İnsanlık, hususan Müslümanlar tarihinin en büyük imtihanlarından birini geçirmektedir. Her insanın bütün insanların dertleriyle ızdıraplar içinde kıvrandığı bir dönemdeyiz. Eskiden insanlar sadece yakın çevresindeki hadiselerden haberdar olabiliyor, dünyanın üzüntü verici hadiseleri altında ezilmiyordu. Şimdi ise dünyanın insanı kahreden olayları, her gün biraz daha bizleri ihtiyarlatmaktadır.

Bilhassa İslâm dünyasındaki olaylar ibret vericidir. İslâm dünyasında örgüt üstüne örgüt kuruluyor, daha doğrusu kurduruluyor. Hepsi de insan öldürmeye göre programlanmış. Öldüren de ölen de Müslüman. Ne yazık ki ölüm makineleri haline gelen örgüt elemanları hangi hain emeller adına hareket ettiğini bilmiyorlar. Perde arkasında birilerinin onları kullandığını bilmeden öldürüyorlar, ölüyorlar. Hem dünyalarını hem de ahretlerini Cehenneme çeviriyorlar. Kısacası İslâm dünyası üzerinde hainâne büyük oyunlar oynanıyor…

Bellidir ki, İslâm’ın her gün biraz daha artan gücünden ve İslâm birliğinden korkan bazı odaklar, İslâm dünyasını ateşe vererek, Müslümanları mezhepçi ve ırkçı ayrılıklarla birbirine düşürerek veya onları sefâhetin karanlık çukurlarına atarak bu gidişatı durdurmaya çalışmaktadırlar. Biz Müslümanlar bu tuzaklara düşersek İslâmiyet zarar görmez, kendimiz büyük tehlikelere maruz kalırız. Çünkü İslâm’ın koruyucusu Allah’tır. Biz ise imtihandayız. Dersimize çalışmazsak kaybedebiliriz…

Bu fitne asrında, Kudreti nihayetsiz, Rahmeti sonsuz olan Âlemlerin Rabbine dayanmaya, Ondan yardım istemeye çok ihtiyacımız vardır. Ondan başka hiç kimse dertlerimize derman olamaz. Şeytanlaşmış din düşmanı insanlara dayananlar, bunların sebep olduğu kötülüklerin içinde bulurlar kendilerini… Kendi güçlerine güvenen zalimler hemcinslerinin hayatları üzerinde büyük oyunlar oynamaktadırlar. Böylece insanlık dünyasında bu muzdarip olduğumuz fitne ve fesatlar gittikçe daha fazla yayılmaktadır.

İnsanlığın kurtuluşu İslâm’ın yüce hakikatlerindedir şüphesiz. Ama şeytanlaşmış benlikler, yanı başımızda bulunan İslâm’ın huzur verici ikliminden faydalanmamıza engel olmaktadırlar. Bize dost gibi görünen fitneciler, ırkçılığı körükleyerek, nefse ve şeytana uydurarak bizi iki dünya saadetinin kaynağı olan dinimiz İslâm’dan uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Böylece önce dünyamızı çekilmez hale getirmektedirler. Onların tuzaklarına düşersek gerçek insanlıktan gittikçe uzaklaşırız. Arkasından, gelmesi muhakkak olan ölümle başlayacak olan ebedî hayatımızın mahv olmuş olduğunu büyük bir pişmanlıkla görürüz.

İşte, ey Müslüman kardeşim! Müslüman olmak bizim için büyük bir şereftir. Müslümanı Müslümana düşman etmek için kurulan tuzaklara düşmeyelim. Unutmayalım, Allah Müslümanları birbirine kardeş yapmıştır. Bizi Yüce dinimizden uzaklaştırmaya çalışan İslâm düşmanlarının, zendeka komitelerinin oyununa gelmeyelim, onların piyonu olmayalım. Hem dünyada, hem de ahirette huzura kavuşturacak dinimiz İslâm’a sımsıkı bağlanalım. Kâinat yaratıcısı olan Rabbimizin kelamı olan Kur’an’a sarılalım. İnsanlığın iftihar kaynağı Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) açmış olduğu nurlu yola girelim. Peşlerinde koştuğumuz, o günahlar içinde kıvranan din düşmanı ırkçı insanlardan bize hiç bir hayır gelmez. Bunu böyle bilelim…

Allah’ın bize bir nimet olarak verdiği dinimiz İslâm’ın hükümleri bizim hayat kanunumuz olsun. Bizim asıl görevimiz, Rabbimizin rızasını kazanmaktır. Onun emirlerini yerine getirmekle, Onun bize haram kıldıklarından uzak durmakla asıl vazifemizi yerine getirelim. Zira dünyayı düzeltmek bizim görevimiz değil. Düzeltmeye çalışsak da, sadece kendimize zarar veririz. Kendimizi düzelttiğimiz zaman, dünyanın düzelmesi için de önemli bir adım atmış oluruz.

Dünyayı düzelteyim derken, Allah düşmanlarının, İslâm düşmanı zalimlerin, insanlık düşmanı canilerin oyunlarına gelmeyelim, tuzaklarına düşmeyelim… Hiçbir şey bizim için, başta namaz olarak ibadetlerimizi yerine getirmekten daha ehemmiyetli olamaz. Büyük bir imtihana tabi tutulmuşuz. Bu imtihanı, İslâm’ı tam olarak yaşamakla ancak kazanabiliriz. Yoksa hem bu dünya hayatımız huzursuzluklarla geçecek, hem de ahirette yakıtı müşrik, münkir, münafık, zalim ve fasıklardan olan Cehennem ateşi ile cezalandırılacağız…

İslâm’ın nuruna ihlâsla yönelelim, hem dünyada hem de ahirette huzuru bulalım. Rabbim bizleri, İslâm’dan uzaklaşanlardan, zalimlerin oyunlarına alet olanlardan değil, dinimiz İslâm’ı en güzel bir şekilde yaşayan Müslümanlardan etsin…