatılır. Necip Fazıl ve Bediüzzaman, bu ülkede hastalığı ilk hisseden insanlardır. Toplumun ana baba imagosunu tamire çalışır Bediüzzaman Allah ile arası açılmış toplumu ona layık insanlar haline getirmeye çabalar. Bir şahsın değil bir toplumun imagosunu düzeltmek ister. Şairimiz ve o bu yolda düşünürler.

Anne imagosu anne kelime ve manasından daha kapsamlı bir kelimedir, psikanalitik bir hüviyet kazanmıştır. Necip Fazıl anne imagosunun muhakkak önemli bir şubesi olan annesi hakkında iki şiir yazmıştır. Anneciğim şiirindeki kara, karanlık, hiç, çırpınmak, hıçkırık kelimeleri genel anlamda bir ana imagosu kötümserliğini anlatır. Belki de şiiri yazdığı 1926 ‘lı yılların sosyal ve fikri havası ona bu şiiri söyletmiştir. Kara ve karanlık imagonun zayıflığını anlatır. Kara hülyalara dalar anne, karanlıklar ise hiç geçmeyecektir. (248-1926)Karasafralı düşünme şairin bu dönemdeki hakim düşünce atmosferidir.

Şair toplumsal kurumlarla barışık olmayışını, ana baba imagosunun oturmayışını yönetimden, halkın durumundan, ailenin içinde bulunduğu olumsuzluklardan dolayı ifade eder. Aman isimli şiiri 1964 ‘de yazılmıştır, panoramik bir eleştiriler zinciridir. Ülkenin durumunu Tufan gününden kötü görür. Doğan çocuk değerlerden uzaktır, beyinler zıpzıp kadar. Mideler ise koskocamandır. Aziz fikir buğdayı ise katıra mahsus samandır. Orman keleş, nebat kel, nebat adamlar ormandır. İhracaat sadece midelerdedir. Plan, reform ve uzman varsa da başkalarını taklid eden maymunlardan elemanları vardır devletin. İman topluma çıkamaz camide hapistir. Silah küfrün belinde, küfrün elinde ferman vardır, hüküm onlara göre verilir. Ne kutsal kitap, ne ahlak, ne tarih, ne hürriyet ilgi görür. Millete kasdedenin adı milli kahramana çıkmıştır. Bu olumsuzluklar içinde Genç Adamın uyuması haramdır. Necip Fazıl ‘in ideal adamı bu Genç Adamdır. Onu uyarmaya ve sorumluluk almaya davet eder.

Tanzimattan günümüze her hal ü karda fikir üretenler suçlanmış ve hapse girmişlerdir. Bu yüzden aydınların ana baba imagosu karışıktır. Sadece bohem yaşayanlar hayatlarının tadını çıkarmak için sevgi ve nefretin, yönetenlerin ve kültür manzumesinin yanında gibidirler, bildiklerinden değil, özel yaşamlarındaki bu tür konulara ilgisizlikten dolayıdır. Hapse girmiş bir insanın iyi ana baba imagosu olabilir mi, Necip Fazıl, Zindandan Mehmed’e Mektup şiirinde hapishaneyi anlatır, burada geleceğin iyi olacağına dair oğluna ümit verir.

Yarın elbet bizim elbet bizimdir
Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir!(336-1961)

1960 da ihtilal olur, bu yılın ilk beş yılındaki şiirlerde şair karamsardır, haliyle iyi ana baba imagosu olamaz. Olumsuzlukları eleştirir.

Utansın

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın
Hey gidi küheylan koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı
Onu sürdürmeyen çıkar utansın!

Ölümden ilerde yarış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!

(327-1964)

Necip Fazıl, esasta toplumsal değerler, kurumlara karşı müsbet düşüncelidir. Ama yaşadığı dönemde bu kurumlar hiç de olumlu yapı göstermediklerinden ister istemez baba imagosu menfidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum