Ali IRMAK
Anne-babayı psikoloğun kapısından çeviren cümle
Anne-baba çocukları için tartışıyorlardı. “Ne olacak bu çocuğun hali? Hiç söz dinlemiyor! Komşunun çocuğunu görmüyor musun? Bizimki neden böyle değil!”
Anne-baba, çocuklarının davranışları yüzünden tartışıp durdular. Çocuk olanları seyretti uzun süre. Tartışmaya bir anlam veremedi. Bir kendisine baktı bir de tartışan anne-babasına. Ortada bir gariplik yoktu. Komşu çocuğu dedikleri de arkadaşıydı. Onunla da gayet iyi anlaşıyordu. Çocuk tartışmayı bırakıp odasına girdi. Kendisi için alına karardan habersizdi. Anne-babası çözümü bir psikologa danışmakta buldu.
Psikologdan randevu aldılar. Çocuklarıyla birlikte yola koyuldular. Çocuk hala olanlardan habersizdi. Nereye gittiğini bilmiyordu. Randevu saati geldi çattı. Anne-baba ve hiçbir şeyden habersiz çocuk, psikologun kapısına vardılar. Baba tam kapıyı vuracakken kapının üzerindeki yazı dikkatini çekti. Yazıyı okudu. Eşine de yazıyı gösterdikten sonra odaya girmekten vazgeçip hep birlikte evlerine döndüler. Çocuk hala olanlardan habersizdi.
Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Psikologa daha doğrusu psikologun kapısına kadar gitmek her şeyi çözmeye yetmişti. Kapıda gördükleri yazıyı çocuklarının görmeyeceği ama kendilerinin her zaman görecekleri bir yere yazdılar. Ne zaman çocuklarını eleştirmeye veya uyarmaya kalsalar hep o yazı akıllarına geldi:
“Armut dibine düşer.”
Tüm hikâyeler bu şekilde bitmiyor. Çoğu aile o psikologun kapısından girip onlara akıl danışıyor. Aldıkları akılla da çocuklarını idare etmeye çalışıyorlar. Ama asıl sorumluların kendileri olduklarını bir türlü kavrayamıyorlar.
Bunu teyit eden güzel bir sözümüz daha var aslında. “Üzüm üzüme baka baka kararır.”
Çocuklarımızın aslında bizlere bakarak karardığını bir türlü göremiyoruz. Farkına varsak bile bazen geç kalmış oluyoruz. Biz çoğu zaman suçluyu dışarıda arıyoruz. Çocukları yetiştirmedeki hatalarımızı görmezden geliyoruz. Bana kalırsa bu işin mazereti yok. Olamaz da. Her zaman olumlu yönden yaklaşmalıyız onlara. Güzeli görmeli, güzeli göstermeliyiz çocuklarımıza. Büyüdüklerinde birçok kötülüklerle karşılaşacaklar zaten. Hiç olmazsa çocukken fazla muhatap olmasınlar kötülüklerle.
Bunu demekle çocuklarımızı cam bir fanusun içinde yetiştirelim demiyorum. Demek istediğim çocuklarımıza temel değerlerimizi verelim. Nasıl olsa gerisi gelir. Su akar yolunu bulur. Eğer düzgün bir yol açarsak su da akmak için o yolu kullanacaktır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.