Abdulkadir MENEK
Halilurrahman’da Bediüzzaman Mevlidi
Bediüzzaman Hazretlerinin Urfa’da vefat edişinin 51. Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Mevlit programı büyük bir heyecan ve katılımla icra edildi. Bu mevlit Bediüzzaman Hazretlerinin vefatından sonra bugüne kadar kesintisiz olarak her yıl icra edilen tek mevlit olarak büyük bir öneme haizdir.
İhtilal dönemlerinde de bu mevlitler küçük katılımlarla da olsa okunmaya devam edildi. Her yıl Türkiye’nin her tarafından ve özellikle de güneydoğu illerinden büyük katılımlarla tertiplenen bu mevlitler, Urfalılar tarafından da büyük bir coşku ve sevinç ile karşılanıyor.
Urfalılar Bediüzzaman’ın misafirlerini, kendi misafirleri olarak kabul ediyor ve evleri ile birlikte gönüllerini de bu aziz misafirlere açıyorlar. Bediüzzaman, Isparta ile birlikte Urfa’yı da “taşıyla, toprağıyla mübarek bir şehir’’ olarak ifade ediyor. Hatta yaşayanlarla birlikte ölülerine bile dua ettiğini ve Urfalılardan da dua beklediğini belirtiyor.
Gerçekten Hz. İbrahim’in bu mekânlarda bulunması, Nemrut’un zulmüne ve ateşine karşı büyük bir inayet-i İlahiyeye mazhar olması, bu diyara çok ayrı bir ehemmiyet ve maneviyat katmış.
Binlerce yıl öncesinde yaşanan ve Kur’an’da da ifade edilen Hz. İbrahim (AS) kıssasının bu şehirde yaşanmış olma ihtimali çok kuvvetlidir. Velilmuindallah. Ümmetinde bu konuda büyük bir kanaatinin olması ve Üstad Hazretlerinin bu yönüyle de buraya ehemmiyet vermesinin mutlak surette çok haklı sebepleri vardır.
Nemrudi damar her ne kadar kıyamete kadar devam edecek olsa bile, İbrahimi damarın nihai ve ebedi galibiyet ve zaferi, müminlerin sürur ve saadet kaynağı olarak bu topraklarda hep tecelli etmeye devam edecektir.
Mevlitteki manaları tefekkür ederken, bu toprakların binlerce yıldan beri yaşadığı değişim ve dönüşümleri de tahattur ettik. Edessa’dan Ruha’ya, oradan da Urfa ve Şanlıurfa’ya kadar uzanan çizginin, kıyamete kadar İslam’ın ve imanın mührü ile bezeli bir şekilde devam etmesi için Rabbimize iltica ettik, dualar ettik.
Evet, mevlit Hz. İbrahim (AS) mesleği olan dostluğun tazelenmesine ve tecdidine de vesile oldu. Uzun zamandır görüşmediğimiz dostlarla sohbet ve muhabbet etmek imkânı bulduk. Farklı memleketlerden, yılların hasreti ile beklediğimiz aziz dostlarımızla kucaklaşma fırsatı bulduk.
Bediüzzaman’ın talebelerinden Abdulkadir Badıllı’nın okuduğu ders ve İhsan Atasoy’un duası ile renklenen Bediüzzaman Mevlidi’ne bu Ramazan’da da yoğun bir iştirak yaşandı.
Şanlıurfa Edessa TV’nin Üstad ve mevlid ile ilgili sorularını canlı yayında cevaplamaya çalıştık. Mevlid okunurken, Dergâh semalarında yoğun ve farklı kuşların hareketliliği dikkat çekti.
Sık sık görüştüğümüz ve her sohbetimizde ayrı lezzet ve muhabbet manalarını yaşadığımız aziz dostum Cüneyt Gökçe ve Zübeyir Gündüzalp kitabının yazarı müstakim ve müdakkik kardeşim İbrahim Kaygusuz ile ettiğimiz doyumsuz sohbetin tadı uzun süre zihnimizde yaşayacak.
Risale-i Nur’da ifadesini bulan bu manaların hayata ve hizmete yansıması için herkesin üzerine düşen görevi yapması, kendisini ve hizmet metodunu Risale-i Nur prensipleri çerçevesinde şekillendirmesi konusundaki görüşler teyid edildi.
Aziz kardeşim Levent Bilgi ile Risale-i Nur üzerinde, hepimizin ihtiyaç duyduğu ve büyük faydalara vesile olabilecek müzakereli okuma düşüncesinin hayata geçmesini temenni ediyoruz.
Bir Bediüzzaman Mevlidi daha bu düşüncelerle ve arkasında güzel hatıralar bırakarak sona erdi.
Sevgi ve kardeşlik atmosferinin oluştuğu bu güzel zeminlerin, Urfa Mevlidinde olduğu gibi bütün Nur Talebelerini bir araya getiren nice hizmetlere vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Bu vesile ile hem bin aydan hayırlı olan Kadir gecenizi ve hem de Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.