Zeki KAMİLZÂDE
Mezarlıkta 'Sıfır Tolerans' okunur mu?
Kılıçdaroğlu severlerin kendisine, artık hangi hikmetle bilinmez, 'Brütüs Özgür' dediği Özgür Özel Bey geçenlerde şöyle demiş: "Bu millete Fetih sûresiyle karın doymadığını anlatmak boynumuzun borcu." Vuuhuuu! Doğrusu bir CHP genel başkanı için çok cesur ifadeler. Çünkü mesele 'karın doyurmak' olunca CHP'nin karnesi pek de iyi sayılmaz. (Suriye içsavaşını bile 'Arapça Nutuk göndermekle' çözmeye çalıştıklarını hatırlatırım muhterem kârilerim.) Aklıma hemen ex-genel sekreterlerinden, hemi de ex-başbakanlardan, Recep Peker geliverdi mesela.
Said Alpsoy Hoca, Allah ona afiyet versin, dersinde anlattıydı da şaşırdıydım: 1946'da, Kütahya'da seçim konuşması yaparken, halkın bir gaflette bulunup "Açııııız!" diye bağırmasından dolayı çok bozulan Hazret, cevabı yapıştırmış: "Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler!" Estağfirullah! Yanlış söyledim. Marie Antoniette'e gitti birden aklım. Devrik Fransa kraliçesi elbette bizim diktatörler kadar hazırcevap değildi. Bizimki ne demiş peki? O da geliyor: "Açsanız bok yiyin!" Gördünüz mü gurmeyi? Vedat Milor yanında haltetmiş. CHP oyunu her zaman çabuk çözümden yana kullanmıştır zaten. Aferin. Hatırlarsanız Prof. Dr. Celal Şengör Bey de gıda takviyesi olarak mezkûr formülü tercih ettiğini belirtmişti. Demek ki, bilim bu kadar gelişmesine rağmen, bilimadamları hâlâ pekmezi kaynatmakla şeker elde edemiyor. Aynı cins değiller çünkü. Aman canım. Laik ülkeyiz. Canı çeken çektiğini yesin.
Yalnız iş mübarek Kur'an'ımıza uzanmasın ha! Karın doyurmak meselesi değil çünkü Kur'an okumak. Kur'an okumak kalp doyurmak meselesi. Kafa doyurmak meselesi... Nefis merkezli hayata (d)adanıp dünyaya 'beslenme çantası' gözüyle bakanlar için elbette maneviyatı anlamak zor birşey. Nitekim, dirilere Kur'an'ı Özgür Özel Bey yasakladığı gibi, ölülere okunmasını da Mehmet Okuyan Bey yasaklıyor. O da geçenlerde şöyle birşey söylemiş: "Ölüye fayda etsin diye Kur'an okumak, trafik kazasında ölmüş olan adama, trafik kurallarını hatırlatmak gibidir."
Tabii standart sünni müslüman da sormadan edemiyor: "Arkadaş ne alıp veremediğiniz var Kur'an'la ya?" Biriniz diriye yasaklıyor. Ötekiniz ölüye yasaklıyor. Peki kime okunacak bu Kur'an? Sonuçta okunması lazım değil mi? Kitap okunmak için gönderilmiştir. Aksini düşünmek onun kitaplığıyla da çatışmak olur. Okunmayan bir kitap, kitap olmaz artık, dekorlaşır. Anlamsızlaşır. Galiba ülkem modernistleriyle kemalistleri nihayetinde eleleverip, şöyle birşey diyecekler: "Kur'an ne ölüye ne diriye okunmak için gelmiştir. Ölüye fayda vermez. Dirinin de karnını doyurmaz. O halde yapılması gereken ona sadece karşıdan bakmaktır. Kapağını bile açmak doğru değildir aman!"
Halbuki 'ölülerimiz için dua etmek' de Kur'an'da geçiyor. Ölülere dualarımız kavuşabiliyorsa, bu yöndeki ayetleri inkâr edemiyorsak, o halde Kur'an'la edilen dua neden ruhlarına ulaşamasın? Kur'an bir 'trafik kuralları' bildirgesi gibi seküler değildir ki. Gözümün nuru Bediüzzaman'ın o geniş tarifinde belirttiği gibi "(...) hem bir kitab-ı hikmet ve şeriat, hem bir kitab-ı dua ve ubûdiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir ve marifet gibi, bütün hâcât-ı mâneviyesine karşı birer kitap ve bütün muhtelif ehl-i mesâlik ve meşârib olan evliya ve sıddıkînin, asfiya ve muhakkikînin herbirinin meşreplerine lâyık birer risale ibraz eden kütüphane-i mukaddesedir."
