Eyüp OTMAN
Senin feryadın bana mı gönül!
Senin feryadın bana mı gönül!
Ben, beni unuttum… Nice yıl oldu.
Kandığım sevdalar; hep katmer-katmer,
Sevmeyi unuttum… Koca yıl oldu.
Geceler geçiyor gamla, kederle,
Karanlık kalbimde, dil; perde-perde,
Düştüm; onulmaz… Bir ince derde,
Derman Bulmadım… Nice yıl oldu.
Aşk bu imiş, nâ-dân; Eritti beni,
Yaktı; pare-pare, kül etti beni,
Bir kere, hatıra getirdim seni,
Akıl uçtu baştan… Divane oldu.
En ince hastalık; böyle çıkarmış,
Ruh bedeni tutup, böyle sıkarmış,
İnsanı kapkara, sevda yakarmış,
Hastane kapıları bana yol oldu.
Yolları gözledim gelirsin diye,
Bir umut, bir ışık verirsin diye,
Hatıralar yüklü; geçen maziye,
Takılıp kaldım… Nice yıl oldu.
Aşinaydım aşka, bana yakındı;
Bir adım, yan-yana yarenlik ettik,
Gözümü karartıp diyemedim ki;
Şimdi ah! Yanarım; nice yıl oldu.
Şimdi yan gönül, döne-döne yan!
Fırsat elden gitti! Oldun bin pişman,
Kendine; kendinsin, en büyük düşman,
Pişmanlığın sonu; faydasız oldu.
Bir hasret inler içimde her an,
Fânî ma’şûktan, eyledim ziyan,
Bâkî, var mı ki; düşündüm her an,
Maddeden, manaya geçiş zor oldu.
Ayine-i Samed kalbin derunu,
Elestü’de verdiği sözü unuttu,
Meyletti nicedir, gelip geçene,
Fânî Ma’bûdlara, mudhike oldu,
Değer miydi? Üç günlük, fânî çamuru,
Misk-i amber sanıp, sürdün yüzüne,
Toprağı soksaydın, nankör gözüne,
Maldan mülkten geçip… Gelmek zor oldu.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.