Okumak

Okumak bazen dille olmaz, bazen göze, kalbe ve ruha dayanır.

Zamane okumaları genellikle gözle yapılır ve maalesef göze hitap eder. Belki dile düşmüş bir hakikattir ama kalbe ve oradan tüm ruh dünyasına hitap edememiş, bitap düşmüş kolu kanadı kırık kelimelerdir. Ama hayatı boyunca akılla okumamış ve kalben kıraat edememiş kişileri düşünelim. Adam sadece beşeri ve sosyal olayların örüntüsüne kapılıp siyasi gelişmelerden paylar çıkartıp resimler oluşturuyor zihin sayfasında ama gel gör ki hiçbir yararlı karışım, elle tutulur üç-beş hadiseyi pek de harmanlayamıyor.

Farkında mıyız bilmiyorum ama esaslı bir ontolojik okumanın derin eksikliği ile yüz yüze kalan afallamış neslin eşiğinde duruyoruz.

Tefekkür sahamız, güncelin ve siyasi kapışmaların kanlı arenasına hapsolmuş.

Zihin safiyetimiz, afilli çamurlara çalınan kokuşmuş leşler ile tıka basa dolu.

An ve an tazelenen kainat sayfaları karşısında cahilane tavırlarımızla gezinip duruyoruz. Elllerimiz günahın çamurunda masumiyeti ararken biz çok aşağı ve karışık pozlara girmişiz. Tüm karmaşanın içinde okuyamadığımız onlarca gerçeğin haykırışları var ve bizler sağırları oynuyoruz.

Bazen duymanın vicdanı boyutundan habersiz yaşıyor, bazen de okumanın akli ve kalbi melekelerle olan ilintisinden bihaber geziniyoruz.

Aslında okumak demek nedir bilir miyiz?

Okumak bazen kalp, akıl ve vicdanın müzakeresidir, bazen ruh hanemizde pişirdiğimiz mütefekkir eserlerdir.

Kainata bakıp her baharı O’nun adına okuyabildiğin nadir anlardır.

Çiçeği kainata çalıp, dağları arılarla beraber evrenden devşirdiğin o manzum eserlerdir.

Yoksa benden sana söylemesi, üç beş serserinin ağzı bozuk güncel siyasi tartışmalarına vicdanını meze yapmak değildir okumak.

Tamamına yakını sahte simalardan oluşan ekabir topluluğunun fısıltıları ile ömür tüketmek de değildir.

Tefekkür kabiliyetini kainata açtığın zamanlarda, vicdanında bulduğun hakiki huzuru iman hanene yazdırabilmektir asıl okumak.

Gazete beyinli şakşakçılık zırvasından, şehvetin arsız güncelinden, zevkin tantanasından sıyrılmaktır. ‘’Akıl ve kalbin hayat derecelerinde’’ yaşamaktır. Nefisle olan oynaşından sıyrılmak, ruhla olan münevver sohbete dahil olabilmektir. Yaprağın düşüşünü önemsemektir. Arıya balı vahyeden Allaha karşı hayret etmektir. Evet okumak bir hayret secdesidir. Kıyama kalkan ruhun ruküyle eğilmesidir. Kısaca okumak, fıtrata karşı fıtrileşmektir, karanlığa karşı nurlanmaktır, maddeye karşı manayı tutup kaldırmaktır.

Abdullah Korkmaz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
7 Yorum