Nur KABADAYI DEMİR

Nur KABADAYI DEMİR

Temaşa ve şükür

Kâinatın neresine bakarsak bakalım, Allah’ın (c.c.) esmasını ve her şeyi ne kadar sanatlı ve mucizevî yarattığını göreceğiz.
Kendimizden başlayarak, dış âleme açılan her pencereden seyrettiklerimiz bizi Allah’a (c.c.) götürüyor.  Gördüğümüz her bir cisim karşısında hayretler içerisinde kalırken; Allah’a (c.c.) olan hayranlığımız gittikçe artmaya başlıyor. Belki de iyi bir kul olmanın yolu da, bu hayranlık karşısında başlıyordur.

Yaşadığımız âleme her geçen gün daha çok alışırken, her şey bize normal gelmeye başlıyor. Oysa nazar ettiklerimize bir de temaşa ve şükür içinde baktığımızda esma perdeleri aralanıyor ve Allah’a sebepsiz ulaşabilmenin lezzetini tadıyoruz.
Akıl, iman ile bakınca görebiliyor. İman nazarı olmayan her bir cisim, insana değersiz bir eşya parçası olarak görünüyor.

Bundan dolayı;
Bak gör! Şu kâinata ne güzel resim çizilmiş; her bir resimde ayrı bir sanat, ayrı bir nakış ve ayrı bir duygu var.

Bak gör! Şu güzel resimlerin arkasındaki Sani’iZülcelalin, mevcudatı kendi Cemal ve Kemal’ine ayine yaptığını,

Bak gör! Şu işlenmiş toprağı ve üzerindeki dokumaların özenle nasıl serildiğini,
Bak gör! Şu gökyüzünün her gün farklı farklı nasıl çizildiğini ve hava zerreciklerinin etrafa nasıl serpiştirildiğini,

Bak gör! Şu küçücük çekirdekten kocaman ağacın nasıl çıktığını ve dallarında faydalı meyvelerin nasıl asılmış olduğunu,

Bak gör! Şu koskoca dağların dizilişini ve Sanatkârının izni ile nasıl yürütüldüğünü,
Bak gör! Şu sert toprağın altından baş vermiş tohumun nasıl süreçler geçirerek başını gökyüzüne çevirdiğini,

Bak gör! Ağaçların ve aynı anda diğer canlıların nasıl nefes aldığını,
Bak gör! Bir taşın üzerinde hayat bulan çiçeğin muhteşemliğini,
Bak gör! Sıra dağlar arasından hızla ve şevkle akan suları,
Bak gör! Allah’ın (c.c.) acı su ile tatlı suyu birbirine karıştırmadan nasıl yan yana durdurduğunu ve suyun üzerinde gemileri nasıl yürütüldüğünü,

Gör ki; bu kâinatın başıboş olmadığını, bir yaratıcısının, bir terbiye edicisinin olduğunu gör.
Gör ki; bu fennin, bu ilmin, bu sanatın bir Âlim’e, Sanî’e ve Kâdir’i Mutlak’a ait olduğunu gör.

Bak gör! Kafile kafile gelen ve kafile kafile giden insan topluluğunun nasıl tebdil edildiklerini,
Bak gör! Allah’ın (c.c.), hasta yatağında yatan bir insanı nasıl terbiye edip, temizlediğini,
Bak gör! Anne kucağındaki bebeğin nasıl rızıklandığını ve Allah’ın (c.c.) Rezzak olduğunu,
Bak gör! Şu bedenin içindeki onsekizbin âleme bakan ruhu ve ruhtaki katmanları; katmanlardaki huzuru ve sırrı,
Bak gör! Allah’ın (c.c.) isimlerinin, insanın kalbini nasıl şekillendirdiğini ve güzelleştirdiğini,
Bak gör! Uzak mesafeler ardındaki insanlar ile aranda olan GÖNÜL BAĞINI,
Bak gör! Vücudundaki her bir hücrenin görevini hiç şaşırmadan nasıl çalıştıklarını,
Bak gör! İnsanın, şu kâinatın küçültülmüş bir misal-i musaggarı olduğunu,
Bak gör! Kusursuz Zat-i Zülcelâl, Zat-ı Zülkemâl, VacibülVücud olan yaratıcıya “kul” olma hakkını kazandığını ve insani mertebeni gör.

Gör ki; yaratılış gayeni anlayasın.
Anla ki; kalbin, ruhun, aklın tam itaat etsin.
İtaat et ki; Rabbin senden razı olsun.

Ey Rabbi Rahimim! Ve Ey Rabbi Kerimim!
Sana itaatim sonsuz özgürlüğümdür.
Sana olan âşkım hayatımın kaynağıdır.
Senin var etmen ile var oluyorum.
Senin sevgin ile hayat buluyorum.
Senin bizi kabul etmen ile değer kazanıyorum.
Küçücük ellerimi dergah-ı izzetinden boş çevirme!
amin. amin. amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.