Dursun SİVRİ
Seçimde ‘Bir dane-i hakikat bir harman yalanı yakar(cak) mı?’
Seçim döneminde gündem konusu haliyle siyaset konular oluyor.
Siyasete yüklenen anlam insanların inançları, değerleri ve önceliklerine farklılık arz ediyor.
Toplumu manüple etmek için algı yönetiminin en son taktikleri kullanılıyor.
Ancak insanların kalp gözü her şeyi iyi görüyor.
“Bir dane-i hakikat bir harman yalanı yakar” diyor asrın imamı.
Bediüzzaman ve Risale-i Nurun bakışı ortak değer olarak tezahür etti. Bütün algı yönetimi teşebbüslerini boşa çıkardı.
Bediüzzaman’ın saff-ı evvel talebeleri de Risale-i Nur bakışını cümle âleme ilan ederek tescil ettirdiler. Efkâr-ı âmme ve kalbi umumi de aynen kabul etti biiznillah…
Kimileri siyaseti en önemli amaç olarak görürken kimileri de araç olarak görüyor.
Seçim ne tek başına amaçtır ne de her amacın aracıdır.
İçtimai hayatın bir gerçeğidir. Ne her şeydir, ne de hiçbir şey değildir.
Önemi ve önceliği insanların ferdi ve sosyal hayatına yansıyacağı sonuçları kadar önemlidir.
İnsan hayatının önem ve öncelikleri maddi ve mânevi hayatını ilgilendirme derecesi kadar önemlidir.
Siyasetçiden ve siyaset kurumundan öncelikli beklenti, temel hak ve hürriyetlerle her türlü güvenlikli ortamını sağlamasıdır.
Sosyal taleplere cevap vermesidir.
Milletin katılımları ile elde edilen kaynakları ihtiyaç önceliklerine göre etkin bir şekilde kullanmaktır.
Siyaset ve siyaset kurumuna kutsallık atfetmek ifrat ise rey vermemek gibi de önemsiz görmek tefrittir.
Her insan milleti, memleketi, vatanıyla önem derecelerine göre âlâkadardır. Âlâkadar olmak insaniyetin iktizasıdır.
“Def-i şer celb-i nef’a racihtir”, yani zararın def etmek faydayı düşünmekten önce gelir kaidesine göre, din ve vicdan hürriyetini tehdit eden unsurlar siyasi tercihte ölçü olmalıdır.
Siyasetten menfaat beklentisine göre pozisyon almak, pazarlık yapmak, anlaşamadığın zaman muhalif, anlaştığın zaman muvafık olmak kadar ilkesizlik olamaz.
Bir de kafasında hayali olarak tasavvur ettiği siyasi yapı yok diye rey vermemek de aynı derecede ilkesizlik, fikirsizlik, ufuksuzluk, var oluşunun anlamsızlığının ifadesidir.
İnsanın var oluş gayesi bellidir. Sorumluluk derecesi kalp ve mide dairesinden, mahalle, memleket dairesine hatta evrensel çapta sorumlulukları vardır.
“Tarafsızlık muhalif tarafı iltizamdır” kaidesine göre, toplumun referans aldığı, pusulası, saat ayarı mesabesindeki Risale-i Nurdan ders alan insanlar “nötr” olamaz, dine ve mânevi değerlere muhalif tavrı sicilli olan siyasi partilere oy veremez.
Sadece dar dairede kendini düşünen, ben merkezli, hiç kimseyi beğenmeyen kibirli ve isyankâr bir tutum ise tek kelime ile anarşistliktir.
Hele hele iman ve Kur’an davası ile kendini tanıtmakta olup, siyasi görüş beyan ederken adeta düşünce beyanını kalemiyle “kan davasına” dönüştürmüş olanlar, çarpık görüşleri ma’kes bulmayınca “rey kullanmayabiliriz” diye kamuoyuna beyanda bulunması çok hazin ve ibretlik bir durumdur. Nur talebeliği ile izah edilemez.
Bilmânâ “Bizim gibi düşünenler etken değil edilgendirler, özne değil nesnedirler, aktör değil ancak figüranız, aklımızı kullanamadık kiraya alan da olmadı, bizi yok sayın adam yerine de koymayın” demektir.
Bu seçimde rey kullanmak sadece bu ülkenin için değil Âlem-i İslâmın mukadderatı için, Risale-i Nurların Diyanet marifetiyle basımının gerçekleşmesi için, tesis edilmiş olan din ve vicdan hürriyeti ortamının devamı için, bu gibi daha birçok hizmet edenlere oy vermeyi çok önemli bir insani vazife.
Mehmet Erdoğan hoca bu konuyu yine Risale Haber’de yayınlanan makaleleriyle gayet açık ve müdellel olarak meseleyi izah etmiş. Okumayanlara mutlaka okumalarını öneririm
Kendini yok sayanlar davanın sorumluluğunu kaldıramamış, kendi varlığı kendilerine yük olmuş olan acizlerdir.
Biz davamızla iftihar ediyoruz, her türlü sorumluluğu da üstlenmekten kaçınmıyoruz, 30 Mart’ta sandığa gidiyor haklı tarafa taraftar olduğumuzu reyimizle ispat ediyoruz. Din-i mübin-i İslâm ve memleketimiz için hayırlara vesile olacağına inanıyoruz inşallah…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.