Nur Talebelerinin de kaldığı cezaevine ziyaretçi akını
Risale-i Nurun telif ve neşir yıllarında açılan davalar sonucu birçok Nur talebesinin de kaldığı cezaevi okulların kapanmasıyla birlikte ziyaretçi akınına uğradı
2011 yılında müzeye dönüştürülen ve Ankara'nın en fazla ziyaret edilen müzesi olan Ulucanlar Cezaevi Müzesi, yarıyıl tatilinin henüz ilk haftasında yaklaşık 7 bin kişiyi ağırladı.
Okulların yarıyıl tatiline girmesi Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nin ziyaretçi trafiğini de etkiledi. 1925 yılında cezaevi olarak inşaa edildikten sonra 2006 yılına kadar 81 yıl kapalı cezaevi olarak kullanılan Ulucanlar'da bir çok ünlü isim tutuklu ve hükümlü olarak kalmıştı. Bunların arasında Nur Talebeleri de var.
Risale-i Nurun telif ve neşir yıllarında açılan davalar sonucu birçok Nur talebesi de Ulucanlar cazavinde tutuklu ve hükümlü olarak yattılar. Bunlardan bazılarının isimleri söyle: Tahiri Mutlu, Zübeyir Gündüzalp, Tahsin Tola, Said Özdemir, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Abdullah Yeğin, Rüştü Çakın, Ceylan Çalışkan, Mustafa Turkmenoglu, Vahdettin Karaçorlu, Şerafettin Kartal.
Müzede mahkumların biyografileri, fotoğrafları ve bazı özel eşyaları bulunuyor. İha'nın haberine göre okul tatilini fırsat bilip yakın tarihe yerinde tanıklık etmek isteyen ziyaretçiler, şair ve edebiyatçıların volta attığı avluda dolaştı, koğuşlardaki mahkum fotoğraflarını inceledi. Mahkumların özel eşyalarının bulunduğu koğuşlar ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği yerler oldu.
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin talebelerinden Said Özdemir ağabey müzeye dönüştürüldükten sonra gittiği Ulucanlar'ın hapishane koğuşlarında geçmiş hatıralarını tazelerken şunları kaydetmişti:
"Buraya 7-8 defa girmek kısmet oldu. Çok hatıralarımız var. Risale-i Nur hizmeti sırasında 1950'li 60'lı yıllardan 1983'lere kadar bu hapishane Nur talebelerinin de sık sık girip çıktığı bir yerdi. Üstadımızın vefatından üç gün önce 20 Mart 1960'ta Ulucanlar cezaevine girdiğimiz için Üstadımızın cenazesine katılamadık. Bizim için çok hüzünlü oldu. Sikke-i Tasdik-i Gaybi mecmuasını basmıştık. 9. koğuşda yattık. Sonra her risaleyi bastığımızda buraya tekrar getiriyorlardı. Bu defalarca oldu cezaevinin değişik koğuşlarında kaldık. Mahkumlarla dersler yapıyorduk. 1964'te Tarihçe-i Hayat'ı bastığımız için Rahmetli Tahsin Tola ile 1, 5 yıl ceza aldık. Mustafa Sungur abi de müellif olarak 9 ay ceza aldı. Beraber yattık. 1983'lere kadar yüzlerce mahkeme açıldı. En çok ceza alanlardan birisi merhum Mustafa Türkmenoğlu idi. Yedi sene verdiler. Hatta hiç unutamam ben hapisteyken Mustafa Türkmenoğlu kardeş o zaman dışardaydı evde çocukların ihtiyaçlarını görmek için pazardan aldığı yiyecekleri bir fileyle bizim eve götürüyor. Kapıyı çalıyor. 'Bunları babanız gönderdi, bu da paranın üstü' diyor. Halbuki ben para falan vermemişim. Öyle fedakarlıklar vardı. Elhamdülillah o sıkıntılı günler geride kaldı. Nurlar bütün dünyaya intişar etti. Geçmişin hatıralarını yeni kuşaklara aktarması bakımından bu müze güzel olmuş. Yapanları tebrik ediyorum. "
Altındağ Belediyesi'nin Ankara'ya kazandırdığı Ulucanlar Cezaevi Müzesi, her gün binlerce vatandaşı ağırlamanın haklı gururunu yaşıyor. Yarıyıl tatilinin ilk haftasında 7 bin kişinin ziyaret ettiği müze, özellikle hafta sonlarında dolup taşıyor.
Ulucanlar cezaevinde yatan bazı ünlüler şunlar: Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Ahmet Arif, Metin Toker, Oral Çalışlar, Fakir Baykurt, Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Yüksel Serdengeçti, Talat Aydemir, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Mustafa Pehlivanoglu, Muharrem Şemsek.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.