Askeri yargının sınırlandırılması ile ilgili yasa cuntacıları açığa çıkardı nasıl mı? Okuyunuz.

Bazı generallerin oyununa dikkat edelim. Genelkurmay Başkanını zor durumda bırakmak için uzlaşmayı bozdurdular. Telefon trafiği cuntacıları eleverir.

Bir ordu düşününüz.

Bir Genelkurmay Başkanı düşününüz karargahın içinde suikast şüphesi ile yaşıyor ve yemeği evinden sefertası ile getiriyor. Bu kişi E. Orgeneral Hilmi Özkök idi.

Yine bir Genelkurmay Başkanı düşününüz İkinci Başkanla tartıştıktan sonra odasına gizli şifreli bölme yaptırıyor. Bu kişi E. Orgeneral İ Hakkı Karadayı idi. Dün Yeni Şafak gazetesinin haberinde öğrendik.

Bir ordu düşününüz  Jandarma Genel Komutanının uçağı düşürülüyor ve ölüm faili meçhul oluyor.

Bir ordu düşününüz Genelkurmay Başkanı cuntacı bir teğmen tarafında tekmeleniyor. Bu komutan 27 Mayıs 1960’ın Genelkurmay Başkanı E. Orgeneral Rüştü Erdelhun idi.

Bir 0rdu düşününüz, Başbakan cuntacı bir teğmen doktor tarafından idamından bir gün önce parmakla prostat muayenesine tabi tutuluyor.

Bir ordu düşününüz azınlık çoğunluğu tasfiye ediyor, orduyu ele geçiren cuntacılar  Başbakanı ’Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor’ diyen bir mahkemede yargılatıyor ve idam ettiriyor.

Bir ordu düşünüz bazı generaller Cumhurbaşkanı adayı Senatör Ali  Fuat Başgil’i makamına çağırıp adaylıktan vazgeçmesi için silahla tehdit ediyor. Rahmetli Başgil ‘Bay Tomson ve Bay Rovelver beni ikna etti’ diyerek adaylıktan vazgeçiyor.

Bir ordu düşününüz bazı generaller toplanıp Cumhurbaşkanının eşini görünce sırtını dönme kararı alıyorlar.

Bir ordu düşününüz bazı generaller aralarında toplanıp Başbakanın ziyaretlerinde onu karşılamama kararı alıyorlar.

Bir ordu düşününüz bazı generaller iç tehdit değerlendirmesini kendine göre yapıyorlar.

Bir ordu düşününüz bu ordunun içinde bazı generaller yasalara uygun yaşayan, vergisini veren, çocuğunu askere gönderen mütedeyyin insanları düşman olarak tanımlıyor ve bunun için siyasi kulis yapıyorlar.

Bir ordu düşünüz içinde bazı generaller ‘İrticai eylem planı’ gibi bir plan yapıyor siyasete müdahale etme ve halkına asimetrik psikolojik savaş yapma hakkını  kendinde görüyor ve Genelkurmay Başkanının zor durumda bırakıyor.

Böyle bir ordu Yeniçerileşmiş bir ordudur.

Osmanlı tarihinde 1800’lü yıllara gidelim Yeniçeriler sürekli kelle istiyorlar. Sadrazam kelleleri sürekli feda ediliyor. Sarayın içinde kulis yapıyor. Kimin sadrazam olacağını Padişaha dikte ediyor.

Yeniçeri tam anlamı ile siyasetin içinde iken nihayet İkinci Mahmut geliyor, Sultanahmet Meydanında sancağı açıyor ve kapalı çarşı esnafını yanına alarak Yeniçeriliği bitiren adımı atıyor. Sistemi çalıştırtmayan Yeniçeri Ocağı halkın desteği ile ancak bitirilebiliyor.

TSK’nın cuntacı kanadı tam siyasetin içinde.

Bugüne gelirsek, ’Elinizi üstümüzden çekin’ diyen hesap vermek istemeyen askeri bürokrasi.

Herşeye karışan, toplumun kılık kıyafetine, inançlarına, değerlerine müdahale eden ama terörü bir türlü bitiremeyen askeri bürokrasi.

Siyasete yön verirken sınırların koruyamayan, sınırlara döşediği mayını temizlemeye üşenen bir askeri bürokrasi.

Dış düşmana karşı hazırlanan planlarla uğraşması gerekirken cuntacılara şemsiye olan bir askeri bürokrasi.

TSK’nın envanterine dahil silahları çalan cuntacı yapılar, uyuşturucu kaçakcılığı ilişkisi ile zenginleşen çeteler. Bu çürüme ve yozlaşmayı temizlemeyen askeri bürokrasi.

İlginç düzenlemeye bakınız ki iç bünyede hertürlü plan yap, halkın bir bölümünü düşman ilan et, karşı taraf de, ona asimetrik psikolojik savaş düzenle. Bu düzenlemeye devlet sırrı de, sonra da tarafsız ve bağımsız olmayan askeri mahkemede yargılanma rolü oyna.

Adli yargıdan neden korkuluyor?

Çünkü emir talimat almayan hakimler ve savcılar orada daha çok. Tayin korkusu ve sicil baskısı yapamıyorsunuz.

Askeri yargının tarafsız ve bağımsız olmadığına en büyük kanıt, DGM’de askeri hakimin bulunmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olması nedeniyle Anayasa’dan çıkarılması uygulamasıdır.

Anayasa Mahkemesi’nin tarafsız olmadığına an büyük delil atama biçimleridir. Sayın Demirel ve Sezer’in atadığı adaylar ana muhalefet partisinin lehinde oy kullanıyor. Özal’ın atadığı üyeler sağ iktidarın lehinde oy kullanılıyor.
Oran olarak 9’a 2, siyasallaşmış yargının işareti değil mi?

Darbe travmaları

27 Mayıs ruhu ile hesaplaşmayan devlet veya toplum bu travmayı çözemez. Zaman güç ve enerjisini harcar gider. Özgüveni zarar görür geleceğine olumsuz bakar.

Savunma duygusu ile ve savunma ruh hali ile yaşayan insanlar girişimci olamaz yatırım yapamazlar.

Türkiyenin önünü tıkayan, demokratik çözümleri göz ardı ettiren cuntacılığı bitirelim artık.

MGK cuntacıları tasfiye kararı almalıdır, başka çözüm kalmadı. Adli yargıyı güvenmeyen herkes cuntacıdır veya cuntacıların oyununa geliyordur. Haklı ve mantıklı insanların cesur olması çözüm demektir.

Haber 7