‘Sana hoş geleni al’

“Sünuhat” ın başında “Elfazca zengin değilim, israfı da sevmem, teşrifatçı elfazı beğenmem, icazımdan darılma. Sana hoş gelen şeyleri al; sana hoş gelmeyeni bana bırak, ilişme” der Said Nursi.

En başta “İfade-i Meram”la meramını anlatmış olur; elfaz, israf, icaz. Süslü cümleler, cilalı kelimelere girmeden, israfa yeltenmeden manayı anlatmak, hakikati dillendirmek.

Sünuhat küçücük bir kitapçıktır, yüzyıldır okunur. Onu okunur kılan bu icaz olmalı. Dedikleri dağ meyvesi gibi saf ve sahici. Ondan bundan katkılı değil; içinden, kalbinden geldiği gibi.

Katkılı kafalardan, obur benlikten doğan kelimeler fikir keşmekeşinden başka ne üretir? Kendi olmamışın israf kelimeleri kime ne hikmet öğretir? Okuyana ne icaz verir, hızla çevrilen sayfalar?

Okunmak derdi yoktur Said Nursi de. Hoş geliyorsa al, değilse bırak! Onu halen kitleler halinde okunur kılan da bu olmalı; Elfaz mana dengesi, özü özlü ifade etme icazı.

Zihni dağıtmadan, kalbi karıştırmadan hakikatle muhatap etme ameliyesi. Bu bir cümle ile de olur, küçük bir kitapçıkla da olur, altı bin sayfalık eser külliyatıyla da olur.

Koca bir cilt bir cümlede özetlenmiş; bir cümle koca bir kitapla açılmıştır bazen. Kelime israfı yok, manayı zedeleme yoktur.

Kendi de konuşkan bir hatip değildir. Yüzyıldır küçüğünden büyüğüne kitaplarıyla konuşan, konuşulan adamdır!

Son zamanlarında yazdığı “Konuşan Hakikattir” tazeliğini ve taravetini devam ettirmektedir. Tıpkı ilk yazdığı eserlerden Sünuhat’ta olduğu gibi…

Hakikat evrenseldir ve kimsenin tekelinde değildir. Kimi “Bediüzzaman hakikat adamı” der takip eder, kimi başka birini. Asıl olan hakikate erişmekse, ona giden yollar çoktur.

Ne güzel diyor “Sana hoş geleni al, gelmeyeni bana bırak” zorlama yok, keyfine kalmış, idrakin bilir, dimağın aldığı kadar! Başka yola, başka kapıya gidebilirsin!

Hakikat adamlarının çok adam toplamak, çok taraftar bulmak, çok okunmak gibi derdi yoktur. Hakikat gibi dertleri vardır, bu onlara yeter.        

Güneşin çok rengi ve ona giden çok yolu vardır. Güneşe erişmek gibi derdi olan biri, iyi bir kılavuz bulmalı değil midir?

Sünuhat dileyene güzel bir rehberdir. Yüzyıllık tasdik onu okunur ve takip edilir kılar.

Teşrifatçı elfazda boğulmuşlara ne diyebiliriz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum