Televizyonların yayın akışları değişti, gazetelerin manşeti ilk kez sabah erkenden belirlendi.

Çünkü Usame Bin Ladin'in öldürüldüğü haberi bomba gibi düştü.

Ama aynı zamanda kafalara binbir soru da peşinden üşüştü. Çünkü kitle imha silahları bulunduğu için Irak'ın işgal edildiği yalanına inanmamız istendi. Bizzat o iddiayı ortaya atan Colin Powel, kitle imha silahının işgal için uydurulduğunu itiraf etti.

Tabii Irak işgal edildikten sonra Saddam Hüseyin'in El Kaide'ye destek verdiğine inanmamız istendi.

Saddam devrildi, ama El Kaide ile bir bağlantısı tespit edilemedi. Ama o arada Saddam Hüseyin zaten idam edilmişti. 11 Eylül'de İkiz Kuleler'e çarpan El Kaide mensubu İslamcı militanların, alkol duvarını aşacak kadar eğlence ve bar tutkunu oldukları gerçeğiyle karşılaştık.

11 Eylül saldırısı gerçekleşmeden önce İsrail'in İkiz Kuleler'de çalışan vatandaşlarını işe gitmemeleri konusunda uyardığı, Başkan Bush'un Florida'da okul ziyareti sırasında bir TV ekranından olayı izlerken verdiği tepki kuşkulanmamıza neden olmuştu.

Çünkü ABD'nin bir Pearl Harbor sicili vardı. Pearl Harbor baskınının ABD'nin 2. Dünya Savaşı'na girmesi için kamuoyunu ikna etmek ve savaşa karşı çıkan kadroları susturmak için tezgahlandığı yıllar sonra ortaya çıktı.

11 Eylül en iyi "Kod Adı Kılıç Balığı" filminde anlatılmıştı. Saldırıdan 5 yıl sonra çekilen "9/11" belgeselinden söz etmiyorum.

11 Eylül günü uçaklar, birbiri ardına ikiz kulelere çarparken vizyonda olan, ""Kod Adı Kılıç Balığı"ndan söz ediyorum.

Orada gerektiğinde kendi kulelerinin vurulmasından, kendi uçaklarının düşürülmesinden söz ediliyordu.

O gün batıya savaş açan Usame Bin Ladin isimli bir bedevinin, uçaklara doldurduğu İslamcı militanlarla, "İkiz Kuleler"e saldırdığına inanmamızı istiyorlardı.

Bugün de 10 yıl süren takibin ardından Usame Bin Ladin'in Pakistan'da öldürüldüğü ve cesedinin denize atıldığına inanmamız isteniyor.

Ladin öldürüldü ve denize atıldı açıklamasını duyunca önce "şaka" zannettim.

Şaka olmadığını öğrenince, herhalde aklımızla alay ediyorlar diye düşündüm.

Uğruna iki ülke işgal edilip, 10 yıl takip edilen asrın en azılı teröristini öldürdükten sonra ilk iş onu denize atmak mı olur?

Peki Usame Bin Ladin öldürülemez mi?

Elbette ki öldürülebilir.

Ama bu neden bugün sorusuna sormamıza mani değil. Çünkü ortada kuşku verici durum çok, ikna edici bilgi yok.

ABD için asrın en prestijli olayı, "Fotoshop" olduğu ortaya çıkan bir fotoğrafla mı servis edilir?

İkiz Kuleler travmasını yaşayan Amerikan halkını, Afganistan ve Irak işgaline maruz kalmış İslam dünyasını ikna etmek için Ladin'in son halini gösteren fotoğraf ve görüntüler niye servis edilmez?

Ortada soru çok, ama yanıt yok.

Hiçbir Başkan Usame Bin Ladin kadar Amerika'nın menfaatlerine hizmet edemedi.

Ladin öcüsüyle stratejik önemi büyük Afganistan'ı işgal edip, Orta Asya başta olmak üzere Rus coğrafyasına çeki düzen verdi Amerika.

Yine El kaide ve Ladin öcüsü kullanılarak Ortadoğu'nun anahtarı olan Irak işgal edildi.

Şimdi öldürüldü Usame Bin Ladin.

11 Eylül'den 2 gün önce büyük bir suikast gerçekleştirilmiş, Şah Mesut şehit edilmişti.

Afganistan'ın işgali için o gün düğmeye basılmıştı.

Ladin'in öldürülmesiyle birlikte 11 Eylül'de açılan defter kapatıldı mı?

Hayır.

Sadece yeni bir sayfa açılıyor.

Yeni oyuncular ve yeni bir strateji gündemde.

Sadece konsept değişikliğine gidiliyor.

Artık iyi okumamız gereken yeni bir süreç başlıyor.

Uzun bir süre beklememize gerek kalmaz.

Yakından yeni bir İslam coğrafyasında yeni bir öcümüz ortaya çıkar.

Bizden ona inanıp, o ülkenin işgalini desteklememiz istenir.

Peki El Kaide bitti mi? Orasını bilmem.

Ama şurası kesin ki Usame Bin Ladin görevini başarıyla ifa etti.

Dün öldürülmesi, ya da daha yıllar önce öldürülüp dün açıklanması gerçeği değiştirmez.

Sadece, "Neden şimdi?" sorusunun peşine düşmemiz gerekir.

Ladin'e değil siz asıl bundan sonra olacaklara bakın...

Yeni Şafak