Hizmetle ilgili bir meşgale olduğu zaman dünyanın en kıymetli işi dahi olsa geri plana atıp, hizmeti her şeyin önüne alan bu Nur Kahramanı, gıyabında Üstad’ın ‘’Tahiri kutubtur’’, ‘’Tahiri yirmi evliya kuvvetindedir’’, ‘’ Tahiri dolu bir testidir, o daha su almaz fakat biz onun perdesini açmadık” gibi cihan paha sözleri ile tavsif edilmiştir.

Bütün aile efradı ile birlikte kalemlerini Nur’un hizmetine veren ve çok sayıda eser yazarak büyük hizmetlere vesile olan mübarek ve merhum Tahiri Ağabey’e Üstad Bediüzzaman’ın yazdığı bu satırlar, ona verilen ehemmiyetin çok önemli bir ifadesi niteliğindedir:

“Bizi ve Kastamonu şakirtlerini kıyamete kadar minnettar eden ve müstesna kalemiyle Risale-i Nur'un hemen umumunu bu havaliye yetiştiren ve evlât ve peder ve vâlideleri ve refikasıyla Risale-i Nur'a hizmet eden kahraman Tahirî kardeşim, Cenab-ı Hak, hanenizdeki hemşireme, hem bana şifa ihsan eylesin. Hastalığıma ait bir parça size geliyor. Peder ve validenize de benim tarafımdan deyiniz ki: "Tahirî gibi kahraman bir şakirdi Risale-i Nur'a yetiştiren ve o vasıtayla defter-i â'mâllerine daima hasenat yazdıran bir şakirdi bize kardeş veren o mübarek zatlar, inşaallah bu saadeti daima idame ettirecekler. Dünyanın cam parçalarını, o elmaslara tercih etmeyecekler. Onlar, hususi dualarımızda dahildirler."

Nurun cihanı aydınlatmaya başladığı o karanlık ve yeis günlerinde, Üstad’a bu konuda yardımcı olmak için her şeyini feda etmeye hazır olan ve ‘’erkan-ı sitte’’ olarak adlandırılan Hafız Ali, Büyük Ruhlu Küçük Ali, Hüsrev Altınbaşak, Kuleönü’lü Mustafa ve Refet Ağabey’lerin altıncısı olan Atabey’li Tahiri, bu destansı hizmet tarihinin sayfalarında, adı altın harflerle yazılan ‘’Isparta Kahramanları’’ olarak gönüllerde yaşamaya devam etmektedirler.

Merhum Hafız Ali’nin yardımcısı olarak Nur Fabrikasına mensup olan ve Üstad’ın ‘’ihtiyarların genci’’ hitabına mazhar olan bu tevazu timsali büyük Nur Kahramanı, Üstadın yanında da çok ayrı ve özel bir yere sahipti. Uygun olmayan bir şeye veya bir talebesinin yanlış bir hareketine kızan ve sinirlenen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Nur yüzlü ve veli karakterli Tahiri’yi görünce yumuşar, tebessüm eder ve kızdığı talebelerini affederdi.

Tahiri’ye olan bu muhabbet sebebiyledir ki, Üstad’ın nazarında Atabey, Nurs köyü hükmüne geçmiş: ‘’Hem Hafız Ali nin (r.h.) vefatından sonra hapiste onun yerinde bana hizmeti, her vakit onu benim hatırıma getiriyor. Merhum Lütfi’nin ehemmiyetli varislerinden Abdullah Çavuş, kahraman Tahiri ile, Atabeyi, Nurs karyem hükmüne getirmişler. İslamköylü Abdullah, Hafız Ali (r.h.) zamanında Risale-i Nur a çok hizmet etmiş. Onlara umumen selam ediyorum. Mübarek Tahiri’nin küçücük bir medrese-i Nuriye hükmünde hanesindeki mübareklere dua ediyorum.’’

1930’lu yıllarda başladığı nurani hizmetinde Üstad’ın meslek ve meşrebine azami derecede riayet eden Tahiri Ağabey, son yıllarında da Üstad’ı ile beraber olarak, bu yöndeki istikametini hep korudu. 1953 yılında Barla’ya giden Üstad’ın yanında Zübeyir Ağabey ile birlikte Tahiri Mutlu Ağabey de vardı.
Bu güzel hasletlerinden ve cesaretinden dolayı Bediüzzaman Hazretlerinin ‘’Kahraman Tahiri’’ hitabına mazhar olan bu gönül ehli mutlu insan, Üstadının külli ubudiyet ve takvasına mazhar olmuş bir hizmet eri olarak, O’nun vefatından sonra da meslek ve meşrebine sadakatten zerre kadar taviz vermeden hizmetine müstakimane devam etti. 

Güller beldesinin bu mesud ve bahtiyar insanı, 3 Nisan 1977 tarihinde İstanbul’da vefat etti ve özlediği Üstadına ve sevdiklerine kavuştu. Eyüp Sultan Kabristanındaki mezarında haşir sabahını bekleyen bu bahtiyar velinin mübarek ruhuna binler rahmet olsun. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

Kahraman Tahiri Mutlu Ağabey’i bir nebze de olsun anlatmak için yazdığım bazı mısraları, rahmete vesile olması duasıyla buraya alıyorum:

TAHİRİ

İhlaslı bir şakirt, tam mütevekkil.
Dilindedir: ‘’Allah ne güzel vekil.’’

Atabey’in mücahid bir evladı.
Rehber bilir o müceddit Üstad’ı.

Huzurludur, iman ile çok Mutlu.
Bir nura kavuşmuş, mümtaz ve kutlu.

Feragatte ne güzel bir numune.
Fedakarca hizmet eder bu dine.

Genç nesile takvada bir misaldir.
Bir hal içinde ki, ne mes’ud haldir.

İstihdam edilmek O’nun dileği.
Keşif ve keramet değil isteği.

Gerçi bir velidir, nur deryasında.
Müstakimdir, bu Kur’an davasında.

Diyebilir, ‘’benimdir bu kainat.’’
‘’Güneş bir lambamdır’’ müşrike inat.

Bir tevazu abidesi Tahiri.
Silmiş dünyasından gurur, kibiri.

Ciddi bir varistir Hafız Ali’ye.
Nur’un genç bir kahramanı Lütfi’ye.

Tam çalışkan ‘’ihtiyarların genci’’
Nurlara hizmet en büyük sevinci.

Denizli, Afyon’da bir metin mahpus.
Hapiste Üstad’a komşu bahusus.

Şiarıdır daim, sebat, metanet.
Ulvi mefkuresi; Nurlara hizmet.

‘’Bir dostu, hatalı bir yoldan gider.’’
‘’Üstad ol Rahman’a iltica eder:’’

‘’Ya Rab, yok mu bir hakiki talebem?’’
‘’Tahiri görünür, biter bu elem.’’

Ayet-ül Kübra’nın Aziz Naşiri.
Nurun veli talebesi; TAHİRİ.