Ahmet AY
Yahudiler İslamiyet hakkında neler düşünüyorlar?
Bu yazıda size anlatmak istediğim kitap aslında çok ilginç bir konuya dair. Hoş, popüler meseleleri tartışmaktan böyle incelik isteyen mevzuulara bakar yanımız kalmamış, o da doğru. Ancak yine de popülaritenin (belki dayatılanın demeliyim) önünde bu kadar çabuk pes etmemek gerek. Daha incelikli okumalar yaptırabilecek eserlere de yönelmek gerek. Hele hele kitap dünyamızı sadece romanlara, özellikle de sadece TV’lerde adı sıklıkla geçen yazarlara hasretmemek gerek. Bu çok yanlış. Zaten yayın dünyası, içerisinde hazineler saklı karanlık sulara benzer her zaman. İyi kitaplar biraz aranılsın, peşinden koşulsun ister. Güzellerin mehiri de yüksek olur, vesselam...
Ben de biraz önce böylesi bir kitabın sonuna geldim. Dost tavsiyesiyle okuduğum bu eser, hiç hakkında düşünmediğim bir mevzuda merakaver bilgiler sunuyordu. Doç. Dr. Nuh Arslantaş’a ait olan “Yahudilere Göre Hz. Muhammed ve İslamiyet” isimli bu kitap, İslamiyet’in hicretten sonrasıyla her zaman temas içinde bulunmuş bir dinin mensuplarının İslam hakkındaki düşüncelerini tarihî belgeler eşliğinde inceliyordu.
Ama bu noktada belki kitabın da altbaşlığını vermeliyim hemencecik, zira bu geniş alanda konsantre olacağımız (olmamız gereken) bölgeyi anlatıyor: “İbranice Tarih Kitapları Açısından Bir İnceleme.” Evet, kitabın esas konusu bugünün Yahudilerinin İslamiyet hakkındaki düşünceleri değildi. Eser daha çok kronik metinler üzerine yoğunlaşıyor ve belki bazı noktalarda nadir olarak günümüze atıflar yapıyordu. Yani asıl konusu geçmişte Yahudilerin İslamiyet hakkında ne yazdıkları, ne söyledikleriydi.
Konu sahiden ilginç... Zira Yahudilerin Resulullah’ın (a.s.m.) Medine hayatından itibaren Müslümanlarla yakın temas içinde oldukları bir gerçek. Ve mutlaka söylemiş oldukları, yazmış oldukları birşeyler vardır diye düşünüyorsunuz. Nihayetinde ehl-i kitap bir millet çünkü. Yazmaya o zamanın Arapları gibi yabancı da değiller. Fakat ne gariptir ki, kitabı okurken İslamiyet hakkında Yahudiler tarafından yazılan ilk metinlerin ancak 10. yüzyılda ortaya çıktığını görüyorsunuz. Ve üstelik bu metinler çok sığ, yetersiz metinler...
Yahudiler hakkında böyle bir bilgiyle karşılaşmak beni çok şaşırttı. Köklü bir millet (hem kültürlerine düşkün bir millet) oldukları düşünülürse Yahudilerden böylesine yakın temas içinde oldukları bir din ve mensupları hakkında daha çok yazılı metin bulmayı beklerdim. Hatta özellikle Medine döneminde Müslümanlarla olan ilişkilerine dair daha çok şey okumabilmeyi düşlerdim.
Fakat hayır, Yahudiler ne yazık ki, o zamanlara dair hiçbir metin yazmamışlar ve bulundurmamışlar. Yazdıkları metinlerin tamamı 10. yüzyıldan sonra yazılmış ve Hıristiyan kaynakların etkisinde kalarak şekillenmiş durumda. Öyle ki, Nuh Arslantaş’ın güzel tespit ettiği gibi benzer ifadeler yakın tarihli Hıristiyan kaynaklarında da bulabiliyorsunuz. Onlardan alıntılandıkları çok açık... Çok nadir olarak İslam kaynaklarından faydalanıyorlar. Genelde Hıristiyan kaynaklarını tercih ediyorlar.
İçerisinde apokaliptikleri de olan bu kaynaklar masalımsı kurgulara sahip tutarlılık taşımayan şeyler. Mesela; kimisi Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) Yahudi asıllı derken, kimisi de Hz. Ali’yi (r.a.) sonradan Müslüman olmuş bir Yahudi olarak gösteriyor. Kimisi Abdullah bin Selam’ı (r.a.) Müslüman oluşundan dolayı bir hain olarak nitelerken, kimisi ise onun numaradan böyle birşeye giriştiğini belirtiyor. (Hakkında kötü birşey yazmadıkları tek kişi ise Hz. Ömer, herhalde Kudüs’ü fethinin ardından Yahudilerin beşyüzyıllık giriş yasağını kaldırdığından olacak.)
Vardıkları tek ortak kanaatse şu: Hz. Muhammed (a.s.m.) -haşa, yüzbin kere haşa-neyi başardıysa ve neyi öğrettiyse tâbilerine hepsini onlardan (Yahudilerden) aldı. Mesela bir on haham efsaneleri var, güya diyorlar ki, bu on haham Hz. Peygamber’in (a.s.m.) yanında yaşayarak onun öğretisini şekillendirmesini sağladılar. Yani ne olduysa, yine onlar sayesinde...
Yahudilerin tarihsel bir süzgeçten geçmiş psikolojik arkaplanlarını anlamak açısından bu eser faydalı bir eser. İçerisinde kimi kısımlarda tekrarlar göze batsa da bu ilginç konu hakkında okuma yapmak isteyenler için uygun bir seçim. İçinde özenilmiş, faydalı birçok dipnot ve arkada yine faydalı bir İbranice sözlük de var. Bu alana ilgi duyanlar için İz Yayınları’ndan çıkan bu eser tavsiyem olsun. Hepinize güzel okumalar dostlarım.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.