Misafir Kalem
Babalar arıyor çocuklarını toprak altında!
"VAN kendine geliyor" dedi üst düzey görevliler. "Nasıl yani?" diye etrafıma bakındım. Erciş'i bırakın bir tarafa, Van merkezde de yıkım var... Çadırlar kurulmuş yer yer...
Ruh halimize hiç uymayan rengârenk çadırlar...
Vanlı dertli... Bir "of" çekiyor ki sormayın... Yakınını kaybeden de, "Allah'a şükür bizlere hiçbir şey olmadı!" diyen de dertli...
"Hayat bitti dedim" diye anlatıyor birisi, 1 saniye daha sürseydi, tamamen bitmiştik!
O sırada başlıyor sarsıntı.
Artçılardan bir tanesi...
"Ayağa kalk" diye bağırdıkları anda...
Telaşla fırlıyorum oturduğum iskemleden.
Ayağa kalkınca daha az hissediyorsun abla! Hakikaten beşik gibi sallanıyor insan. Yer ayağınızın altından kayıp gidiyor sanki...
Sonra bir baba getiriliyor... 18 yaşındaki kızı yerin altında kalmış...
Umudunu kesmemiş ama... Ah o ama yok mu o ama...
Herkes birbirine bakıyor. Ne desek boş, ne söylesek yalan dolan, gereksiz...
Susmak en iyisi...
Van'da, Erciş'te bu sefer babalar var başrolde... Babalar arıyor çocuklarını, taş toprak altında... Ağlayacak vakitleri olmamış daha...
Söz vermişler analara, getireceğim oğlunu, kızını, çıkaracağım toprak altından diye...
Verilmiş söz acıyla karışıyor, biçare dolaşıp duruyor babalar yıkılmış bina enkazlarının üzerinde... Oğlan üniversiteyi yeni bitirmiş, işe girmiş... Ailece kutlamışlar birkaç gün önce. Yurt-Kur yıkılınca altında kalmış... Yine babası arıyor oğlunu, "Kokusunu duyuyorum sanki!" diye başlayınca konuşmaya odadan ayrılıyorum...
Ağlarım ben... Tutamam ki kendimi...
Anneler, bebekler çıkarılıyor enkazdan, can vermiş...
Van'da, Erciş'te ağlayan yok daha... Herkes güçlü gözükmeye çalışıyor...
Sakin, derin bir sessizlik var... Yoğun acı var... Sözleşmişler gibi, suskunlar... Şimdilik.
★
İlkokulu Erciş'te okuyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ayaküstü sohbet ettik. "Benim için özel bir yer" diye söze başladı: "Benim okul taş bir bina, Kazım Karabekir'in Harekât Merkezi'ni bozup okul yapmışlar. Gezerken gördüm dimdik ayakta... Zaten sorun da bu... Erciş'te 3 kattan fazla imara haklı olarak izin vermemişler. Ama bugün çöken bütün binalar 6-7 katlı. Apartmanların alt katını market yapmak için taşıyıcı kolonları kesmişler. Helikopterle gezdik, yukarıdan sanki hiçbir şey olmamış gibi gözüküyor. Ama aşağıya bir inince... Çok üzüldüm çok... Söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum acımı anlatmaya... "
Kemal Kılıçdaroğlu çok küçük yaşta Varto Depremi'ni yaşamış... "Toprak evimiz vardı, öyle bir titredik ki ne oluyor diye dışarı fırladık" diye anlattı...
Hepimizin yok mudur benzer bir anısı? Başımıza gelmese de bir yakınımız yaşamıştır. Öylesine iç içeyiz depremle ama asla hazır değiliz. Ben artık hiçbir zaman hazır olmayacağımızı düşünüyorum orası ayrı tabii.
Kılıçdaroğlu da aynı noktaya dikkat çekti: "Japonya'yla, Batı'yla farkımız şu; riski görüp ona göre önlem alıyorlar, biz risk gerçekleşince ancak kara kara düşünmeye başlıyoruz!"
★
Peki burada ne eksik?
Tek kelime... Çadır, çadır, çadır...
Daha çadır yardımları ulaşmamış olacak ki, insanlar çadırsızlığa tepkili...
Hava durumu "Yağmur, ardından kar" gösteriyor...
Ercişliler "Çadırkent" kurulmasına da muhalif... "Bırakın kendi çadırımızı kendimiz kuralım, eş dost tanıdık beraber kalalım" diyor.
Bitirmeden aklımı kurcalayan başka bir soru... Onca ülke yardım eli uzatmışken, "Sağ olun ama yardıma ihtiyacımız yok!" demek ne kadar doğru? Yurtdışından gelen gönüllü ekiplerin Ankara'da bekletilmesi ne kadar anlamlı? Hükümetin bu konudaki tavrı ortada... Ya CHP? Kılıçdaroğlu da bu tutumu destekleyenlerden.
"Biz ülke olarak kendi yaramızı saracak güçteyiz. O kararı doğru buluyorum!" Eh vardır herhalde bir bildikleri!
Balçiçek İlter-Habertürk
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.