Ekrem KILIÇ
Patlıcanın Dalkavuğu
Çok söylenen bir fıkradır: Bir mecliste otururken,
Pâdişâh övmeye başlar patlıcanlı yemekleri.
Patlıcan medhine girer hâzirûndan biri hemen;
Göklere çıkarmak için harcar nice emekleri…
Meğer ne mübârekmiş bu fazîletli, mümtâz sebze?!.
Cennete lâyık taammış; Şâh’a şâyeste tadı var…
Patlıcansız kalmamalı hiçbir mutfak, hiçbir nebze…
Sebzevâtın şâhı budur; şânı, şöhreti, adı var!
Pâdişâha zıd beyânda bulunmak cesâret ister;
Fakat ondan daha fazla şevk göstermek elbet abes…
Hayret ile süzüyormuş dalkavuğu dinleyenler;
Pâdişâh susdurmayınca kimse diyemez: “Yeter, bes!”
O gün sohbet böyle geçmiş, patlıcan övülmüş-durmuş…
Bir başka gün zemmetmez mi, patlıcanı yüce hâkàn!
Bu kere bizim dalkavuk sebzeyi yerlere vurmuş:
“Hiçbir yemeğe yakışmaz, alamaz ağzına insan…”
Dostları, adama çatmış, ayıplamış dışarıda:
“Geçen, nasıl medhederdin, yâhû, patlıcanı öyle?!.
Amma vefâsız adamsın; dostluğu kesdin yarıda.
Onca harâretli lâfdan nasıl dönüverdin böyle?”
Adam demiş: “Ey Ağalar! Değil aslâ patlıcanın;
Ben yalnızca pâdişâhın dalkavuğuyum elbet de!”
Telakkîler değişse de, değişmez huyu insanın;
Emsâline hep rastlanır böylelerin cem’iyyetde…
Şâhlık, pâdişâhlık bitdi; dalkavukluk aslâ bitmez!
Eskiden bir şahsa bedel, şimdi müesseseler var:
Basın, yayın, radyo, ti-vi.. medya desek, hoşa gitmez…
Okuyan, seyreden bilir; nice cevherler, neler var!
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.