Böyle bir 'kütüphane-i mukaddese'yi 'trafik kuralları' gibi seküler metne indirgemek veyahut 'suya atılıp on dakika kaynattıktan sonra yenecek' hazırgıda muamelesinde bulunmak, ikisi birden, âkıl kârı işler değildir. Nihayetinde ölenler trafik kurallarına uymaktan kurtuluyorlar. Fakat Allah'ın emirlerine uymaktan, o konuda trafik dışına çıkmaktan, ölüler bile kurtulamıyorlar. Dilerse Mehmet Okuyan Bey bir denesin. "Allah gecinden versin!" deyip ehl-i sünnet okurlarımı da üzmek istemiyorum. Ama, vakt-i merhunu gelip vukû bulduğunda, kabrinde bir Allah'ı inkâr etmeyi denesin mesela. Bakalım Münker ile Nekir abilerimiz yanaklarını nasıl okşuyorlar?
Bu, meselenin bir gıcık tarafı, bir de diğer gıcık tarafı var. Geçenlerde, Noel programlarından birinde, hemşehri olmaktan hiç de memnun olmadığım Hadise Hanım, Narin Güran kızımız için 'Sıfır Tolerans' okumuş. Ben de cahillikten Kur'an'ı açıp baktım. Öyle bir sûre olduğunu hatırlamıyorum çünkü. Yâsîn olsa bilirim. Tebareke olsa bilirim. Kısa sûrelerden birisinin mi adı değişti? Yok. Meğer bu 'Sıfır Tolerans' Kur'an'dan bir sûre değilmiş. Hanımefendinin şarkılarındanmış. O da merhume kızımızın ruhuna bununla ulaşmaya çalışmış. Tabii Mehmet Okuyan kim? Onu okuyan mı var? Zaten adam hangi birimizle uğraşsın? Diyanet'le mi uğraşsın, cemaatlerle mi uğraşsın, Hadise'yle mi uğraşsın! Yoksa, Kur'an'ı ölülere okutmayan adam, 'Sıfır Tolerans'ı söylettirir miydi hiç?
Ama kârilerim netice bazen Hatice gibi çıkmayabiliyor. Mesela: Kandillerin İslam'da olmadığını söyleyen kankisi modernist Caner Taslaman Bey de meğer Noel'i kutlar imiş. Karşısında değil imiş. Süslü ağacıyla fotoğrafını gördük de öğrenmiş olduk. Demek ki sürprizlere hazırolmak lazım. Mehmet Okuyan da belki sadece Kur'an okunmasına karşıdır. Hadise'nin 'Sıfır Tolerans'ına eşlik edebilir. Şarkı toleransa 'sıfır' diyor ama elbette Hadise Hanım Mehmet Bey'i tanımıyor. Kadın sünni mi ki, modernist ilahiyatçıların kılıcı boyunlarını kessin, değil mi ama!
Zaten internette gördüm. Galata köprüsündeki Gazze eyleminde de ölen çocuklar için balon uçurmuşlar. Ne enteresan: İsrail, Gazze'de çocukları binalarıyla birlikte havaya uçuruyor, biz de onlar için balon uçuruyoruz. Neyse... Karşılık geliyorsa bir diyeceğim yok. Günahımıza kefaretse yapılsın. Yapmak günahtır, o ayrı da, katliam izlemek de günahtır herhalde. Amaaan, ahirzamandır, çok da kafayı takmaya gerek yok. Siyaset mantığa gelmez. En güzeli tahtaya yazıp ezberleyeceksiniz: Kur'an okumak ölülere de dirilere de yasak. Mezarlıkta hele zinhar! Fakat 'Sıfır Tolerans' söyleyebilirsiniz. Sonra balon uçurup sevabını bağışlamak da olur. Tamam. Allah cümlemizin salih amellerini kabul etsin muhterem kârilerim. Yiyecek birşey bulamadığınızda çayınıza kitaplığınızdaki Nutuk sayfalarını bandırmayı unutmayın. Yakınınızdaki bir heykelin yüzünü yalamak da iyi gelebilir. Belki Andımız da okuyabilirsiniz. Fakat Fetih sûresini sakın denemeyin. Onun karın doyurmadığını Brütüs Özgür Bey belirtti çünkü.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.