Dr. Cemil ŞAHİNÖZ
Türkiye‘de manevi bakım
Hristiyan geleneğinin yaygın olduğu Avrupa ülkelerinde ve Amerika´da kurumsallaşmış manevi bakım hizmeti (Seelsorge; Spiritual Care) sunuluyor. Özellikle hastanelerde, hapishanelerde, acil durumlarda desteğe muhtaç insanlara manevi destek veriliyor. Doktorlar, psikologlar ve psikiyatristlerden farklı olarak verilen bu destek din ağırlıklı gerçekleşiyor ve hiç bir şekilde diğer mesleklerin alternatifi değil, tam tersine destekleyici bir hizmet olarak sunuluyor.
Bu hizmet hristiyan kilisesi tarafından asırlardır kurumsallaşmış ve profesyonelleşmiş bir şekilde sunuluyor. Yani bu hizmet için birileri eğitiliyor ve ücret karşılığı bu iş yapılıyor. İslam dünyasında bu görevin kurumsallaşmasına ihtiyaç yoktu. Çünkü manevi desteği aile, arkadaş çevresi, komşular yapıyordu. Konuyla ilgili Peygamber Efendimizin (sav.) bir çok hadisi mevcut.
Modern dünyanın yaşam biçimi ve şartları değişmesiyle beraber özellikle büyük şehirlerde hayat ve aile yapısı da değişime uğradı. Artık kriz ve hastalık dönemlerinde aileden veya yakınlardan manevi destek almak zor olabiliyor.
Özellikle Avrupa´da yaşayan müslümanlar için geleneğimizde, kültürümüzde ve dinimizde mevcut olan manevi desteği hakkıyla yakınların vermesi oldukça zor bir durum. Bu nedenle özellikle Almanya´da bazı kurumlar “İslami Manevi Bakım“ hizmeti vermek için projeler geliştirdiler. Hatta konu Alman İslam Konferansının ana konularından biri oldu. (Bizim de doktora tezimizin konusu “İslam´da Manevi Bakım. Almanya´da İslami Manevi Bakım“).
Türkiye´de de bu hizmeti sunmak için geçmişte çabalar oldu. Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı hem 80´lerin başlarında hemde 1995´de hastanelerde manevi bakım hizmetini başlatmak istediler. Fakat “Eyvah, dinciler hastaneye geliyor“ gibi ideolojik sebeplerden dolayı her iki proje de sadece bir kaç ay sonra gerçek manada başlamadan durduruldu.
Ocak 2015´de Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tekrar kolları sıvadılar ve projeyi başlattılar. 1517 kişinin başvurduğu projeden 20 kişi seçildi. Bu 20 kişi 200 saatlik özel eğitimden geçtikten sonra Ankara, Erzurum, İstanbul, Ordu, Kayseri ve Samsun´da seçilmiş 12 hastanede göreve başladılar.
20 sene ve 35 sene önce projeyi durduran ideolojik çevreler ise şu günlerde aynı kafa yapısıyla tekrar görev başındalar. Ankara´daki Numuna Hastanesinde manevi bakım görevlisi bayanın odasının giriş kapısında asılı “Din Psikoloğu“ ibaresini internette yayıp, bayanı mağdur etmek ve demagoji yapmak ile meşguller. Bu olay o kadar zorlarına gitmişki bir CHP Ankara Milletvekili konuyla ilgili TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi.
Karşı çıkanların yazdıklarına ve söylemlerine bakıldığında ne “Manevi Bakım“ın ne olduğunu ne de “Din Psikoloğu“nun ne yaptığını biliyorlar. Dindar kesimi sürekli “gerici“ olarak suçlayan bu zevat, bu düşüncesiyle aslında kendisinin ne kadar gerici ve bilimden uzak olduğunu gösteriyor. Din Psikolojisinin varlığından bile habersiz olan bu “örümcek kafalılar“, manevi bakım ve Din Psikolojisinin arasındaki farkı bile anlamayacak kadar gerici, daha doğrusu dinlemek ve anlamak bile istemeyecek kadar yobazlar.
İdeolojik saplantılı bu insanlar aşağılık kompleksleri nedeniyle “din, İslam, müslüman“ ismini taşıyan herşeye alerjik davrandıkları için, konuya objektif veya bilimsel olarak bakmaları da mümkün değil.
Öncelikle manevi bakım´ın önemini tartışmaya bile gerek yok. Sadece bedenden oluşmayan insanın ruhu´nun da ´sağlığa´ ihtiyacı var. Zaten müslüman geleneğinde (Çin kültüründe de böyledir) hastalık sadece bedensel bir rahatsızlık değildir. İnsanın bedeni ağrıdımı, ruhu da sıkıntı çeker. Ruhu sıkıntı çekince, bedene vurur. Dolayısıyla manevi bakım bu denklemi göz önünde bulundurarak yapılır.
Manevi bakım hizmeti sadece hristiyanlara öz bir mesele de değil. Tüm dünyada farklı isimlerle yerleştirilmeye çalışılan bir hizmettir. İnsanın sadece kullandığı haplar ile sağlığına kavuşamayacağı aşikar. Özellikle modernitenin karmakarışıklığı içerisinde insanın “maneviyat tedavisine“ de ihtiyacı var. Bilim bunu gösteriyor. (Psikoloji kitabımız “Pozitif Ol, Pozitif Bak“a bakabilirsiniz). Özellikle Amerika´da yapılan bir çok araştırma gösteriyorki, manevi bakım alan hastalar – özellikle kanser hastaları – aldıkları manevi motivasyon ve anlamsızlık içerisinde dinin verdiği anlamlar sebebiyle daha çabuk iyileşiyorlar. Üstelik kendisine dua edildiğini düşünen hastalar daha çabuk sağlığına kavuşuyorlar.
Dolayısıyla Türkiye´de manevi bakım hizmetinin başlaması ve verilmesi dünyadaki tıp, psikoloji, psikiyatri ve bilim standartlarıyla tamamen uyum içerisindedir. Devamı da gelir inşaallah…
https://twitter.com/Cemil_Sahinoez
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.