Alaaddin BAŞAR
El-Kayyum
“Varlığı ve bekası kendi zâtından olan.”
“Zeval bulmayıp devamlı kaim olan.”
“Her şeyi ayakta tutan, varlıklarını devam ettiren.”
“Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, Hayy ve Kayyum olandır.” (Âl-i İmrân Sûresi, 3/2)
Nur Külliyatı'ndan, Kayyûm isminin bir tarifi:
“Bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelâli Kayyûm’dur. Yani bizatihi kaimdir, daimdir, bâkidir. Bütün eşya onunla kaimdir, devam eder ve vücudda kalır, beka bulur. Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet kesilse, kâinat mahvolur.” (Lem’alar)
Allah, insanın ayakta durmasını yerdeki çekim kanununa, bedenin canlı olmasını ruh kanununa, Ay’ın düşmemesini Dünyanın çekimine, Dünyanın dönmesini de Güneşin cazibesine bağlamış ve bu mahluklarında Kayyûm ismini tecelli ettirmiştir.
Bütün bu sebepler zincirini bizzat yaratan ve eşyayı onlarla ayakta tutan Allah, elbette devam ve bekası için başkasına muhtaç olmayacaktır. Zira, O’nun varlığı zâtındandır, başkalarının varlığı ise O’nun var etmesiyledir. Varlığı zâtından olanın kıyamı da yine kendi zâtı iledir.
Allah, ‘emir âlemi’ denilen bir kanunlar manzumesiyle, eşyayı sevk ve idare ediyor, varlıklarını ayakta tutuyor, devamlarını temin ediyor.
Nur Müellifi, ruh için ‘âlem-i emirden gelmiş bir kanun-u emrî’ tabirini kullanır ve ruhun diğer kanunlardan farklı olarak, hayat ve şuur sahibi olduğunu nazara verir. Demek ki, ruhumuz da ilâhî bir kanun. Bedenimizdeki bütün organlar onunla ayakta duruyorlar. Onun gitmesiyle kıyam son buluyor ve insan bedeni cansız olarak yere yıkılıyor.
Bir ağacın, meselâ, yaprakları o ağaçta faaliyet gösteren bir kanunla gelişip büyüyorlar. Dikkatten kaçmaması gereken önemli bir nokta, o kanunun da iş görmesi için bir başka kanuna, yani bahar kanununa ihtiyaç göstermesidir. Büyüme kanunu, tek başına iş görecek durumda değil. Baharı kim getiriyorsa, o kanunu da yine o işletiyor ve ağacın devam ve bekasına, yaprakların, çiçeklerin açmasına o kanunu sebep kılıyor.
Dünyada iman ehli yaşadıkça, kıyametin kopmayacağı dikkate alındığında, iman ve ibadetin de kâinatı bir bakıma ayakta tuttukları ve Kayyûm ismine bir başka şekilde ayna oldukları anlaşılır.
Kayyûm ismini tefekkür eden insan, kalbini ancak Allah’a bağlar, şükrünü yalnız O’na yapar.
O’nun var etmesiyle var olan ve Kayyûm isminin tecellisiyle ayakta duran fanilere gönlünü kaptırmaz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.