Dursun SİVRİ
Ramazan rezervasyonu
Şart, yer ayırtma, ayrılmış bölge anlamında kullanılan “rezervasyon” İngilizceden dilimize girmiş bir kelime.
Yolculuk, konaklama, restoran vb. yerlerde kişiye veya gruba özel bir alanın belirli bir süre şartlı ayrılması olarak hayatımızda kullanılıyor
Bu kelimeden maksat düz mantıkla hangi restoranda iftar açılacak, kaç kişilik yer ayrılacak şeklinde anlaşılabilir. Belki iftar sofralarını hatırlatmış da olabilir. Olsun
Ramazan rahmet ayı, Mânevi kazancın en yüksek olduğu panayır, fuar, ziyafet sofralarının 7/24 saat açık olduğu bir aylık döneme giriyoruz.
İnsanlara ramazan hakkında değerlendirmeleri sorulduğunda klasik sual; “eski ramazanlar nasıldı?”
Hiç hoşlanmadığım bir soru var bu klişe “eski ramazanlar hakkında ……” sorulan soru.
Ortaya atılmış, hangi cevabın arandığı belli olmayan, herkesin dünyasına, hayat anlayışına göre cevabı da “ah!... o eski ramazanlar…” diye başlayan klasik cevap.
Ramzanın eskisi mi olur ya? Kimi Osmanlı dönemini anlıyor, kimileri yirmi yıl önceki çocukluğunu. Aslında özlemi hissedilen bilinçaltında “ah çocukluğum!” hissiyatı yatıyor.
Merhum Dr. Halûk Nurbaki böyle bir suale sıra dışı harika bir cevabını hatırlıyorum bir Tv programında.
Eski ramazanlara günümüzle mukayese edildiğinde eskiye hasretin yanlışlığını şöyle ifade etmişti. “Dört yaşındaki çocuğun elindeki orucu alamıyorsun, ne eski ramazanı ya?...” diye tepki vermişti. Günümüzün ramazanları geçmiş yüz yıla göre daha iyi gelişmelerin yaşandığı bir dönem. Günümüzde dün yaşanmayan çok yeni güzellikler de var hayatımıza girmiş.
Günümüz Ramazanları için “ah!....” yerine “ohhh!...” çekilebilecek çok pozitif şartlara sahibiz memleketimiz olarak. Başta nimetlerin bolluğu çok önemli…
İslâm âleminin geneli için, özellikle çatışmaların yaşandığı, Müslümanların zulme maruz kaldığı Suriye, Irak, Filistin, Mısır gibi ülkeler için aynı olumlu tablodan bahsedilemez. Mukayese edildiğinde, izafi olarak gerçekten Türkiye huzur adasıdır.
Memnuniyet derecesini ölçme maksatlı yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara göre de halkın yüzde 70 gibi çoğunluğun şükür ve kanaat göstergesi olarak memnun olduğu kamuoyuna açıklandı.
Din ve vicdan hürriyeti, temel hak ve hürriyetler bakımından kısıtlamaların ortadan kalkmasıyla beraber ekonomik refah seviyesinin yükselmesi etken olmuştur. Şükür ve kanaat mânevi değerler yönüyle de dini cemaatlerin, gönüllü kuruluşların, özellikle kamu kuruluşları olarak yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının katkıları olmaktadır.
Dürbünün ters camından bakanlar, isyan ve itiraz etmek için bahane arayan gayr-i memnunların sosyolojik yapılarına bakıldığında ise mesele ne hak hukuk ve ekonomik meseledir. Tamamen zihni, fikri, siyasi ve kasti sebepler olduğu anlaşılıyor. Mânevi yönden boşluklarını enaniyet ve nefsaniyetin esiri hissiyatla tatmin arayışındandır.
Evet mânevi kazanç katsayısı çok yüksek rahmet ayına giriyoruz.
Her bir hasenenin çarpan katsayısının binler, on binlerle müjdelendiği, bir de oruç gibi riyasız halis bir ubudiyetin ihlas katsayısı ile de bir daha hesap edilirse tahmin etmek mümkün değil. Cenab-ı Hak’kın rahmet hazinesi sonsuz. Kiliti külli bir niyet ve ihlas
Müşterek bir dua iklimi, kalplerin şevk ve heyecan rezonansında “mağara misal” ağızlarla yapılan dualar, getirilen selavatlar rahmet-i ilahiyenin celbine vesile olacaktır inşallah.
Bazen millet olarak şiddetli ikaz ve imtihana tabi tutuluyoruz.
Ağır bedeller ödeniyor. Yalnız ikaz genellikle toplu ders alınmasına, ayılmaya vesile oluyor. Yaraların sarılmasında yardımlaşma ruhu en yüksek şuurla tezahür ediyor.
Duanın kabul şartlarından olan “gıyaben dua” sırrı, hiç kimse başkasının ağzıyla günah işlemediğinden günahsız ağızların duasının kabule yakın olması hasebiyle kabulü kuvvetle muhtemel olması ümidiyle gıyaben ve ismen dua etmek.
Dua edilecek kişiler listelerimizi geniş tutmaya çalışalım. Sayı çoğalınca kişi başı düşen hisse azalmaz. Hiç olmazsa duada cömert olalım
Ramazanda mânevi sofralar için rezervasyon yaptıralım.
Rezervasyon, bütün duyu ve duygularla, beyin ve bedenle kendimizi konumlandıralım.
Kur’an ayı, dua ayı, hayır hasenat, izzet ve ikram için niyetlenip planlanan her salih amel bir nevi manevi rezervasyondur.
Rahmet ve mağfiret ayının kazancı bol fırsatlarını iyi değerlendirmek temennisiyle Ramazanınızı tebrik eder hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’(cc)tan niyaz edelim.
Bütün dostların Mübarek Ramazanını tebrik eder umum âlem-i İslâm, hatta insanlık için hayır, sağlık ve saadetlere vesile olmasını niyaz ederim.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.